Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasındaki bir kavşak noktası olan Denizli’de yer alıyor. Yıl boyunca, her mevsim ziyaret edilebilen Pamukkale, ideal zamanı olan Nisan-Haziran ayları arasında. Tarihi M.Ö. 3000'li yıllara dayanan Denizli, tarihi boyunca birçok medeniyetin hüküm sürdüğü önemli yerlerden biri olmuştur. Kaplıcalarıyla, tarihi ve doğa gezi noktalarıyla günümüzde önemini hala korumaktadır. Her yıl binlerce Turist’in ziyaret ettiği Beyaz İnci Pamukkale bu sene Pandemi dönemimin’de kapalı kaldı. Kapalı kalma süresinde suları azalan, traventer’leri sararan Pamukkale eski haline döndü,demek ki! İnsanlar olarak ne kadar çok doğa’ya zarar veriyormuşuz. Ziyaretim esnasında bir çok şeyi eleştirmiş’tim. Para odaklı bir ziyaret kurgusu hakimdi. Ayrıca çok pis ve kirliydi. Özellikle Antik Havuz suyu nerdeyse bulaşık suyu rengini almıştı. Travertenler suyu azalmış, çoğu yer ise kapatılmıştı.Traventerlere yakın olan büfeler çok ama çok pahalıydı.0,5 lt su 10₺, redbull 0,33cl 25₺, Dondurma’nın topu 10₺ satılıyordu. Denetimsiz, kontrolsüz bir yönetim vardı. İnşallah Denizli’de bulunan bu Beyaz İncimiz bundan sonra daha hijyenik, daha hesaplı ve daha kontrollü bir şekilde işletilir. Bölgeyi sevdiğim için sizlere anlatmak istedim, yolunuz düşer ise mutlaka ziyaret edin.

Pamukkale, Türkiye’nin en gözde turizm merkezlerinden. Ülkemizde en çok yerli ve yabancı ziyaretçi alan ören yeri konumunda.Menderes Nehri Vadisi’nde, doğal bir sit alanı olan Pamukkale, bembeyaz travertenleriyle ziyaretçilerini bir gelin gibi karşılıyor. Nadide bir şaheser olan Pamukkale, Denizli il sınırları içerisinde ve kent merkezine 20 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Menderes Nehri kıyısında ve 100 metre yüksekliğe sahip Pamukkale Travertenleri‘ni Denizli’nin birçok noktasından görmek mümkün. Pamukkale, kaynak sulardan ve traverten teraslı tepelerden meydana geliyor. Bin yıldır kaplıca hizmet veren doğa şaheserinin terasları, kaplıca suyundan çökelmiş karbonat minerallerinden oluşuyor. 400 bin yıl önce meydana gelen bir dizi depremle, Büyük Menderes havuzunda termal suların oluşturduğu travertenleriyle eşsiz bir manzaraya sahip olan Pamukkale, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Kalsiyum karbonatla doymuş olan su, güneşin altında buharlaşıyor. İlk etapta ortaya çıkan jel halinde beyaz travertenlerin pamuksu görüntüsünün ardından yapı katılaşarak yüzeyi kristalleşmiş kayalara dönüşüyor. Travertenlerinin ilk halinin yumuşaklığı ve pamuk gibi beyaz renkli oluşu nedeniyle Pamukkale adını alan bölgede, 35-100°C sıcaklık değerleri aralığında 17 sıcak su alanı bulunuyor. Kaynaktan çıkan termal su, 320 metrelik bir mesafeyi kat ederek traverten başına geliyor. Buradan da traverten katmanlarına dökülerek 240-300 metre kadar daha yol kat ediyor.

Hierapolis Antik Kenti; 1988’den bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale, Hierapolis Antik Kenti ile iç içe. Yalnızca ülkemizin değil dünyanın da en önemli antik kent bölgelerinden olan Hierapolis Antik Kenti, tıpkı travertenler gibi UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor. Bergama Krallığı’nın günümüze bıraktığı eşsiz antik miras, kurulduğu MÖ 197’de bile termal kaynakları ve şifalı özellikleriyle ünlüydü. Cehennem Kapısı, Pluto’s Gate veya Ploutonion adıyla tanınan mağara Hierapolis yakınlarında yer alıyor. Tanrı Plouton ve eşi Persophone’nin hüküm sürdüğü yeraltı dünyasının giriş kapısı olarak kabul edilen mağaradan sızan karbon dioksit gazıyla boğulan hayvanlar, rahipler tarafından kurban ediliyordu.İsmini içinden termal suların ve kendisine yaklaşan canlıların ölümüne neden olan gazın (karbondioksit) çıktığı bir mağaranın varlığından alan Hierapolis, “Kutsal Kent” anlamına geliyor. MÖ 133’te ve MS 60’ta yaşanan depremler, dünyanın tapınaklarıyla tanıdığı kenti yıkmışsa da daha sonra Romalılar tarafından tekrar inşa edilmiş.

Pamukkale Travertenleri; Pamukkale’de gezilecekler arasında Pamukkale travertenlerini belirtmemize gerek yok sanırım. Çünkü Pamukkale’ye gitmişken elbette Pamukkale’nin o bembeyaz sembolünü görmeden dönmezsiniz. Bu travertenler kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile meydana gelen kaya parçalarıdır aslında. Burada yer alan termal su hava ile buluştuğunda bu kayacıkların üzerinde kalsiyum karbonat bırakır. İşte Pamukkale travertenlerinin o eşsiz pamuk gibi görüntüsü buradan gelir.