Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir'deki yangının söndürülmesinde Türk Hava Kurumu'na (THK) ait yangın söndürme uçaklarıyla ilgili olarak yaptığı eleştirilere THK Merkez Denetleme Kurulu'ndan ve eski THK Başkanı Kürşat Atılgan’dan destek geldi.'

tılgan, THK'nın yeni yönetiminin yaptığı hatalar nedeniyle yangınsöndürme olaylarında THK uçaklarının kullanılamadığını belirterek, "Sorumlular bulunup hesabı sorulmalı" dedi.

THK Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Bayram Duman, üyeler Muzaffer Başer ve Gökhan Doğan ise yaptıkları yazılı açıklama ile THK’na ağır ithamlarda bulundu. "THK uçakları neden semalarımızda değil?" diye soran kurul üyeleri yaptıkları açıklama ile THK Başkanı A. Bertan Nogaylaroğlu’nu eleştirdi.

Orman yangınlarına müdahale konusunda THK'nin hatalarını madde madde sıralayan üyeler, olağanüstü kongre yapılması talebinde de bulundu. Merkez Denetleme Kurulu başkan ve üyeleri yaptıkları açıklamada, "Türk Hava Kurumu’nda göreve geldiği Kasım 2018’den itibaren tek bir olumlu işe imza atamayan A.Bertan Nogaylaroğlu, Kurum’a verdiği zararın en büyüğünü uçakla yangın söndürme ihalesini almayarak yaptı. Alamayarak değil almayarak" dedi.

35 yıldır kesintisiz sürdürdükleri uçakla yangın söndürme ihalesine A. Bertan Nogaylaroğlu’nun teminat mektubu bulamadığı için teklif vermediğini iddia eden kurul üyeleri, "Başka istekli çıkmayıp da sadece THK elinde böyle bir filoyu barındırdığı için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından pazarlık usulü anlaşma için bir müddet sonra davet edildi. Yönetim ve benzer iş tecrübesi olmayan genel başkan, bir önceki yıllın yüzde 80 üzerinde fiyat teklifi vererek anlaşma ihtimalini yok etti” açıklamasını yaptı.

Fahiş fiyat nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı ile anlaşma imzalanamadığını belirten kurul başkanı ve üyeleri, THK'nın bu hatası nedeniyle yangınla mücadele konusunda 35 yıldır verilen mücadelenin böylelikle son bulduğunu kaydetti. 

Orman yangılarında THK nın yaptığı hataları tek tek sıralayan THK Merkez Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yaptığı tespitler şöyle:

YANGINLA MÜCADELE PARALARI ÇARÇUR EDİLMİŞ

*A. Bertan Nogaylaroğlu’ndan evvelki yönetim, bakanlığın ihtiyaç duyduğu 6 uçağın bakımı için yeterli miktarda kaynak ayırmıştı. Genel Başkan ve Genel Sekreter Rafet Yavuz bütün ikazlara kulak asmadan bu kaynağı 10 bin liralık maaşlarla işe başlattıkları emekli askerlere dağıtıp sıfırladı. İhale günü gelip çattığında 2 uçak hazır durumdaydı. Orman Bakanlığı yetkilileri de bu bilgiye vakıftı. Dolayısıyla teklif edilen fahiş fiyattan çok, filo hazır olmadığı için ihale THK’ya verilmedi. Nitekim Orman Bakanı, bugün TV’lerde yaptığı açıklamalarda bunu teyit etti.

* Bu tarihi başarısızlığı örtbas etmek isteyen Bertan Nogaylaroğlu aylarca ‘ihaleyi biz aldık bakanlıktan kaynağın onaylanmasını bekliyoruz’ diye Genel Yönetim Kurulu ve THK ailesini alenen yanılttı. Nihayet genel sekreterine Rus radyosuna yaptırttığı röportajda kabahat ve beceriksizlik tamamen kendilerinde olmasına rağmen Orman Bakanlığı’nı suçlayıp töhmet altında bıraktı. Sanki bakanlık, THK’ya sempati ile yaklaşmıyor da bunun yerine Rus helikopteri kiralıyordu. Oysa hakikat böyle değildi. THK, filoyu hazır edecek güveni vermediğinden bakanlık tercihini helikopterden yana kullanmıştı.

* Havadan yangın söndürmede, Akdeniz havzasında kullanılan ana hava aracı uçaktır. Helikopterler 2 ton, uçak 6 ton su taşır ve bu fark yangınlara müdahalede çok hayatidir.

