Bugun...


2021 Yılı İhracatta Altın Yıl Oldu
Tarih: 14-01-2022 00:12:30 Güncelleme: 14-01-2022 00:55:30 + -


Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu basınla bir araya geldikleri toplantıda 2021 ihracat rakamları başta olmak üzere son ekonomik gelişmeleri ve gelecek öngörülerini paylaştı.

facebook-paylas
Tarih: 14-01-2022 00:12

2021 Yılı İhracatta Altın Yıl Oldu

Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu basınla bir araya geldikleri toplantıda 2021 ihracat rakamları başta olmak üzere son ekonomik gelişmeleri ve gelecek öngörülerini paylaştı. Toplantıda ilk sözü alan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi Ege Bölgesi’nin 2021 yılı ihracat performansı hakkında bilgiler vererek şu açıklamayı yaptı:

“Türkiye’nin 225 milyar dolar ihracat yaparak, Orta Vadeli Ekonomik Programdaki 2023 hedefini geride bıraktığı 2021 yılında Ege Bölgesi’nin ihracatı yüzde 29’luk artışla 21 milyar 800 milyon dolardan, 28 milyar 158 milyon dolara çıktı.

Ege Bölgesi’nde bu ihracata 10 binin üzerinde firmamız katkı sağladı. Her ihracatçı firmamıza sizlerin aracılığıyla çok teşekkür ediyoruz. EİB’den ihracat yapan firma sayımız 2020 yılında 6 bin 249 iken, 2021 yılında 6 bin 644’e çıktı.

Ege İhracatçı Birlikleri’ne 2021 yılında bin 489 yeni üye kazandık. Türk ekonomisinin tek moral kaynağı ihracat konumunda. İhracatçı firma sayımızın artması için önümüzdeki dönemde de çabalarımızı sürdüreceğiz. Ege Bölgesi’nin ihracatına iller bazında baktığımızda İzmir, 14 milyar 815 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 53’ünü gerçekleştirdi.

Manisa, 5 milyar 205 milyon dolar, Denizli ise; 4 milyar 574 milyon dolar ihracata imza attı.

Ege İhracatçı Birlikleri ise; 2020 yılında 13 milyar dolar olan ihracatını, 2021 yılında yüzde 26’lık artışla 16 milyar 325 milyon dolara çıkardı. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliğimizin 11 tanesi 2020 yılına göre ihracatını artırırken, Ege Tütün İhracatçıları Birliğimizin ihracatında azalma yaşandı.

Sanayi sektörleri Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracatına 9 milyar 528 milyon dolarlık katkı sağlarken, Tarım sektörlerimiz, yüzde 12’lik artışla ihracatlarını 5 milyar 716 milyon dolara çıkarırken, madencilik sektörümüz Ege İhracatçı Birlikleri’nde 1 milyar 81 milyon dolarlık ihracat rakamıyla temsil edildi.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliğimiz 2 milyar 241 milyon dolarla en fazla ihracat yapan birliğimiz oldu.

EİB’de birliği olmayan Kimya sektörümüz 1 milyar 838 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi ve EİB bünyesinde Kimya İhracatçıları Birliği olarak temsil edilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Kimya sektörümüzle birlikte EİB’de temsil edilmeyen Otomotiv, İklimlendirme, Makine, Elektrik-Elektronik, Savunma Sanayi, Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri sektörlerimiz 5 milyar 150 milyon dolarlık katkı sağladı.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimiz,

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz,

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğimiz,

Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz,

En çok ihracat yapan birliklerimiz olarak sıralandı.

211 ülke ve gümrüklü bölgeye ihracat yaparken, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere en çok ihracat yaptığımız ilk üç ülke oldu.

Bir cümle ile özetleyecek olursak;

“2021 yılı ihracatta altın yıl oldu”

Biraz sonra birlik başkanlarımız her birliğimiz performansı ile ilgili daha detaylı bilgi verecekler. İhracat rakamlarıyla ilgili verdiğim bu bilgilerden sonra çok önemsediğimiz “Sürdürülebilirlik” ile ilgili yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi vermek istiyorum.

Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz; Ege Bölgesi, bütün olumsuzluklara karşın, iyi bir kriz yönetimi ve vizyon ile sürdürülebilirlikte Türkiye’de hem ilk refleks gösteren hem de öncü olan bir bölgedir. 2021 yılı hedefimizi aşarak yüzde 25 artışla 16 milyar 325 milyon dolar olarak gerçekleştirdiğimiz ihracatımızın, sürdürülebilir kaynaklardan sağlanması için arka planda büyük bir efor harcıyoruz. Gerek 2020 yılında sektörlerin uyum sürecine destek olmak, yeni projeler geliştirilmesi için kurduğumuz Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuz,

Gerekse Türkiye’de İhracatçı Birlikleri arasında ilk kez geçen sene EİB bünyesinde kurduğumuz Sürdürülebilirlik Proje ve Eğitim Departmanımız bu sürece ne kadar önem verdiğimizin en somut adımlarından biri. Kurumsal sürdürülebilirlikten, sektörel saha çalışmalarına, insan kaynağının sürdürülebilirliğinden, firmaların Sürdürülebilirlik Ur-Ge projeleriyle desteklenmesine kadar birçok süreci yönetiyoruz. 

En önemlisi; dünyanın en büyük küresel sürdürülebilirlik inisiyatifi Global Compact’a ilk imza atan İhracatçı Birliği olarak biz bu evrensel eylem çağrısının paydaşı olduk.

Geçtiğimiz günlerde İhracatçı Birlikleri tarafından ilk kez hazırlanan, sürdürülebilirlik sorumluluk bildirim raporumuzu teslim ettik. 2019 yılında Global Compact ile attığımız bu küresel adımı, bundan sonraki süreçte hem kendi kaynaklarımız hem de ulusal ve uluslararası fonlar aracılığıyla projeler yürüterek genişletiyoruz.  Sürdürülebilirlik ekosisteminde yer alan kurum ve kuruluşlar ile iş birliklerimiz devam ediyor.

EİB olarak ihracatçılarımızın yeşil dönüşüm ile ilgili ihtiyaç duyacakları finansman ve devlet desteklerinin hayata geçirilmesi noktasında aktif rol alıyoruz.  Sınırda karbon vergisi uygulamaları mekanizmalarının tartışıldığı gruplarda aktif rol üstleniyoruz.

Firmalarımızın ‘Sürdürülebilirlik’ ile ilgili projeleri öne almaları artık bir zorunluluk. Finans sektörü kaynaklarını sürdürülebilir projeler gerçekleştiren firmalara kullandırma kararı almış durumda. Şirketlerimiz sürdürülebilirlik temalı çalışmadıkları takdirde finansmana erişimde de tıkanıklıklar yaşayacaklar.

Konuşmamın son bölümünde Türk ekonomisindeki güncel gelişmelerle ilgili görüşlerimi ve 2022 yılı öngörülerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türk ekonomisinin 2021 yılının ilk üç çeyreğinde ki yüzde 11,4’lük büyümesine ihracatçılarımızın katkısı yüzde 48 oldu. 2020 yılında pandemi nedeniyle dünyada ertelenen talep 2021 yılında realize oldu. Hammadde fiyatlarındaki artışta ihracat rakamlarımızın artışında etkili oldu.

2022 yılında hammadde fiyatlarında düşüş beklentisi var. Ancak, navlun fiyatlarında pandemi öncesine dönüş olmayacak.

Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan yüksek enflasyon, dövizde tsunami olarak tanımladığımız dalgalanma ve istikrarsız kur, yüksek faiz ihracatçılarımızın 2022 yılı performansını olumsuz etkileyecek boyutta.

İhracatçılar olarak hiçbir zaman “Yüksek kur” talebimiz olmadı. Her zaman, “İstikrarlı kur”a vurgu yaptık. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Günlük yüzde 10-15 dalgalanan kurla baş etmemiz mümkün değil.

Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 14’ken bugün bankalar yüzde 30-35’le kredi kullandırıyor. İhracatçılarımızın bu maliyetlerle kredi kullanıp, ihracat yapıp para kazanıp bu kredileri ödemesi olanaksız.

Yeni yılla birlikte elektrik, doğal gaz, akaryakıt ve diğer girdilere gelen zamlarda ihracatçının beli büküldü. İhracatçı bugün fiyat veremez, sipariş kabul edemez noktada. Bu tablo hızlıca düzeltilmezse 2022 yılının Mart ayından itibaren ihracattaki yükseliş, düşüşe geçebilir. Pandeminin seyri de ihracatımız açısından başka bir bilinmez olarak karşımızda duruyor. Türk ihracatçısının finansmana erişimindeki engeller ortadan kaldırılmalıdır. Merkez Bankası’nın Reeskont Kredilerindeki tıkanıklığı gidermesi gerekiyor.

İhracat Türk ekonomisinin tek tutunduğu dal. 2021 yılındaki başarıyı 2022 yılının da sürdürmek, 2022 yılının da “Altın Yıl” olması için biz ihracatçılar üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bunun için döviz-faiz-enflasyon üçlüsünün bize köstek olmaması gerekiyor. Türk ekonomisinin önündeki en büyük problemin yüksek enflasyon olduğunu vurgulamamız gerekiyor.

Enflasyonu düşüremediğimiz takdirde,

döviz ve faizde de istikrar sağlayamayız

Enflasyonu düşürmenin, döviz ve faizde istikrara kavuşmanın yolu yabancı sermaye gelişini artırmaktan geçiyor. Ülkemize yabancı sermayenin gelişini hızlandıracak zemini hazırlamakta Hükümetimizin görevi.

Hükümetin uygulamaya koyduğu ekonomik modelin başarılı olması hepimizin ortak dileği. Yaklaşık üç aydır Türkiye’nin gündeminde yer alan döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma, bugün kontrol altına alınmış gibi gözükse de, dolar kuru 18 TL seviyesine geldiği zaman piyasada oluşan fiyatlar yerinde duruyor. Milim gerileme olmadı.

İhracatçılarımızın fiyat tutturabilmesi için fiyatların güncel kura göre aşağı çekilmesi gerekiyor. Türk ihracatçıları olarak önümüzdeki süreçte yüksek teknolojili yatırımlara odaklanmak istiyoruz.  Bunun için ekosistemin uygun olması gerekiyor.

Ege İhracatçı Birlikleri olarak, 2022 yılında odaklanacağımız bir diğer başlığımız ise Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği kurulması olacak.

İzmir, yenilenebilir enerji ekipmanları üretiminde lider konumda. İhracatı her geçen gün artıyor. Bir ihracatçı birliği çatısı altında buluşma talebi sektörden bize geldi.

Biz de çalışmalarımızı başlattık. Birlik altında hareket etmeleri sorunlarının çözümünde, ihracatlarının artmasında sinerji ve koordinasyon sağlayacak.

Son 4 yılda İzmir’de STK’lar arasında sağlanan uyumla Dikili Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve Torbalı’da Mobilya OSB kuruldu. İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi hayata geçti. Yazılım Bilişim Kümelenme Derneği YABİSAK, İzmir’i yazılım ve bilişim merkezi yapma noktasında çalışmalarına başladı.

İzmir’de sinerjinin Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği’ni de İzmir’e kazandıracağına inanıyoruz.

Son olarak değinmek istediğim konu ise; İhracatçılarımıza Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan sağlanan destek için 2021 yılında ayrılan 4,126 milyar TL’den Kasım sonu itibariyle sadece %40’ı kullanıldı.

2020 yılının aynı dönemine göre Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF)’ten firmalarımıza aktarılan destek %37 oranında azaldı.

Pandemi sebebiyle fiziksel fuarların yapılamaması, kısıtlamalar sebebiyle pazara giriş faaliyetlerinin yapılamaması bu desteğin kullanımının azalmasındaki ana faktör.

