Türk siyaset tarihinin uzun geçmişinde referandumlar dahil 30’dan fazla seçim yapıldı.

Siyasi aktörler / adaylar, seçmenin karşısına çıkıp, “Oyunu bana ver” dedi.

Söylemek kolay, oyu almak o kadar basit değil.

Hatta söyleme üslubu olmayan verilecek oyu bile kaybettirebilir…

Siyasetçinin, bir oyu bile alabilmesi için hak etmesi gerekiyor.

Gönlünü alması, etkilemesi, seçmenin oy verme davranışını kendi yönüne çevirmesi gerekir adayın…

Bir nevi güçlü iletişim becerisi olmalı. Üstelikiletişimin en karmaşık alanlarından, “siyasal iletişim” tecrübesi edinmiş olması gerekir.

Bilirsiniz ki, seçim öncesine kadar sesini duymadığınız kişiler, karşınıza çıkıp konuşmaya başlıyor.

Önce, sese kulak veriyorsunuz değil mi?

Sonra söylediklerine…

Aday, konuşmaya başladığında içinizde muhtemelen şu merak duygusu oluşuyor;  “Bu harika sesin sahibi kim?”, “Bu bağırıp çağıran adam ne diyor?”, “Berbat sesli adam da kim?”, “Müzik ve gürültü bu zayıf sesi bastırıyor…”

Daha bunlara eklenebilecek olumlu veya olumsuz düşünceler…

Önce kulağınızda olumlu bir etki bırakırsa, söylediklerine dikkat edersiniz.

Şunu diyebiliriz; Seçmen karşısında etkili konuşmak, başarmanın yarısıdır. Bir nevi etkili hitabet sanatının inceliklerini bilen ve uygulayanlar, işte Türk siyaset tarihindeki bütün seçimlerin galibi olanlardır.

Aslında bu başarı, güçlü retoriğe sahip, etkili konuşan liderlerin eseriydi.

KADERDEN TERCİHE GEÇİŞ

Özgün bir iletişim biçimi olan “siyasal iletişimde” başarının anahtarı konuşmadır.

Seçimler, kaderden tercihe geçiştir.

Yani kişisel ve toplumsal olarak arzuladığınız yaşam standartlarına kavuşma umuduna rey verme sürecidir.

Siyasetçi de, seçmende uyanan bu arzuyu doyurma vaadine inandırandır.

Sözel ve sözsüz (beden dili) iletişim becerisine sahip olan siyasetçi, kısa sürede kitleleri etkisi altına alır, sürükler, istenen hedefe ulaştırır.

Adayın amacı, seçmen kitlesinin desteğini kazanmak, oyunu almaktır.

Etkili konuşarak seçmenin desteğini kazanan aday, konuşarak da oyunu alabilir.

Belirlenen amaca ulaşmanın yegane yolu da sadece konuşmak değil, etkili ve güzel konuşmaktır.

Her ortamda konuşabilenler, hedef kitlede sözlerinin karşılığını görebilir.

KONUŞMA EĞİTİMİ ALIN!

Etkili ve güzel konuşma becerilerini geliştirmek eğitim ve uygulama işidir.

Konuşma etkinliğini artırmaya istekli bir siyasal aktör / aday, ileri düzeyde özel öğretim yöntemiyle en kısa sürede “iyi bir hatip” olabilir.

Her ortamın insanı, adaydan ayrı bir konuşma biçimi bekler. Bunun için adayların iyi hazırlanmış olması gerekir. Kitlelerin ne istediğini bilerek, yeteri kadar konuşmalı…

Ne fazla, ne eksik olmalı konuşma. Fazlası sıkar, kısası heyecanlandırır.

Bu etkiyi yaratmak için; hitabetin inceliklerini bilmekten başka çare, yol, yöntem yoktur.

Diksiyon, artikülasyon / telaffuz, nefes teknikleri, tonlama, vurgu, beden dili gibi konuşma kurallarının yanı sıra sözel iletişimin sınırlarını keşfetmek zorunludur.

Hitap edilen kitlelerin dilini kullanmak, hazır cevap, ölçülü nükte, ikna yeteneği, mantıklı konuşma, retoriğin unsurlarını bilmek adayı her ortamda rahat ve karizmatik yapar.

Siyasetçinin konuşmayla imtihanı asla bitmez…

Siyasetçinin bir sözü bazen seçim kazandırır. Bazen bir sözü siyaset hayatını bitirir.

Siyasal iletişim, adayın hedef kitleyi etkileyip tutum ve davranışını değiştirerek ilgisini oya çevirme sürecidir.

Bu basit anlatımın ardında ne var?

Sesini, sözünü dinletmesini bilmesi gereceği…

Konuşuyorsanız varsınız.

Etkili ve güzel konuşuyorsanız, istediğinizi alırsınız.

Konuşarak etkileyerek seçim sonucunu kendi lehine değiştirmek isteyen adaylar için eğitimin zamanı yoktur.

Bu yüzden eğitim şart…