Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Salı gününü Çarşambaya bağlayan gece Irak’ın kuzeyindeki PKK terör yuvası kamplara kara harekâtını başlattı. Her askeri harekâtın bir maksadı vardır ve bu durum “ana ast birliklere verilen harekât emrinde” açık olarak belirtilir.  MSB’lığı harekâtın maksadını “Halkımızın ve hudutlarımızın güvenliğini tehdit eden PKK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirmek maksadıyla; Hava Kuvvetleri, ateş destek vasıtaları, ATAK Helikopterleri, İHA ve SİHA’larla desteklenen komandolarımız, hava hücum harekâtıyla bölgeye intikal etmişlerdir.” ifadesi ile açıkladı. MSB Harekâtın hukuki dayanağını ise “Pençe Kaplan Operasyonu; son zamanlarda karakol ve üs bölgelerimize artan taciz ve saldırı teşebbüsünde bulunan PKK ve diğer terörist unsurlara yönelik olarak uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız çerçevesinde icra edilmektedir.” açıklaması ile ifade etti.

Öncelikle şunu belirtelim ki; geçen yazımızda Pençe- Kartal Harekâtını yazmıştık ve askeri stratejik planlama gereği her büyük hava harekâtının hemen ardından bir kara harekâtının geleceğini düşünüyorduk ama bunu yazmadık. Çünkü kara harekâtı başlamadan önce düşman hedefleri mevcut hava ateş destek vasıtaları ile ateş altına alınır ve yumuşatılır. Yumuşatılmayan hedefe doğrudan yapılacak bir taarruzi harekât kendi birliklerimize kayıp verdirebilir. Bu nedenle önce Pençe Kartal Hava Harekâtı icra edildi. Ardından kara birliklerimiz harekâta başlamadan Hava Kuvvetlerimiz ve mevcut ateş destek silahları olan 155/45mm.lik Fırtına obüsleri, ÇNRA (Çok Namlulu Roket Atar)’lar, ATAK Helikopterleri, SİHA’lar ile önceden tespit edilmiş hedefler harekât öncesi tekrar ateş altına alınmış ve sonrasında belirlenen hedefler üzerine “uçarbirlik hava hücum harekâtı ile” hedef bölgesine intikal ettirilen Komando birliklerimiz indirme harekâtını gerçekleştirmişler, terörist unsurları imha harekâtını icra etmeye başlamışlardır. Burada askeri açıdan çok önemli noktalar vardır. Birincisi; harekât kara- hava müşterek harekâtıdır ve çok iyi koordinasyon gerektirir. Zamanlamada yapılacak en küçük hata Allah korusun kendi birliklerimizin “dost ateşine” maruz kalmasına sebep olabilirdi. İkinci önemli nokta “uçarbirlik hava hücum harekât”ını icra eden kuvvet büyük bir kuvvettir ve bu kuvvetin başarı ile atma bölgesi üzerine ulaştırılıp muharebeye sokulması büyük ustalık ve hatasız koordinasyon gerektirir. Türk Silahlı Kuvvetleri mükemmel bir koordinasyonla bu iki hususu da başarı ile gerçekleştirmiştir. Dünyada bu çapta büyük bir kuvvetle bu tür bir harekâtı icra edebilecek Ordu bir- ikiyi geçmez.

Tabii Komando birliklerimizin Haftanin bölgesine inmesinden evvel Özel Kuvvetlerimiz de bölgeye sızma harekâtı icra ederek birliklerin bölgeye emniyetli biçimde inmesini sağlamışlarıdır. Türk Komando Birlikleri hedefleri tek tek imha ederek harekâtı başarı ile sürdürüyorlar. Askeri harp stratejisinde temel kuramlardan biri de mütecavizi yani düşmanı sizin asıl hudutlarınıza gelmeden ileriden karşılayıp bulunduğu yerde imha etmek esasını içerir. Kara muharebelerinde de, Deniz muharebelerinde de, Hava muharebelerinde de bu esas geçerlidir. Yani düşman anavatana girmeden imhasını sağlamak esastır.