Burada yapılması gereken, destekleri günümüz şartlarına uyarlayıp firmalarımızın bu desteklerden azami oranda faydalanmasını sağlamak.

Örneğin, 2008/2 sayılı Tebliğ kapsamında Tasarım ve Ürün Geliştirme Projesi desteklenen firmalarımız için; kısıtlamalar sebebiyle gerçekleştirilemeyen yurtdışı seyahatlere ilişkin ayrılan toplam destek tutarının üçte birine düşürülmesini, bunun yerine, firmalarımızın sanal showroom ve sanal kumaş kütüphanesi kurmalarına yönelik donanım ve yazılım desteği verilmesini talep ettik. Bununla ilgili Bakanlıktan olumlu dönüş bekliyoruz.

2022 yılında ekonomimizdeki taşların yerine oturmasını, omicron varyantıyla dünyada tekrar büyük bir paniğe neden olan pandeminin son bulmasını diliyor, hepinize sağlıklı, mutlu ve bol kazançlı bereketli bir yıl diliyorum.

ÜRETİM VE İHRACATTA DÜNYA LİDERİYİZ

BİROL CELEP /Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Kuru Meyve Sektörünü Genel olarak değerlendirdiğimizde, Üretiminde ve ihracatında dünya lideri olduğumuz; sektörümüzün lokomotif ürünleri olan kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı dünya genelinde bilinen prestijli ve sağlıklı marka ürünlerimizdir.

2021 yılı itibariyle toplam kuru meyve ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre değerde % 12.6 oranında artış kaydederek yaklaşık 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

En fazla ihraç geliri elde edilen ürünlerimiz % 27 payla kuru üzüm, % 22 payla kuru kayısı ve % 17 payla kuru incir olmuştur. Toplam ihracatımızın 1.1 milyar dolarlık kısmı bu üç üründen elde edilmiştir.

Dünya kuru üzüm ihracatının üçte birini tek başına gerçekleştiren Ülkemiz; 2021 yılında bir önceki yıla göre miktarda %3’lük düşüşle 227 bin ton, değerde ise %8 düşüşle 425.7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Kuru incir Türkiye’nin sağlıklı ve prestijli ürünlerinden biridir. Tüm semavi dinlerde kutsal meyve olarak kabul edilen, noel sofralarının vazgeçilmezi kuru incir 2021 yılı itibariyle bir önceki yıla göre miktarda % 5 oranında artarak 71 bin ton, değerde ise %11’lik bir artışla 260 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye’nin kuru kayısı ihracatı da 2021 yılında bir önceki yıla göre miktarda aynı kalarak 90 bin ton, değerde ise %31 oranında artarak 345 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sürdürülebilirlik günümüzde en önemli konu olup, Kuru Meyve Sektörü olarak hem üretim hem de ticaretimizin sürdürülebilir şekilde devam etmesi için çok yoğun çalışmalar yürütülmektedir.

Bu açıdan hem ulusal hem de uluslararası platformlarda FRUCOM ve INC gibi üyesi olduğumuz kuruluşlarla bu konudaki çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Covid pandemisinin sona ermemiş olması ve tüm dünyayı etkilemeye devam etmesi nedeniyle herkes için bir belirsizlik söz konusu.

Kuru meyve sektörü olarak insanların sağlıklı gıda taleplerindeki artışın 2022 yılında da artarak devam edeceğini düşünüyor ve sektörümüzün önceki yıla göre ihracat gelirinin artmasından mutluluk duyuyoruz. Bunun devamı için de gerek istihdam gerekse yatırımların arttırılması konusunda imkanlarımız ölçüsünde elimizden geleni yapıyoruz. 

