Zor zamanlar, çok zor  zamanlar yaşıyoruz… Çin’de ufak bir salgın haberi olarak hayatımıza giren COVID-19 virüsü; artık düzen bozuyor, eve hapsediyor, en kötüsü canlar alıyor. Bir çok otoriteye göre daha en kötüsünü görmüş değiliz, daha da ivme kazanarak pandeminin devam edeceği konuşuluyor.

Ben, içinde bulunduğumuz durumdan biraz başımızı kaldırıp ilerisine bakalım diyorum, herşeyin güvenli bir şekilde son bulduğu, insanoğlunu yorduğu, ama bittiği güne…

“Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözü çok klişe bir sözdür ve ben de kullanmayı pek sevmem.

Ama görünen o ki, gerçekten bu virüsten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak… Peki bu yeni düzene nasıl ayak uyduracağız?

İş verenler en az çalışanlar kadar çaresiz, gemiyi yürütmenin yeni yollarını arıyorlar, calışanlar işsiz kalınca geçinmek için alternatif yollar arıyorlar ve bir çok ülkede aylık yerine haftalık, günlük ya da proje usulü çalışmayı kabul ediyorlar…

Webseminerler düzenleniyor bolca.. artık toplantılar %90 online yapılıyor, bir çok firma çalısanlarından bu çalışma şekline adapte olmasını istiyor, buna ayak uyduramayanlar işlerinden cıkartılıyor.

Kısacası insanlar arasına mesafeler giriyor ve bu mesafeler korkutucu şekilde çalışma grupları arasında kabul görüyor. “İşler böylede yürüyormuş”, demeye sevk ediyor kurumları…

Çok değil 15 yıl önce özel arama kartları ile  yurtdışını ararken, bugün 1 saniye donuyor, ya da sesimizi geç iletiyor diye programı silip başka programlar yüklüyoruz. Ve bu programlar şuanda hayatımızın vazgeçilmezi olmuş durumda... Tabi ki bunu fark eden firmalarda milyarlarca dolar harcıyorlar ARGE calışmaları için.

Bu pandeminin sonrasında artık el değmesi gerekmeyen iş kolları ve projeler icin bırakın ülke değiştirmeyi, şehir bile değiştirilmeyecek. Herşey online…

Bankacılık sektörü uzaktan işlem yapmaya o kadar çok önem verecek ki; belki ilerleyen günlerde bankadan fiziksel yapılan hizmetlerde ekstra para alınacak.

Sigorta şirketleri artık kapsamlarını genişletecek, ve değiştirecek…

Vatandaşlar bu kriz sonrası devletlerini ve sağlık sistemlerini sorgulayacaklar …

Çalışan ve iş verenler, yeni düzene meseafe ile başlayacaklar orası kesin… Ama belkide en önemli değişiklik artık  IT ve Bilişim sektörünün çok ama çok daha fazla para edeceği…

Yatırım yapmak isterseniz aklınızda olsun, yeni dünyanın kaymağı önümüzdeki 5 yıl içerisinde sağlık, sigorta, kargo-teslimat, bilişim ve birleşik ofis hizmetlerinde olacak.

Çalışanlar, iş arayanlar; Türkiye’de İngilizce sorununu çözemeyen milyonlar varken bir de online çalışma sistemi ile karşı karşıya kalacak, ayrıca  bu yeni bilgisayar dili de biraz zorlayacak… Ama hızlı bir şekilde bu duruma uyum sağlayabilenler çok iyi noktalara gelip kendilerini şaşırtıcı bir şekilde, kısa sürede çok iyi yerlerde görebilecekler.

Artık girişimcilik çağına giriyoruz, bir çok şeyi aynı anda yapabilme, belki birden fazla proje, iş yerini idare edebilme yeteneğinden söz ediyorum. Büyük şirketlerin işin ehlini işe alması tabiki devam edecek, fakat bu krizde ve sonrasında bir çok firma çözüm sunabilen çalışan arayacaktır.

Vakit, çözüm sunabilen kişilere dönüşme vaktidir, çerçevenin dışına çıkma ve en önemlisi adapte olma vaktidir.

Yoksa öldürmeyen Corona süründürecek! Şimdiden söylemesi…

Bu arada kücük bir anektot; kurucusu olduğum World17 adlı firma da bu salgından ciddi yaralar aldı, fakat calışma arkadaslarımızın yeni cözümler bulması ve özverileri sayesinde yolumuza devam ediyoruz. Bu günlerde gecer, bir olalım, birlik kalalım…