Türkiye ile Irak arasındaki sınırımız Gabar –Cudi- Cilo dağ sırasının üzerinden geçmektedir. Sözkonusu dağ silsilesi çok sarp ve yüksek dağlardan oluşmaktadır. 1984 Ağustosunda Eruh ve Şemdinli baskınları ile başlayan PKK terörü bu dağ silsilesinden takip edilen dağ yollarından geçilmek sureti ile Türkiye’ye tehdit oluşturmaya başlamıştı. İlerleyen yıllarda sarp dağlar üzerindeki üs bölgelerimiz ve karakollarımız genelde geçmiş zamanda Jandarmamızın kaçakçılığı önleme için bulundukları alanlar olduklarından teröre karşı hâkim arazi konumunda değildi. Yıllar içinde bu karakollar çok güçlendirildi ve hem karakolların hem de üs bölgelerinin hâkim arazide olması esas alındı. Ancak yine de teröristleri kendi sınırlarımız ötesinde karşılamamız ve imha etmemiz gerekiyordu. Bu nedenle sınırı Irak tarafına doğru dağların eteğine, daha düz alana kaydırma imkânı bulundu. Devam eden süreçte de Dohuk, Amadiye, Başika gibi merkezlerde kalıcı üsler kuruldu. Bu suretle tehdidi ileriden karşılama imkânı elde edildi. Ancak Emperyal Güç ABD’nin PKK ile olan yakın ilişkisi (ki günümüzde PKK/PYD müttefikliği ile devam etmektedir) ve PKK terör örgütünü lojistik yönden desteklemesi PKK’nın ülkemize mahdut hedefli saldırılar yapmasına olanak verdi. Daha geçen gün medyada ABD helikopterlerinden PKK teröristlerine gece atılan malzemelerin resimleri mevcuttu. 

Bu harekâtın en önemli niteliklerinden birisi de Türk Silahlı Kuvvetlerinin Batı Akdeniz’den yani Libya açıklarındaki Donanmamızdan İran sınırına kadar olan 3000 km.lik bir mihver üzerinde Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimizle aynı anda dört farklı coğrafi alanda harekât icra etmesidir. Bu askeri açıdan başarılması çok ama çok zor bir icraattır ve dünyaya örnek bir başarı öyküsüdür. Şu anda Pençe Kaplan harekâtı Haftanin kampında icra ediliyor ama bilindiği üzere bölgede 5 ana kamp alanı mevcuttur. Bunlar; Kandil, Avaşin-Basyan, Sinaht- Haftanin, Zap ve Hakurk Bölgeleridir. Öte yandan Erbil’in güneyindeki Karacak Bölgesi ile Telafer’in batısında Suriye sınırını da kapsayan Sincar Bölgesi de PKK’nın yeni büyük merkezleri ve harekâtın da hedefleri arasındadırlar. Bütün bu alanlar önceki gece Türk Hava Kuvvetlerimiz tarafından vurulmuştu. Yani harekât öncesi yumuşatma!

Kim ne derse desin, Türkiye artık gerçek askeri gücünü ve yüksek operasyonel kabiliyetini tüm dünyaya ispat etmiştir. Girdiği noktalarda da bazı kalıcı sistemler kurmak zorundadır. Bu Libya’da da, Suriye’de de, Irak’da da böyle olmalıdır. Öte yandan bu harekâtlar aynı zamanda “aktif bölgesel güç” olan Türkiye’nin PKK/PYD terör örgütünü destekleyen Emperyal Güçlere de önemli bir mesajdır. Türkiye’nin altını oymaya devam edersiniz sizinle doğrudan savaşmasak da vekillerinize ağır darbeler vururuz ve siz de bunun sonuçlarına katlanırsınız demektedir. Görünen o ki Kahraman Türk Ordusu derinlikteki Karacak ile batıdaki Sincar’a da Komando postalını bastıracak. Bu arada Hain FETÖ teröristleri temizlendikçe Türk Ordusunun müthiş savaş kabiliyeti de ortaya çıkıyor. Allah Kahraman Mehmetçik evlatlarımızı korusun ve muzaffer eylesin.