ZEYTİNYAĞINDA REKABETÇİLİĞİN YOLU KATMA DEĞER YARATMAK

Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fügen Özkaya, zeytin ve zeytinyağında Ekim ayı itibariyle başlayan 2018-19 sezonu nedeniyle bir mesaj yayınladı. Özkaya, Zeytindostu Derneği’nin Türkiye’yi zeytinyağı üretiminde dünya ikinciliği hedefine taşıyacak önerilerini paylaştı. Özkaya, devlet destekli politikalarla birlikte markalaşma, kalite ve katma değerli üretim ve pazarlamanın önemine işaret etti.

Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fügen Özkaya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıkladığı resmi rekolte tahmin raporunun ardından yeni sezona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özkaya, zeytin ve zeytinyağında 2018/19 sezonunda 423 bin ton sofralık zeytin, 193 bin ton da zeytinyağı rekoltesi beklendiğine işaret ederek, “Zeytin ve zeytinyağında daha rekabetçi olmanın yolu katma değer yaratmaktan geçiyor. Zeytinyağı üretiminde İspanya’nın ardından dünya ikinciliğini hedefliyoruz ” diye konuştu.  

2018-19 sezonunda 1,5 milyon ton zeytin rekoltesi beklendiğini, bunun 423 bin tonunun sofralığa, 1 milyon 77 bin tonunun da yağlığa ayrılmasının öngörüldüğünü, buradan 193 bin tonluk bir zeytinyağı üretimi beklendiğini hatırlatan Özkaya, Bakan Pakdemirli’nin zeytinciliği bilen bir isim olmasının sektör açısından bir avantaj olduğunu söyledi.

Zeytinyağında hedef ikincilik

Dünya zeytin ağacı varlığında ikinci sırada olmamıza rağmen zeytinyağı üretiminde İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dördüncü sırada bulunduğumuza değinen Özkaya, bu alanda Türkiye’nin dünya ikinciliği hedefine vurgu yaptı. Özkaya, “177 milyon zeytin ağacı varlığıyla ülkemizin önümüzdeki yıllarda İspanya’nın ardından zeytinyağı üretiminde dünya ikinciliğini yakalayacağını düşünüyoruz. Özellikle son beş yılda bakanlığımızın desteği ile zeytin ağacı dikimlerinde hızlı artış yaşandı. Bu dönemde dikilen ağaçların da meyve vermeye başlamasıyla dünya zeytinyağı üretiminde daha fazla söz sahibi olmayı bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

En çok Akdeniz ülkeleri tüketiyor

Dünyada üretilen zeytin ve zeytinyağının yine ana üreticiler olan Akdeniz ülkeleri tarafından tüketildiğine işaret eden Özkaya, açıklamasında “Uluslararası zeytin konseyi verilerine göre dünyada yaklaşık 3 milyon ton olan zeytinyağı ve yaklaşık 3 milyon ton olan sofralık zeytin üretiminin yaklaşık yüzde 75’i üretici olan Akdeniz ülkeleri tarafından tüketilmektedir. Ülkemiz ise yaklaşık 200-250 bin ton zeytinyağı ile dünya üretiminde beşinci, yaklaşık 500-550 bin ton sofralık zeytin ile ikinci sırada yer almaktadır. Tarım ve Orman Bakanımızın da ifade ettiği gibi dünyayı doyuran ülke olma yolunda izlenecek politikalarla zeytin ve zeytinyağı üretiminde ön sıralara gelmemizin önü açık”  ifadelerini kullandı.

Markalaşma ve kalite artışı hedef pazarın anahtarı

Dünya zeytin ve zeytinyağı üretim ve tüketiminin yeterli olmadığına da değinen Zeytindostu Derneği Başkanı Fügen Özkaya, özellikle üretici ülkeler dışında tüketimin artırılması için Uluslararası Zeytin Konseyi’nin her yıl düzenli olarak tanıtım çalışması yürüttüğünü hatırlattı. Özkaya, “Bu sayede 1980’li yıllarda başlayan ABD tanıtım çalışmaları meyvesini vermiş ve ABD’nin zeytinyağı ithalatı 300-350 bin ton seviyesine çıkmıştır. Benzer çalışmalar Çin, Japonya ve Rusya gibi ülkelerde de devam etmekte ve tüketimde artış gözlenmektedir. Türkiye olarak bizim de zeytin ve zeytinyağında hedef pazarlar arasında bulunan bu ülkelerde ihracatçı konumumuzu güçlendirmek, markalaşma ve kalite çıtasının yükselmesiyle mümkün olacaktır” dedi.

‘Katma değer’ vurgusu!

Prof. Dr. Özkaya, ülkemizin katma değer yaratan politikalar izlendiği takdirde daha rekabetçi bir konuma geleceğini dile getirdi. Özkaya sözlerini şöyle sürdürdü;

“Dünya zeytinciliğinde üretimden, tüketime bütün safhalarda katma değer elde edebilen İtalya üreticilerine ciddi fayda sağlayabilmektedir. Ülkemiz 190 milyon zeytin ağacı varlığıyla dünyada önemli bir yere sahiptir ve bu üretimden ülkemizin de İtalya gibi daha fazla katma değer kazanması söz konusudur. Üretimden işlemeye, iç ve dış ticaretten tüketime kadar yaşanan bütün sorunların üstesinden gelmenin en önemli yolu zeytin ve zeytinyağımıza katma değer katmaktır. Böylece üretimde üreticinin gelir seviyesi yükselecek ve hem mevcut zeytin ağacını korurken hem de yeni zeytinliklere sahip olunabilecektir. İşletme sahipleri ile iç ve dış ticaret yapan tüccar ve ihracatçımız markalı üretim ve ticaret ile gelirlerini artırmış olacaklardır. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda ülkemiz zeytinciliği için yeni bir yol planı hazırlanması ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir protokolle yeni bir oluşum gerçekleştirilmesi önemlidir. Bu bağlamda Sayın Bakan’ın ifade ettiği fikirler biz zeytindostlarını umutlandırmıştır. Tüm sektör paydaşlarına bereketi bol bir hasat dönemi dilerim.”