Bugun...


Uzman Doktordan Korkutan Uyarı? 100 Bin Vakaya Çıkabilir
Tarih: 08-04-2021 13:17:21 Güncelleme: 08-04-2021 13:49:21 + -


Tam kısıtlamaya gidilmediği takdirde koronavirüs vaka sayılarının daha da artacağını belirten Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, 100 binlerin görülebileceğini söyledi.

facebook-paylas
Tarih: 08-04-2021 13:17

Uzman Doktordan Korkutan Uyarı? 100 Bin Vakaya Çıkabilir

Tam kısıtlamaya gidilmediği takdirde koronavirüs vaka sayılarının daha da artacağını belirten Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, 100 binlerin görülebileceğini söyledi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, vaka sayılarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Ertuğrul, koronavirüs vaka sayılarının daha da artacağını belirterek, "Aslına bakarsanız bu bizim tespit edebildiğimiz sayı. Yani asemptomatik olanlar toplumda dolaşmaya devam ediyorlar ve biz onları tespit edemiyoruz. Olgu sayılarının 60 binleri göreceğini söyledim zaten. Belki de daha da yukarıya çıkar bir tam kısıtlamaya girmezsek eğer. Ama bu demek değildir ki 'aslında o gün 60 bin olgumuz var'. Asemptomatiklerle beraber bu olgu sayılarının 80-100 bine kadar dayanacağını görebiliriz ve öngörebiliriz. Bu da bizim ciddi miktarda hasta yükümüz anlamına gelir" dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, koronavirüs salgınında son dönemlerde vaka sayılarının artmasının normal olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ertuğrul, "Vaka sayılarının, olgu sayılarının artmış olması gayet normal. Çünkü mart ayının başından beri bir serbestleşme yaşadık. Ve bu serbestleşmeyle beraber İngiltere varyantının da toplumda hakim suş haline gelmesi olgu sayılarımızı artırmaya başladı. Ne yazık ki olgu sayılarıyla beraber yoğun bakımda yatan hasta sayıları ve yaşam yitimleri de artmaya başladı. Ne yapılması gerektiğine gelince çok acil bir biçimde sosyal ve ekonomik olarak mağduriyet yaşayacakların tüm mağduriyetlerinin giderildiği bir tam kapanmaya doğru gidilmesi gerekiyor. Bu konuda KLİMİK ile beraber birkaç uzmanlık derneği olarak bir bildiri de yayınladık zaten. Orada da insanların ekonomik kayıplarının karşılanacağı bir tam kapanmaya hem de tam bir kapanmaya belirli bir süre gidilmesi gerektiği ve bu kapanma sırasında olabildiğince çok aşının yapılarak, özellikle risk grubuna yapılarak salgının belki böylece kontrol altına alınabileceği öngörüsü yapılmıştır. Bunun olması için de hükümetin, siyasi iktidarın bir an önce bir karar alması gerekiyor. Çünkü bu serbestleşmeyle beraber olgu sayıları daha da artacaktır. Şu anda 45 bin civarına yaklaştı vaka sayısı günlük olarak, bunun 50-55 hatta 60 bine doğru gideceğini de görürüz eğer bir kapanma gerçekleşmezse, kısıtlamalar gerçekleşmezse" dedi.

"ASEMPTOMATÄ°KLERLE BERABER

OLGU SAYILARI 100 BÄ°NE DAYANACAK"

Prof. Dr. Ertuğrul, vakaların daha da artacağına dikkati çekerek, "Çok daha yüksek sayılara gider. Aslına bakarsanız bu bizim tespit edebildiğimiz sayı. Yani asemptomatik olanlar toplumda dolaşmaya devam ediyorlar ve biz onları tespit edemiyoruz. Olgu sayılarının 60 binleri göreceğini söyledim zaten. Belki de daha da yukarıya çıkar bir tam kısıtlamaya girmezsek eğer. Ama bu demek değildir ki 'aslında o gün 60 bin olgumuz var'. Asemptomatiklerle beraber bu olgu sayılarının 80-100 bine kadar dayanacağını görebiliriz ve öngörebiliriz. Bu da bizim ciddi miktarda hasta yükümüz anlamına gelir. Sağlık sistemi böyle giderse bir süre sonra bunu kaldıramayacak pozisyona gelecek. Çünkü şu anda bile yataklar dolmaya başladı, yoğun bakımlarda kritik eşik aşılmış durumda. Yüzde 60'ın üzerine, yüzde 65'e doğru giden bir doluluk oranımız var. Ve bizim şu anda aktif hasta sayımız da 350-400 bin civarında. Yani 350-400 bin civarında izlenmesi gereken hasta var. Bunlar çok yüksek rakamlar. Bizim bir an önce bir tam kapanma gerçekleştirmememiz durumunda ramazan bizim için gerçekten kötü geçecek demektir" diye konuştu.

"OLGULAR ARTIKÇA ÇOCUKLAR

VE GENÇLER ETKİLENECEK"

