Almanya’da Son Kalelerden Biri Olan Sosyal Demokratları Seçimle Ele Geçirdiler

Görünen o ki, dünya çapında “sağ görüş egemen” bir çeyreğe giriyoruz.

Sağlık Kime Emanet?

Sağ politik ideolojiler genellikle sınırlı devlet müdahalesini, serbest piyasa ilkelerini ve bireysel sorumluluğu savunur.

Bu ilkeler, sağ eğilimli yönetimler tarafından şekillendirilen sağlık politikalarını da büyük ölçüde etkiler.

Sağ politikaların uygulandığı ülkelerde sağlık sistemleri farklılık gösterse de, özelleştirme, kamu harcamalarının azaltılması ve rekabetin teşvik edilmesi gibi ortak temalar öne çıkar.

Piyasa Odaklı Sağlık Sistemi Seçilir

Sağ politikalar genellikle sağlık sektörünün serbest piyasa koşullarına bırakılmasını destekler.

Bu modelde, özel sigorta şirketleri, hastaneler ve sağlık hizmet sağlayıcıları arasında rekabet teşvik edilir ve devletin rolü en aza indirgenir. Bu yaklaşımın savunucuları, rekabetin maliyetleri düşüreceğini ve hizmet kalitesini artıracağını öne sürerken, eleştirmenler ise gelir seviyesi düşük bireylerin kaliteli sağlık hizmetlerine erişimde zorlanabileceğini belirtir.

Özelleştirme ve Serbestleştirme (Deregülasyon) İstenir

Sağ yönelimli hükümetler, kamu tarafından finanse edilen sağlık hizmetlerini özel sektöre devretme eğilimindedir.

Özelleştirmenin, devlet bürokrasisini azaltarak daha verimli bir sağlık sistemi yaratacağı düşünülür. Serbestleştirme politikalarıyla da devletin düzenleyici rolü azaltılır; böylece sağlık sektöründeki şirketlere daha fazla hareket alanı sağlanır. Ancak aşırı serbestleştirme, sağlık hizmetlerinin kar odaklı hale gelmesine ve maliyetlerin artmasına yol açabilir.

Kamu Sağlık Harcamalarının Azaltılması Ana Hedeflerdendir

Muhafazakâr sağlık politikalarının önemli bir özelliği, devletin sağlık harcamalarını kısıtlamasıdır.

Bu politikalar, bireysel sorumluluğu öne çıkararak vatandaşların sağlık sigortası satın almalarını veya sağlık tasarruf hesapları (HSA) gibi modellerle gelecekteki sağlık giderlerini kendilerinin karşılamasını teşvik eder. Ancak bu yaklaşım, düşük gelirli veya yaşlı bireyler gibi devlet destekli sağlık hizmetlerine bağımlı gruplar için risk oluşturabilir.

Evrensel Sağlık Sistemine Karşı Tutum

Sağ politikalar genellikle evrensel sağlık sistemlerine karşıdır.

Muhafazakâr liderler, devlet tarafından finanse edilen sağlık sistemlerinin pahalı, verimsiz ve bireysel seçme özgürlüğünü kısıtlayan yapılar olduğunu savunur.

Bunun yerine, bireylerin özel sağlık sigortası şirketlerinden hizmet almasını destekleyen hibrit veya tamamen özel modelleri tercih ederler. Buna karşılık, sol politikalar, yüksek vergiler yoluyla finanse edilen, devlet destekli evrensel sağlık sistemlerini savunur.

Ülkeleri Gözden Geçirdiğimizde Durumun Vahameti Ortaya Çıkıyor:

Amerika Birleşik Devletleri: ABD’de sağlık sistemi büyük ölçüde özelleşmiş olup, muhafazakâr politikacılar genellikle Medicare ve Medicaid gibi devlet destekli sağlık programlarının genişletilmesine karşı çıkar. Özellikle, “Obamacare” olarak bilinen Uygun Bakım Yasası (ACA), sağ politikalar tarafından yoğun eleştirilere maruz kalmıştı.

Birleşik Krallık: Muhafazakâr Parti, kamusal sağlık hizmeti sağlayan Ulusal Sağlık Sistemi’ni (NHS) sürdürse de, bazı hizmetlerin özelleştirilmesi yönünde adımlar atmıştır.

Almanya: Almanya’da güçlü bir kamu sağlık sistemi bulunsa da, sağ politik partiler özel sigorta sağlayıcılarının rolünü artırmayı ve rekabeti teşvik etmeyi desteklemektedir.

Sağ politikalar, sağlık sistemlerinde verimliliği, bireysel sorumluluğu ve rekabeti ön planda tutar.

Bu yaklaşımlar, inovasyonu teşvik edebilir ve devlet harcamalarını azaltabilir; ancak aynı zamanda gelir eşitsizliğini artırarak düşük gelirli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırabilir.

Bu nedenle, sağlık politikalarında ekonomik verimlilik ile toplumsal adalet arasındaki dengeyi sağlamak kritik bir meseledir.

Ve dünya o eşiği geçti.
Dünya, fakiri fakir ve düşkün tutmaya kararlı.

Sağlık Olsun…