Yaptığımız çalışmaların birkaç temel amacı var;

 - Ürünlerimizin kalitesini, gıda güvenliğini artırmak,

- Geleneksel ürünlerimizi günümüz gıda trendleriyle uyumlu küçük ambalajlarda, sağlıklı, doğal ve organik konseptleriyle pazarlayarak daha fazla katma değer yaratmak,

- İhracatımızı miktar ve değer olarak arttırmak,

- Pazar çeşitliliği sağlamak,

Bu döngünün bir diğer çıktısı ise Sürdürülebilir ihracat artışının sağlanması olduğuna inanıyoruz.

Son olarak, 2018 yılında kurduğumuz ve tüm paydaşların bir araya geldiği Üzüm, İncir, Kayısı ve Organik Ürünler Komitelerimiz ile Bilim, Teknoloji ve Ekonomi Kurulumuz 2022 yılında da faaliyetlerine devam edecek ve ihracatımızı arttırmak ve yaşanan sorunlarımıza hızlı çözüm bulabilmek amacıyla var gücümüzle çalışacağız.

EN FAZLA DIŞ TİCARET FAZLASI VEREN SEKTÖR OLDUK

R. BURAK SERTBAŞ/Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Hazır giyim sektörü, geleneksel olarak Türkiye’nin en fazla dış ticaret fazlası veren sektörlerinden biri olarak pandeminin etkisinin hissedilmeye devam edildiği 2021 yılında başarılı bir performans gösterdi.

Türkiye geneli hazırgiyim ihracatı 2020 yılına göre %18 artışla 20,2 milyar dolar ihracat gerçekleşirken, pandemi öncesi yıl olan 2019’un aynı dönemine göre Türkiye geneli ihracatımız %14 arttı. Türkiye genelinde sektörel ihracatta öne çıkan ilk 5 ülke Almanya, İspanya, İngiltere, Hollanda ve Fransa oldu.

EHKİB olarak da başarılı bir yılı geride bıraktık. 2014 yılında gerçekleştirdiğimiz 1,4 milyar doları da aşarak 1 milyar 489 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatımız 2020 yılına göre %14, 2019 yılına kıyasla ise %13 arttı. En fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke ise İspanya, Almanya, İngiltere, Hollanda ve ABD oldu.

Yıl sonu hedefimize ulaştık. İhracat hedefimize ulaşmamızda tasarıma yaptığımız yatırımın büyük payı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin en katma değerli ihracat yapan sektörleri arasındayız. Sektörümüzün birim fiyatları Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor.

Bunu birim fiyatlarımız da destekliyor.

2021 yılı Tr geneli ihracat birim fiyatı: 13,3 $/kg,

2021 yılı EHKİB ihracat bitim fiyatı 16,9 $

2021 yılı Fiziksel Faaliyetler

Kitlesel aşılamaların etkisiyle ana ihraç pazarımız olan Avrupa’da yılın 2.yarısında hayat normale dönmeye başladı. Birlik olarak biz de fiziksel organizasyonlarımıza başladık. Eylül ayında Fransa/Paris’te PV Manufacturing Paris fuarına katıldık. Kasım ayında Danimarkalı hazırgiyim markalarını İzmir’de ağırladık. 35 firmamızın katılımıyla ikili görüşmeler organize ettik.

Sektörel Sorunlar

2021 yılında sektör olarak başarılı bir performans sergilerken ihracatımızı olumsuz etkileyen bazı sorunlarla da uğraşmak zorunda kaldık. Kısaca bu problemlerden bahsetmek isterim.

Karşı karşıya kaldığımız majör sorunlar hammadde fiyatlarındaki artış, tedarik zinciri kesintileri ve artan navlun fiyatları oldu.

Özellikle pamuk fiyatlarında son 10 yılın en yüksek fiyatlarını gördük. Maliyetlerimiz açısından oldukça olumsuz durumlarla karşılaştık.

2021 yılına her ne kadar belirsizliklerle başlasak da, sektörümüzün sağlam alt yapısı ihracat rakamlarımızın yükselmesine büyük katkı sağladı. Sektörümüze bir diğer katkı, Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok alıcının pandeminin yarattığı belirsizlik ve riskler nedeniyle yakın coğrafyadan tedarike yönelmesinden geldi. Bu eğilimin 2022’de de devam edeceğini düşünüyorum.