* THK’nın envanterinde 9 Canadair CL 215 ve 11 Dromader tipi yangınla mücadele uçağı mevcuttur. İstendiği takdirde bunların tümü uçuşa hazır hale getirilebilir. Bakanlık önceki ihalede 5 Canadair CL 215 talep ettiği için yedeğiyle birlikte 6 uçak faal tutuluyordu. Diğer ülkelerde olduğu gibi bu uçaklar devlet uçağı statüsüne sokulabilse uçuşa elverişlilik konusunda çok ciddi rahatlama sağlanır.

* Hali hazırda bu uçaklar Sivil Havacılık Otoritesi denetiminde uçuşa elverişlilik almaktadırlar ve uçuş güvenliği açısından hiçbir risk arz etmemektedirler. Bu uçaklarda Türk pilotlarımızın yanında Kanada ve Avrupa Birliği ülkelerinden gelen tecrübeli pilotlar da çalışmaktadır.

* Uçak bakımı için ayrılan kaynak, hiç ihtiyaç olmadığı halde genel sekreter ve Genel Başkan tarafından eş dost kontenjanından işe alınan emekli askerlere ödenen astronomik maaşlarla tüketildi,

* Kaynak bitince,Genel Başkan ve ekibinin yapacağı en doğru şey maliyetin 2 katına yakın fiyat teklifi vererek THK’yı oyun dışı bıraktılar. Çünkü ihale alınsa da artık uçakları faal edecek kaynak ve zaman yoktu. Merkez Denetleme Kurulu olarak bu beceriksizliği ve THK’ya vurulan büyük darbeyi zamanında tespit ettik, çözümünün bu ekip tarafından üretilemeyeceğini görerek derhal Olağanüstü genel kurulun toplanması için rapor hazırladık. Bu nedenle ağır zararlara yol açmakta olan davranışların telafi edilemeyeceğini gören Genel Yönetim kurulu üyeleri genel başkana tepki olarak istifa ettiler. MDK olarak tüzük ve yasalarımıza uygun yaptığımız çağrı, A.Bertan Nogaylaroğlu tarafından mahkemeye sunulan gerçek dışı beyanlarla engellendi,

* Tarım Orman Bakanlığı delegesi olarak THK genel yönetim kuruluna seçilen ve genel başkan vekili yapılan Ömer Bülent Arslan, muhtemelen bu ihaleyle ilintili olarak ve yetkisiz bir şekilde suçlanarak görevden el çektirildi,

* Orman yangınları başlayıp da 35 yıldan beri ilk kez THK yangın uçaklarını semalarda göremeyen Milletimizin tepkilerini dindirip suçu kabahati başkalarına yüklemek için THK genel sekreteri Rafet Yavuz, Rus Radyosu’na mülakat verdi ve Orman Bakanlığını zan altına soktu. Oysa iş verilse dahi uçakların faal olmadığını en iyi bilen kendisiydi,

* O tarihten beri aylardır hiçbir uçuş yapmayan uçakların pilot ve teknisyenlerine milyonlarca lira tutarındaki maaşları ödenmeye devam ediliyor.Bir yandan da orman yangınlarında uçaklar kullanılamıyor. Yani hem ihaleyi kazanmayıp 35 yıllık hizmetimizi engellediler hem de THK kasasından ülkemizdeki ormanlar cayır cayır yanarken yerde bekleyen ve faal olmayan filo personeline maaş ve ücretleri ödenmeye devam ediliyor,

* Uçaklarla ilgili yeterli bilgilendirme ne kamuoyuna ne de Orman Bakanlığına gerçeklere uygun THK tarafından yapılmadığı için, Muhatapları tarafından yapılan açıklamalar aynı zamanda 1925 yılında kurulan köklü çınarımıza da zarar vermektedir.

* 94 yıllık THK’nın yaşamı boyunca aldığı en büyük darbe bu yıl bu uçakların orman yangınlarına müdahale ettirilmemesidir ve bunun sorumluları müteselsilen genel sekreter ve genel başkandır,

* Neticede Milletimizin cömert bağışlarıyla satın alınıp THK filosuna kazandırılan bu uçaklar bu yıl orman yangınlarının söndürülmesinde rol alamamış ekonomik darboğazdan geçtiğimiz bir dönemde mali kaynaklarımız, ikame helikopterler için Rus şirketlerine aktarılmıştır. Bu durumdan ötürü üzüntümüz büyüktür.

AMBULANS UÇAKLAR DA

KULLANILAMAYACAK DURUMA GELİYOR

THK Merkez Denetleme Kurulu, yaptığı açıklamada felaketin büyüğünün geride olduğuna dikkat çekerek, “Müdahale edilmezse yakın zamanda Sağlık Bakanlığına verdiğimiz ambulans helikopter hizmeti de büyük bir çöküntüye düşmek üzere. Bundan da devletimizden acil sağlık hizmeti bekleyen hastalarımız etkilenecektir" dediler.

