Uluslararası çapta bir salgının ortasındayız. Aylar öncesinde, hayatın duracağını hatta sokağa çıkma yasaklarıyla karşı karşıya kalacağımızı söyleseler hiçbirimiz inanmazdık. Ancak değişen ve gelişen koşullar bugün ev, iş, eğitim ve sosyal yaşantılarımızı kökten değiştirdi.

Evden çalışma, dönüşümlü çalışma gibi kavramlar girdi hayatımıza ve yetişkin olmanın avantajıyla uyum sağladık bu durumlara. Çocuklarımız ise bizlere göre daha zorlu bir durumla karşı karşıya kaldılar.

Okullarda bahar ayları inanılmaz bir hızla geçer. Havaların ısınmasıyla çocuklardaki enerji artışını gözlemleme şansımız olur. Durdurulamaz bir enerji, dışarıda vakit geçirme isteği, oyuna ve serbest zamana eğilim, ergenlerde flört ilişkilerinde artışın bile olduğu o bu bahar aylarında çocuklarımızı salgın nedeniyle evlerde tutmak kolay değil ama mümkündür. Doğru davranarak, salgın sonrası pek çok yaşam becerisi ile donanmış olarak tekrar eski yaşantımıza döneceğimiz akılda tutulmalıdır.

Dünyanın krizle boğuştuğu bir zamanda sağlıklı ve geçinebiliyor iken, ekonomik, sosyal, sağlık sorunlarıyla boğuşan pek çok insan varken sadece evde oturduğumuz için şikayet etmek bencilliktir. Çocuklarımıza da bunu anlatmak, olaylara bakış açımızı değiştirmek ve bunu ailemize hissettirmek gerekli. Çocuklarımıza olayları anlatırken de bu bakış açısı da eklemeli anlatımlara.

Çocuklarla sürekli salgın haberi izlenmesi  yanlıştır. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi haberlerde seçici olmak, sosyal medya okuryazarlığı edinmek önemlidir. Her bilginin doğru olmayacağı akılda tutularak güvenli kaynaklar takip edilmelidir. Ancak tek gündemin salgın olması çocuklarımızın da psikolojisini bozar biz yetişkinlerinde. Bu nedenle ailece izlenebilecek eğlence programları veya diziler belirlenerek, film geceleri düzenleyerek keyifli zaman geçirmenin de mümkün olduğu görülmelidir.

Çocuklarımızı ev içi sporlara yönlendirmeliyiz.Duvara asılacak bir pota, araya konulacak bir file, tenşs masasına dönüşen bir yemek masası,açılacak bir dans videosu hareketlilik getirir ve enerjinin atılmasını sağlar.Hatta bu sporları ebeveynleriyle gerçekleştirmek çocuklar için daha güzeldir ve hep sözün ettiğimiz kaliteli zamanların yaşanmasını sağlar. Ev işleri yaptırmak da çocuklarımızın sorumluluk duygularını geliştirdiği gibi, el becerilerini arttırır ve zamanını verimli geçirmesini sağlar. Odasını temizlemek, kitaplığını düzenlemek, bulaşık makinesi boşaltmak gibi ev rutinleri oluşturmak bu dönemde yapılmalıdır.Bu ev rutinlerinde temel nokta ise cinsiyet ayrımcılığı yapmamaktır.

Uyku düzeni çok önemlidir. Sabaha kadar oturan akşama kadar uyuyan çocuklar ve bireyler sağlıksız bir durum içindedir. Ailelerin de bu konuya dikkat etmesi, ebeveynlerin kendi uyku düzeniyle doğru model olmaları gerekir.

Uyku düzeni gibi beslenme de önemlidir. Abur cuburlara isteğimizin arttığı, yeme eyleminin zaman geçirme halini geldiği bu zaman diliminde sağlıklı atıştırmalıklar yemek, öğünleri düzenlemek, paketli gıdalardan uzak durmak gerekir. Mutfağa çocuklarımızla girmek de hem eğlenceli hem de sağlıklı bir davranış olacaktır.

 Bu süreç ne yazık ki bir tatil değil zorunlu bir hastalık arasıdır. Bu nedenle eğitim devam edecektir. Hafta içi ders çalışan ödev yapan, okulların açık olduğu zamanlardaki gibi hafta sonları daha serbest kalan çocuklar daha fazla uyum sağlarlar. Hafta içi gerek EBA gerekse okulların online eğitimlerini kesintisiz takip önemlidir. Sürecin uzun olacağından istikrarlı davranmak gereklidir. Kopmalar ve dağılmalar yaşanmamasına özen gösterilmelidir. Ortalama iki saat yayın, online ders işleyen bir öğrenci için ilkokul döneminde 1 saati, ortaokul döneminde 2 saati ilse döneminde de 3 saati geçmeyen tekrar ve ödev yapma süreci gerekecektir. Ancak sınava hazırlanan 8. Ve 12. Sınıf öğrencileri için saatler değişkenlik gösterebilir. Sınava hazırlanan öğrencilerimizin test çözümü ve deneme sınavlarını da sürekli yapmaları önemlidir. Bu konuda süre ayarlaması ve sınav sürelerinde sessiz ortam sağlamak da aile üyelerinin görevidir. Olağanüstü bir dönemin sakin ve planlı şekilde değerlendiren öğrenciler sürecin sonunda başarıyı da elde edeceklerdir.

Özetle; sabah her gün aynı saatte kalkan, yemeğini düzenli yiyen, aynı saatlerde okula gidiyormuş gibi ders dinleyen, serbest zaman geçiren, ödevlerini yapan ve testlerini çözen, ev içi ve eğitimsel sorumluluklarını yerine getiren, sosyal medya veya teknoloji sayesinde arkadaşları ile iletişimde olan, ailesi ile bir uğraşı için bir araya gelen ve düzenli uyuyan bir çocuk süreci sağlıklı bir şekilde atlatacaktır.