Bu olumlu durumların yansımasını hazır giyim sanayi kapasite kullanım oranlarına baktığımızda da görüyoruz. 2021 Ocak ayı hazır giyim kapasite kullanın oranı %69 iken, Ekim ayında bu oranın %82,7’ye yani pandemi öncesi yıl olan 2019 seviyesine geldiğini görüyoruz. 2022 yılında da sektörümüzün özellikle Avrupa’dan gelen siparişlerin artmasıyla kapasite kullanım oranlarının daha da artacağına inanıyorum.

2022 İhracat Hedefi

Pandemi kaynaklı çok büyük bir aksilik yaşamazsak, hammadde ve navlun kaynaklı maliyet artışları hızımızı kesmez ise 2021 yılındaki başarımızı 2022 yılında da tekrarlayacağımıza inanıyorum. Sağlam sürdürülebilir alt yapımız, temiz üretime yaptığımız yatırımlar ve Avrupa’ya olan yakınlık avantajımızla 2022 yılında Türkiye geneli hazır giyim ihracatımızın 22 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini, EHKİB olarak ihracatımızın ise 1,6 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşeceğini öngörüyorum.

EHKİB 2022 Hedefleri & Projeleri

2021 yılında sektörümüzün trend konuları olan sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konularını 2022 yılında da Türkiye’nin katma değeri en yüksek ihracat gerçekleştiren ve dönüşüme liderlik eden sektörlerinden biri olarak, odak noktamıza yerleştirip ulusal bir inovasyon gündemi oluşturmak gayretinde olacağız.

2022 yılında EHKİB olarak Sürdürülebilirlik alanında yürüttüğümüz Urge projemize devam edeceğiz.

Dış Pazar Faaliyetleri

Dış Pazar etkinliklerimize devam etmeyi hedefliyoruz. Maalesef Omicron varyantının Avrupa’da etkisini artırması dış pazar faaliyetlerimizi olumsuz etkiledi. Bu ay milli katılım gerçekleştirmeyi planladığımız Münih Fabric Start Sourcing fuarı alınan önlemler neticesinde iptal edildi. Şubat ayında düzenlenecek PV Manufacturing Paris fuarı milli katılım organizasyonumuzu büyük bir aksilik olmazsa gerçekleştirmek istiyoruz. Avrupalı alıcıların bu dönemdeki yüksek ilgisinden yararlanmak için PV fuarını üretici firmalarımız için büyük bir fırsat olarak görüyorum.

Yine Birliğimiz, ETHİB ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ile ortak bir Almanya Sektörel Ticaret Heyeti organize etmeyi planlıyoruz. Mart ayında Danimarka İstanbul Başkonsolosluğuyla işbirliğinde İzmir’de 2.Danimarka Alım Heyeti organizasyonumuzu yapacağız.

Fransız perakende zinciri Monoprix ile de temas halindeyiz. Bu yıl içerisinde üyelerimize yönelik bir faaliyet gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.

Birlik olarak sürdürülebilirlik denildiğinde dünyanın önde gelen ülkelerinden İsveç ve Finlandiya’daki paydaşlarımızla temaslarımıza devam edeceğiz. Temmuz ayında PV Paris ve Eylül başında MFS fuarlarının 2.edisyonlarını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Hazır giyim sektörümüzün en fazla ihracat yapan sektörlerin arasında 2022 yılında da yerini koruyacağını, sürdürülebilir katma değerli ihracatını daha da ileriye taşıyacağını ve ülkemize döviz kazandırmaya devam edeceğini belirterek sözlerime burada son veriyorum.

BİRLİK TARİHİNDE BİR REKORA İMZA ATTIK

HAYRETTİN UÇAK/Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı

2020 yılında Birliğimizin tarihinde çok önemli bir rekora imza attık. 2021 yılında da bu başarının sürdürülebilirliğini sağladık ve Birlik olarak rekorumuzu tazeledik.