Hurda uçaklara 85 milyon avro

Bakanlığında 24 olan helikopter sayısını 30’a çıkardığını anımsatan Pakdemirli, yangın söndürmeye yönelik meselenin teknik bir konu olduğunu ancak sosyal medya ve siyasetçiler üzerinden konuşulduğunu dile getirdi. Pakdemirli, bu teknik konunun iki kurumu karşı karşıya getirmemesi gerektiğini belirterek, “Bu hurda uçaklara bu zamana kadar biz 85 milyon avro vermişiz, bu sene 4 milyon avro vermedik diye mi oluyor? Yani bir adamı sırtında 40 yıl taşı, sonra indir, böyle mi olacak?” dedi.

Bakan Pakdemirli Açıklamıştı

VİZONTELE GİBİ: UÇAK VAR MOTORU YOK!

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce THK uçaklarına “uçuşa elverişli” belgesi belgesi verildiğine yönelik iddialara ilişkin soru üzerine, “Kim uçmak istiyorsa uçsun bunlarla. Benim THK’ye bir lira borcum yok. Biz kamu kurumuyuz, bu iş çocuk oyuncağı değil. Benim teşkilatım bunlarla uçmak istemiyor, nokta. Memuriyeti olanlar diyor ki ‘Ben bu uçağa binmem.’ ‘Bineceksin’ dediğin zaman, ‘Memuriyetten atın beni yine de binmem.’ diyor. Bu uçaklar belge üzerinde ne olursa olsun, emniyetli olarak addedilmiyor. Hele ki bu saatten sonra devletin bir bakanı ‘Biz bu uçakları emniyetli bulmuyoruz’ demiş, konu bitmiştir” dedi.

TRAJİKOMİK TİYATRO

THK’nin en büyük filonun kendilerinde olduğu iddiasına da açıklık getirmesini talep eden Pakdemirli, “Hani neredeymiş 20 tane uçak? 6 tane apronda uçak görünüyor, 3 tanesinin motorlarının içine kuşlar yuva yapmış. Motor yok, motor! Hani Vizontele’de vardı ya açıyorlar kaputu ‘Motor yok’ diyor. Böyle trajikomik tiyatroyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

30 YILLIK PİLOTUM

Pakdemirli, bu olayın geri planında hükümete yönelik siyasi bir saldırı bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunu da herhalde gerekli kurumlar gerekli şekilde dikkate alacaktır. Sivil Havacılık’ın belgelerine gelince, 4 tane ‘uçuşa elverişli’ sertifikası görünüyor ama 2 tanesinin de sadece bunların kamu kurumu benzeri görünümü olduğu için idareten verildiği anlaşılıyor. Bir de kediye ciğer emanet etmek. THK, kendi bakımını yapan bir kuruluştur. Şu anda içinde bulunduğu mali problemlerden dolayı THK’nin uçuşa elverişlilik sertifikalarının hiçbirine ben tamı tamına 30 yıllık pilot olarak güvenmiyorum. 2 tane uçabilir uçak var, diyelim 3 olsun. Nasıl Avrupa’nın en büyük filosu olur?”

THK SİYASETİN OYUNCAĞI OLMUŞ

Pakdemirli, THK uçaklarının kiralama fiyatının 3,5 kat, 1 ton su atma maliyetinin de 7 misli daha pahalı olduğunu ifade ederek, “Ağacın, ormanın pahalısı olmaz, ne gerekiyorsa yapılır ama bugünkü şartlar içinde işimize yaramayan bir filo var. Bunda ısrar etmenin THK açısından iki tane anlamı var, biri maalesef içinde bulunduğu finansal koşullar. Bu finansal koşullardan hükümetimiz sorumlu değil. Bu finansal koşulların sebebi, geçmişteki başkanların yaptığı hatalı uygulamalar. Bu filoyu almak zorunda değiliz, işimize yaramıyor. Orman teşkilatımız uçmak istemiyor. Ayrıca, THK siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor” dedi.

PİLOTLARIMIZ CAN SİPERANE ÇALIŞIYOR

İzmir’deki yangının söndürülmesinde görev alan bir pilotun kaldığı otelde hayatını kaybetmesini değerlendiren Pakdemirli, çalışanların can siparane şekilde hayatlarını riske atarak bu işi yaptığını belirterek, “Yangın pilotları yeri geliyor şartları zorluyor, kokpitte levyeyi tutmaktan elleri nasır oluyor. Pilotun ölüm nedeni kalp krizi diye belirtildi. Son günlerinde topluma çok faydalı bir iş yaptı. Bir ağaç daha az yansın diye streste kaldı. Böyle bir sonla hayatını noktalamış oldu. Bence çok şerefli bir son. Bir ilke uğruna savaşını verdi” diye konuştu.