Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İzmir Medya Platformu Üyesi gazeteci ve yazarlar ile bir araya geldi. İzmir Medya Platformu üyesi gazeteci ve yazarlar ile buluşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dış politik gelişmelerden; kadın cinayetlerine ve asgari ücret tartışmalarına kadar çeşitli konularda gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

ALMAN DEVLETİNİN ATATÜRK

VE SOYKIRIM İFTİRALARINI KINIYORUZ

Alman resmi devlet yayın organı ARD Televizyonunun Türkiye’de Alevilere soykırım yapıldığı iddiasını sert bir şekilde eleştiren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Atatürk’ün gaz kullanarak Alevilere soykırım uyguladığı yalanıyla Atatürk’ü Hitlere benzeten çarpıtmalarda bulunmasına yönelik iftirasını kınıyoruz. Bu yalanı oradaki diyanet dahil tüm Türkler olarak Berlin’de düzenlediğimiz geniş katılımlı mitingle protesto ettik. Şimdi de İzmir’den Alman devletinin bu girişimini kınıyoruz. Alman devlet aklı Türkiye’ye karşı terör örgütü PKK’yı tercih etmemelidir” diye konuştu.  

DİYARBAKIR ANALARI ÇOCUKLARININ

ABD EMELLERİ İÇİN KULLANILMASINA İSYAN EDİYOR

Diyarbakır Annelerinin eyleminin yüzüncü gününü doldurduğunu vurgulayan Perinçek, “Diyarbakır anneleri PKK’ya, HDP’ye isyan ederek, çocuklarımızı Amerikan emelleri için kullanamazsınız dedi. Şehit anaları da onlara katıldı ve Çocuğunu PKK’ya kaptırmış analar ile el ele verdi. Bu tablo bütün Türkiye’yi birleştirdi. Annelerin bu onurlu direnişini destekliyoruz. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa ise dağda ki PKK’yı, Diyarbakır analarına karşı kışkırtan açıklamalarda bulundu.  CHP Milletvekili Veli Ağbaba da Diyarbakır’daki Annelerini evlatlarına düşman göstermektedir. Bu tavrı kınıyoruz” dedi.

TÜRKİYE ABD-İSRAİL

TEHDİTLERİNE KARŞI DİK DURUYOR

Türkiye’nin bir vatan savaşı verdiğini kaydeden Doğu Perinçek, açıklamalarına şöyle devam etti;

“Türkiye başta Doğu Akdeniz olmak üzere tüm sahalarda artık başını kaldırmıştır. ABD ve İsrail’in tehditlerine karşı dik durmaktadır. Kuzey Suriye’de koşullar açısından Türkiye tarihi bir fırsat yakaladı. O Bölgede Rusya ve İran ile işbirliğimiz var. Suriye devleti ile de işbirliği yaptığımız zaman PKK’yı orada imha ederiz. Basra Körfezine kadar teröristleri tek tek imha etme strateji olamayacağına göre bizim Suriye devleti ile işbirliğine gitmemiz lazım.

KANDİLE BEYAZ BAYRAK ÇEKTİRMELİYİZ

Barış Pınarı harekatı çok başarılı ama bunu yarım bırakmamamız lazım. PKK’ya beyaz bayrak çektirebiliriz. O koşullar mevcut. Suriye ile işbirliği yaptığımız an kandil beyaz bayrak çeker. Biz orada Adana mutabakatı ile varız. Amerika hangi uluslararası anlaşma ile orada bulunuyor. Süpürmek yetmez imha etmek ve Kandile beyaz bayrak çektirmek gerekir.

ABD-İSRAİL NAMLULARINI

 TÜRKİYE’YE ÇEVİRDİ

Bunun için bizim Suriye ile işbirliğine ihtiyacımız var. Suriye bizden sonra en büyük Akdeniz kıyısına sahip ülkedir. Bizim Suriye ile işbirliğine sadece PKK boyutunda değil, Doğu Akdeniz konusunda da ihtiyacımız olacak. Çünkü ABD ve İsrail Doğu Akdeniz ve Ege’de namlularını Türkiye’ye doğrultmuş durumdalar. Amerika-İsrail tehditlerine karşı da bu işbirliğini yapmak durumundayız. Türk toplumu, özellikle 15 Temmuzda ve sonrasında ABD’ye karşı büyük bir mücadeleye girdi. Bugün ABD ve batı tehditlerine karşı dik duran bir Türk milleti var. Bugün Atlantikçiler ve Türkiyeciler yani vatanseverler var. Türkiye tarihi bir olay yaşıyor ve Atlantikçilerden ayrılıyor. ABD İsrail koridorunu yaran Türkiye, Avrasya’da ki onurlu konumuna ilerliyor. Türkiye artık dönüşü olmayan bir yol ayrımına girdi.

Bugün Türkiye’ye yönelik en büyük tehdit Atlantik’ten gelmektedir. Türkiye FETÖ’yü bastırarak, PKK’yı hendeklere gömerek Fırat Kalkanı harekâtıyla Amerika -İsrail Koridorunu yararak, arkasından Zeytindalı harekâtı, Barış Pınarı harekâtı, 2014’ten bu yana yaşadıklarımıza baktığımızda Türkiye Atlantik denetiminden kurtuluyor.

ABD ALEVİ VE KÜRT

BÖLÜCÜLÜĞÜNÜ KIŞKIRTIYOR

Alevi Kışkırtmaları, Kürt Bölücülüğü kışkırtmaları da buradan geliyor. Yani Amerika denetimini elinden kaçırdığını düşündüğü Türkiye’ye karşı bölücülük cereyanlarını kışkırtarak Türkiye’yi kontrol altına almak istiyorlar ama bu artık mümkün değil.

Amerika mağlup oldu. Amerika’nın elinden bir şey gelseydi PKK’yı, FETÖ’yü kurtarırdı. Barzani’yi kışkırttı. Irak ve Türkiye’nin işbirliği ile bertaraf edildi. Amerika’nın elinde kozlar kalmadı. Sadece ekonomi kaldı ama artık onda da yeterli derecede etkili olamıyorlar.

TÜRKİYE NATO’DAN AFOROZ EDİLDİ

Türkiye NATO’dan aforoz edildi. Norveç’teki tatbikatta Atatürk ve Erdoğan’ın fotoğrafları düşman konsepti kavramı içerisinde gösterildi. Tatbikatlarında Türkiye düşman gösteriliyor. NATO’nun esas gücü ABD, Doğu Akdeniz’de İsrail ile birlikte bize karşı askeri tatbikatlar yapıyor. Türkiye NATO’dan dışlanıyor. NATO’yu bir saldırı paktına dönüştürmeye çalışıyorlar. Türkiye olarak 15-16 Temmuz’da biz NATO’ya karşı savaş verdik.  Ancak her şeye rağmen bugün bizim orada olmamızın bazı faydaları var. Baltık planlarının veto edilmesi gibi, bize ve dostlarımıza yönelik girişimleri bloke etmek açısından, NATO’ya Türkiye’nin çelme takma şansı var.  Artık Türkiye’nin yeri belli oldu. Türkiye NATO’nun içerisinde NATO’yu bozan uygulamalar amacıyla kalsa bile Türkiye ile Atlantik sistemi karşı karşıya. Bizim Atlantik sistemi içerisinde Almanya, Fransa gibi Amerika’ya karşı kendi bağımsızlıklarını korumak isteyen ülkelerdeki bu cereyanları da yanımıza çekecek akıllı siyasetlerle bu süreci götürmemiz lazım. Zaten Avrasya’nın Avr dediğimiz ilk üç harfi de Avrupa. Yani Avrupa+Asya. Biz Avrupa’yı dışlamıyoruz.

LİBYA ANLAŞMASI ÇOK ÖNEMLİ

Libya ile anlaşmamız çok önemli. Bu anlaşma Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de bir insiyatif kazandırdı. Bunu Suriye ve Mısır ile yapacağımız anlaşmalarla tamamlanmalıdır. Ama biz Libya’nın bölünmesini istemiyoruz. Türkiye burada daha keskin bir taraf olmamalı. Ancak şu anda yapılan anlaşma çok isabetli olmuştur.

KADIN CİNAYETLERİ TÜRKİYE’YE

KARŞI BİR KAMPANYA’YA DÖNÜŞTÜ

Batıda acayip bir kampanya var. Kampanya şu, Türkiye’de kadın cehennemi var. Türkiye’de kadınlar kesiliyor. Rakamlara baktığımız zaman Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde kadın cinayetleri, tecavüzler Türkiye’den çok fazla. Avrupa’da her türlü çürüme ve yozlaşma var. Ama bu Türkiye’ye karşı bir kampanyaya dönüştü. Bunu görmemiz lazım. Türkiye’de Aleviler kesiliyor, Kürtler öldürülüyor, katliam yapılıyor,  Ermeni soykırımı gibi propagandasından farksız bir algı yönetimidir. Bizim bu oyuna gelmemiz gerekir. Bir Türkiye imajı yaratılıyor. Bu da psikolojik harbin bir parçasıdır. Kadın ve erkeği dövüştüren senaryolara karşıyız. Feminizm adı altında kadınlar erkeklere düşman ediliyor. Mezhep ayrımcılığına, etnik ayrımcılığa ve cinsiyet ayrımcılığına karşıyız. Kadın sorunu erkek sorunudur. Kadın cinayeti değil, topluma karşı yapılmış cinayettir. Erkek ve kadını çarpıştıran ve adına mor zehirlenme dediğimiz bu akıma karşı uyanmamız lazım. Bunlar bize dışarıdan geldi. Batı’dan ithal edilip, Türk kadınına dayatılan sorunlara karşı uyanık olalım. Bu durum bir Türkiye gerçeği değil. Kadın erkek düşmanlığını kışkırtan hareketler bir algı operasyonudur. Türk toplumunda Erkekleri cani ilan ederek bu sorunu çözemeyiz. Vurun kahpeye, vurun erkeğe dönüştürülmesi hiçbir sorunu çözmez.

ASGARİ ÜCRET ENFLASYONUN

 ALTINDA OLMAMALI

Asgari ücret tartışmalarında biz enflasyon oranlarına göre hareket edilmesi düşüncesindeyiz. Ancak bundan daha önemlisi üretimi artırmalıyız. Biz ancak yeni üretim merkezleri, yeni fabrikalar açarak işsizliği önleyebiliriz. İktidarda olmayan partiler için bu kolay 5 bin TL olsun dersin ama Türkiye gerçeğini unutmamalıyız. Fabrikalar kapanırsa o asgari ücreti de tartışamayız. Üretimi arttırmak için tasarruf olmalıdır. Tabi devlette tasarruf etmeli. Yüzde 13 değil, yüzde 15 tasarruf etmeli. Biz yapamayacağımız şeyleri vadetmeyiz. Üretimi artırmak dışında hiçbir seçeneğimiz yok. Asgari ücret politikası işçilerimizin taleplerine az çok cevap veren ama Türkiye’de ki tasarruf oranlarını da dikkate aşacak şekilde olmalı. Enflasyonun altına düşmeyen, durumu koruyan bir ücret tespit edilmeli. Durumu koruyalım ki asgari ücreti artıralım. Kemeri hepimiz sıkacağız.”