Bu rekorlara katkısı olan tüm üyelerimizi ve birlik çalışanlarımızı canı gönülden kutluyor ve kendilerine sektörümüz adına teşekkür ediyorum.

Bu rekoru bize getiren ihracat rakamlarımıza bakacak olursak;  

Birliğimizin, 2021 yılında 2020’ye göre; % 14’lük bir artış ile toplam 1 milyar 182 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini görüyoruz.

Ülkemiz tarım ürünleri çeşitliliği bakımından benzersiz bir ülke konumuna sahiptir.

Bir başka büyük şansımız da ülkemizde üretilen birçok ürünün işlenmek suretiyle değerlendirilmesine müsait son derece modern tesislere sahip olmamızdır.

Sektörümüzün yapacağı yatırımların, ürünlerimizde katma değer yaratacak yatırımlar üzerine olacağını düşünüyorum. Özellikle Pandemi sonrasında katma değer yaratmaya yönelik yatırımların hız kazandığını söyleyebilirim.

2022 yılında Birliğimizin, toplam ihracatını artırarak rekorlarına yenisini eklemesini hedefliyoruz.

Hedeflerimizi sürdürülebilirlik ilkemize göre belirliyor ve sürdürülebilir bir ihracat için çalışıyoruz. Yaşanan birçok olumsuzluğa, yasaklarla dolu pandemi dönemine rağmen… 2020 ve 2021 ‘de hedeflerimize nasıl ulaştıysak, 2022 ‘de aynı şekilde hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.

TÜRKİYE’YE EN FAZLA DÖVİZ KAZANDIRAN SEKTÖR OLDUK

YALÇIN ERTAN/Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak bu yılki ihracat hedefimiz olan 1,4 milyar $’ı Ağustos ayı itibariyle geçmiştik. Ocak-Aralık döneminde 2 milyar 241 milyon $ ihracat rakamına yakalayan sektörümüz geçtiğimiz yıla göre %65 oranında artışa imza attı.

En fazla ihracat yapılan 5 ülke sırasıyla Almanya, İngiltere, ABD, Yemen ve İtalya olurken, özellikle Çin’in bu yılki üretim ve ihracatına sınırlama getirmesi yönünde uyguladığı politikalarla birlikte Hong Kong başta olmak üzere uzak doğuya ihracatımız büyük oranda artış gösterdi.

Bu yıl Eylül ayında sektörümüz Türkiye’ye en fazla döviz kazandıran sektör olurken, her ay ülkemize en fazla ihracat getirisini sağlayan sektörlerden biri olma konumumuzu da koruyoruz. 2021 yılı toplamına bakıldığında iştigal alanımızda yer alan çelik sektörü Türkiye’ye en fazla ihracat geliri sağlayan 3. sektör olurken, aynı zamanda ihracatını en yüksek oranda artıran sektör oldu. Birliğimiz ihracat rakamlarına baktığımızda da EİB’ çatısı altında yer alan 12 birlik arasında bu yıl da en fazla birinci konumumuzu koruduk.

Yükselen ihracat performansımızı ilerleyen yıllarda da sürdürmeyi hedefliyoruz.

Bu bağlamda demir çelik sektörü için önem arz eden Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilirlik konularına detaylıca eğiliyoruz. Sektörümüzün önde gelen 15 firmasıyla Ticaret Bakanlığımız tarafından desteklenen bir URGE projesi başlattık. Ayrıca sürdürülebilirliğin firmalarımıza yayılmasını ve sürdürülebilir üretime geçişi desteklemek amacı ile Dünya çapında bilinen Responsible Steel girişimine üye olduk. Aynı sektörden paydaşlarımızla bir araya gelerek nasıl daha sorumlu üretim yapılabilir hususunu tartışıp temiz üretim yapan firmaların sertifikalandırılmasını amaçlıyoruz. Ekonomik ve sektörel gelişmeler hakkında firmalarımızı bilgilendirmek üzere bilgilendirme toplantıları düzenledik ve düzenlemeye devam edeceğiz. Demir çelik sektörümüz, ana pazarları olan ABD ve AB tarafından uygulanmakta olan korunmacı önlemler, ilave vergiler ve iç piyasadaki tüketimin azlığı sebebiyle 2018 yılından beri zorlu bir süreç geçirmekteydi. 2020 yılına bu sıkıntıları firmalarımızın yeni pazarlar, katma değerli üretime yönelme girişimleri ile azaltarak girdik ancak tabi ki pandemi etkisini hem sektörümüzde hem de tedarikçisi olduğumuz çelik kullanan sektörlerde gösterdi.