Çocuklar ve gençlerin olgu sayıları artıkça etkileneceğini söyleyen Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, "Olgu sayıları arttıkça toplumdaki gençler ve çocuklar da doğal olarak bundan etkilenecekler. Yoksa bu hastalığın çocukları şu anda daha fazla tuttuğuna yönelik bir bilimsel veri yok. Olgu sayılarımız yüksek, aynı oranda çocuklarda ve gençlerde de yüksek sayıda hastamız var. Bu şu anlama da geliyor. 'Çocuklar ve gençlerde, sağlıklı gençlerde asemptomatik taşıyıcılık da olduğundan dolayı bizim onları tespit edebilmemiz de zorlaşıyor.' Ve onlar toplumda dolaşmaya devam ettikleri sürece başkaları için risk oluyorlar, başkalarına da bulaştırabiliyorlar. Bu nedenle de aslında çok geniş tarama testlerinin bir an önce yaşama da geçirilmesi gerekiyor. Yani birçok insana, gençlere, çocuklara, özellikle okul çağındaki çocuklara eğer okula gidiyorlarsa, gerekirse haftalık taramaların yapılması gerekiyor. Yurt dışında bu böyle oldu. İngiltere'de örneğin, okullar açıldı ama neredeyse her hafta onlara Covid testi yapılarak, hatta şimdi çocuklara pratik Covid testleri verip evlerde anne babalarının da yapmaları sağlandı. Böylece olgular hemen yakalandı, hemen izole edildi. Bu da mücadelenin bir parçasıdır zaten. Bizim şu anda test sayımız 220 binlere ulaştı ama bunun 500 binlere hatta daha da yukarılara çıkması gerekiyor" dedi.

"HANGÄ° AÅžI OLURSA OLSUN MUTLAKA OLUNMALI"

Bulunan ilk aşının olunmasının önemli olduğunu belirten Ertuğrul, "Aşı, hangi aşıyı bulabiliyorsanız onu yaptırın, bir seçim değil bu. Ama bilimsel veriler bize şunu gösteriyor, SinoVac aşısı, inaktif virüs aşısı. Bizim geleneksel yöntemlerle bulduğumuz ve şu anda kullandığımız, daha önce de birçok aşıda denediğimiz bir yöntem. Bunun güvenilirliği konusunda hiçbir kuşkumuz yok. Ve yan etki olarak da daha sıkıntısız bir aşı. Ama mRNA aşıları yeni yöntemle yapılmış bir aşı. Ancak şöyle bir avantajları var. Daha yüksek antikor titresi ve daha yüksek koruyuculuk oranına sahip fakat bazı yan etkiler olabiliyor vücutta daha fazla kırgınlık, kol ağrısı gibi. Ama bunlar da geçici semptomlar aslına bakarsanız. Kabaca şunu söyleyebiliriz, hangi aşıyı buluyorsanız onu yaptırın. Ama bağışıklık yetmezliği olanlar, bağışıklık konusunda kemoterapi alanlar ve daha önceki aşılarda yeterli antikor yanıtı oluşturamamış bireyler belki mRNA aşısı onlar için bir avantaj olabilir. Ama yine de tekrar etmekte fayda var. Hangi aşıyı bulabiliyorsanız onu yaptırın" şeklinde konuştu,

"ÖLÜMDEN KORUYOR"

Prof. Dr. Ertuğrul, aşının ölümden koruduğunu ifade ederek, "Aşıların belli bir hastalık görülmeme olasılığı var, oranı var. Yani buna baktığınız zaman güven aralığı içerisinde inaktif virüs aşısı yüzde 50 ile 70 arasında koruyor. mRNA aşısının ise yüzde 90'lara kadar bir koruyuculuğu söz konusu. Ama buna karşın aşı olanlarda da bir hastalık görülme durumu söz konusu olabilir. Ama biz şunu biliyoruz, aşı olanlar ağır hastalık tablosu geçirmeyecekler. Yani hastaneye yatmaları daha az, hatta neredeyse yok. Ölüm oranları ise sıfır. Yani aşı, ölümden yüzde yüz koruyor. O zaman şunu söyleyebiliriz, insanlar aşı olsalar bile belki hasta olabilirler ama korkmasınlar hafif atlatacaklar hastalığı" dedi.

Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, koronavirüs vakalarının 50 bine dayandığını belirterek "Günde 500 kişiyi kaybedeceğimiz günler yakın" dedi.

Koronavirüssalgınının başından bu yana bin 500 yoğun bakım hastasının verilerini inceleyen Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, zirvenin görüldüğü mart, nisan, mayıs aylarında yani başlangıçta 3 kişiden 1'inin hayatını kaybettiği Pandemide, ikinci dalgada yani ekim, kasım, aralık aylarında bu rakamın 3 kişiden 2'ye yükseldiğini belirtti. İşte çarpıcı gelişme ve kritik son dakika uyarıları;

Totalde yoğun bakıma yatan hastaların yüzde 55-59 arasında ölüm oranı olduğunun altını çizen Cinel, "3. dalga çok daha yüksek rakamlarla karşımıza çıkacak. Günlük yeni vaka sayısı 50 bine dayandı. Günde 500 kişiyi kaybedeceğimiz günler yakın" ifadesini kullandı.

"BU SAYILARLA SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL"

"Yoğun bakımlarımızda yerimiz var ama vaka sayısının gidişi, artışı sürdürülebilir değil" diyen Prof. Dr. İsmail Cinel, şunları söyledi:

YAŞ ORTALAMASI DÜŞTÜ: ÖLÜM ORANLARI ARTACAK

"Yoğun bakım ölüm oranlarında artış olacak. Aşılamada 65 yaş üstünü korumayı başardık. Virüs yeni silahlar geliştirdi. Yaş ortalaması 77'lerden 58'lere düştü. Şu anda gözlemlediğimiz hastalar çok daha erken yoğun bakıma ihtiyaç duyuyorlar.

Tahrip olmuş organlarla geliyorlar. Bu da çoklu organ yetmezliğiyle ölüm oranını artıracak gibi görünüyor. Virüs bağışıklık sistemimizi etkiliyor ve bu bağışıklık sistemini etkilemesi nedeniyle de mantarlar ve bakteriler gibi mikrop türleri hastayı septik şoka götürüyor.

Daha çok dirençli enfeksiyonlar görüyoruz yoğun bakımlarda. Virüs buna ortam hazırlıyor. Aşılananlarda gevşeme olmayacak, onlar maske, mesafe, hijyen kurallarına devam edecek."






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÃœN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI