İnsanlığın varoluşu ile başlayan ekonomik yaşam süre gelen ticaret zincirini burada özetlemek çok zordur. Ancak toplumun en küçük biriminden en büyüğünün yaşamına kadar bu ortak faaliyeti tanımayan kimseye rastlamak mümkün değildir. İlk çağlarda küçük boyutlarda takas şekliyle başlayan ticari faaliyetler,sanayinin gelişmesi, ulaşım ve iletişim araçları, ülke ve bölge potansiyeli gibi benzer faktörlerinde etkisiyle uluslararası boyutlara kadar yükselmiştir.

Genel anlamıyla, ticaret, bir toplumda üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir para karşılığı el değiştirmesi şeklinde ifade edilir. Mal ve hizmetlerin arz ve talep dengesi, ödeme şekilleri (peşin ve vadeli) üretim maliyetleri fiyatların oluşmasında başlıca etkendir. Kalite, marka ve kalite güvencesi, hizmetlerin devamlılığı, rekabet ortamı reklam gibi hususlar bu oluşumda önemli etkendir. Fiyatların yüksekliği kalite unsuru ile beraber müteala edilmelidir. Yani kalite arttıkça fiyatlarda artmaktadır. Satın alınacak mal ve hizmetlerin kalitesi, teslim zamanı fiyatı, ödeme şeklinde müteşekkil anlaşmalara uymak şartı vardır. Bazen bu şartlar sözlü, bazen de yazılı olabilir. Anlaşma süresi içinde taraflardan biri şartlardan bazılarını istismar ederse ticaretin akışımı kesilir ve ticarette en gerekli olan itibar ve itimat müessesi yara alır.

“Rızkın onda dokuzu ticarette ve cesarette” mealindeki hadisde önemine değinilen ticari faaliyetlerin en büyük şartı dürüstlük ve doğruluktur. Zaman, zaman görülen arizi davranışların gerçek ticaretle ilgisi yoktur. Bu tür faaliyetler ticareti lekeler. Bu değişik tabirle ticareti, vücuttaki kan devri daimine benzetebiliriz. Zira bir tıkanıklık veya bir uyumsuzluk ticari birimlerin dolayısıyla toplumun kriz geçirmesine sebep olur. Ticareti fiilen başlatan ve sürdürecek olan en yüce varlık insan unsurunda olması gerekli en büyük özellik ve haslet dürüstlüktür.

Bu hasletle yapılan faaliyetlerin sonucunda kazanılan en büyük servet ise itibardır. Manevi inançla ve servetle yapılan ticari faaliyetler aynı zamanda bir nevi ibadettir. Dolayısıyla bu tarzda çalışan kurumların ve ülkelerin ekonomisi gelişir, zenginliği artar. Aksi takdirde gerek şahsına gerek ülkesine yararı olmayan kötü örnekler çoğalır, toplum yara alır ve ülkeler geri kalır. Ticaretle beraber sanayileşmekte zorlaşır.

Günümüzde uluslar arası boyutlara erişen ve ihracat olarak ifade edilen ticari faaliyetlerin önemi iyice artmıştır. Çok daha katı kuralları taşıyan dış ticarette dürüstlük etkenin rolü büyüktür. Özellikle yeni oluşan Gümrük Birliği ilişkileri içinde kaliteli ve rasyonel, imalat dürüst ticaret ülkemizin yüzünü ağartacaktır. Bu anlayış ve mantık içerisinde oluşacak örnek davranışlar ihracatımızın önünü açacaktır.

Uluslararası itimat ve dürüstlüğün resmi versiyonu “Akreditif” olarak belirlenen dış ticaret teminatlarıdır. Bu tür teminatlara rağmen;

“ Dürüstlük, İtimad, Güven Tüm İnsanlık için Ortak Değer Taşır “