Yine de salgın başlangıcından itibaren 1-2 aylık süreçte yavaşlasak da sektör firmalarımız bu zorluğu da büyük başarı ile göğüsledi ve hızla uyum göstererek sektörü yeniden güçlendirmeyi başardı. Şimdi ise her ne kadar yeni varyantlardan oluşan tedirginlik piyasalara yansısa da pandemi gibi olağan dışı bir durumdan kurtulup normalleşme sürecine geçmişken Dünya’da hammadde fiyatlarının artışı, enerji krizi; iç piyasada kur, faiz ve enflasyon değişkenleri ile karşı karşıyayız. Gelişmeleri çok yakından takip ediyor, yeni duruma adapte olabilmek için önlemlerimizi alıyoruz.

Demir çelik sanayisinin %80’den fazlasını hammadde ve enerji oluşturmakta. Türkiye yer altı kaynakları, hammadde ve enerji açısından zengin bir ülke değil, bu da maalesef bizi yurtdışına bağımlı kılıyor.

O yüzden dövizdeki yükseliş maliyetlerimizi ciddi anlamda artırıyor, fiyatlamamız ve karlılığımızı etkiliyor; maliyetlerin arttığı bir ortamda öngörülebilirlik de azalmakta. Bu bağlamda sektörümüzü zor bir yıl bekliyor gibi görünse de bu yıl oldukça fazla yeni yatırım oldu.Sektörümüz 80’li yıllardan beri Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında devletten destek almayarak sıfırdan var olan ve kendini geliştirerek bugünlere gelen bir sektör.

Bu yıl da demir çeliğe olan talebin geri gelmesi ile olumlu yönde etkilendi; bu sebeple 2022’de de Türk demir çelik sektöründe yaşanan olumlu havanın önümüzdeki sene de devam edeceğini öngörüyoruz. Ülkemizde çelik üretiminin %70’i elektrik ark ocaklarında yapılmakta, girdi olarak hurda kullanılmakta; diğer bir deyişle Türkiye modern tesislerde ve daha çevreci bir üretimi benimseyerek üretmekte, döngüsel ekonomiye, geri dönüşüme katkı sağlamakta.

Atmosfere saldığımız karbon emisyonu ise dünya ortalamasının altında. Çin başta olmak üzere tüm dünya emisyonlarını azaltmak için geleneksel yüksek fırınlı üretimi değiştirme yolunda yatırım yapmaya başladı. Bu sebeple sektörümüzün sürdürülebilir ve temiz üretime odaklanması yalnızca 2022 için değil önümüzdeki uzun yıllar boyunca rekabet gücünü koruyabilmesi için çok büyük önem arz etmekte.

Türkiye ekonomisinin 2022 yılında tahminen %3-4 civarında büyüyeceğini ön görüyoruz; hem sanayinin hem de özellikle çelik sektörünün de bu büyüme rakamına katkısı olukça büyük olacaktır.

Artan kapasite kullanım oranımız, yeni yatırımlarımızın hayata geçmesi ve sürdürülebilirlik konusunda girişimlerimizin artırılmasıyla 2022 yılında yine Türkiye’ye en fazla döviz getiren sektörler arasında yer alacağımızı umuyor, herkesin sağlıklı ve bol kazançlı bir yıl geçirmesini diliyorum.






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI