Dünyanın her yerinde hemen- hemen savaşlar vardır. Bazen bu savaşlar haksız yere çıkar ve masum insanlar ölür. Şöyle bir baktığımızda dünya'nın varolduğu günden şu zamana kadar savaşdan kazanan bir devlet ya da bir insan olmamış.

Sonu iyi düşünülmemiş bir oyun sonucu biz de bu savaşa dahil edildik. 1990'larda Azerbaycana yapılan haksızlık sonucunda torpağının en güzel yerlerin kayıp etti. Evet o zaman ki, savaş adil degildi. Bu savaşın neden çıktığı da çok basit idi. 1988'lerde Sovetler birliğini ilk terk eden ülke Azerbaycandı. Bunun da bir bedeli olacaktı ve bu bedeli çok kötü ve vahşi bir şekilde bizlere ödettiler.

Fakat şunu unuttular hayat bir bumerangdır. Fırlattıgın her şey sana çok sert şekilde geri dönecektir. Şimdi Kafkaslarda daha açık desek Azerbaycan ve Ermenistan arasında çıkan bu sözde savaşta aslında bu savaş değil Azerbaycan kendi toprağını terörleristlerden temizliyor 90'larda yazılan kötü senaryonun bir rövanşıdır.

Bu savaş aslında bize çok şey ögretti ve açık şekilde gösterdi. Biz Türküz bu gerçeği hiç bir güç değiştiremez. Kendi Türklüğümüzü göstermenin zamanı gelmişti. Elbette bu esnada bizim yanımızda bizimle adımlayan çok büyük ve dünyaya her zaman sözünü demiş iki kardeşimizde var. Abimiz büyüğümüz olan Türkiye ve Pakistan.

Gönül isterdi ki, ismi yalnız Türk olan ama Türklükten hiç bir nasibini almayan ülkeler de bizim yanımızda olsunlar.
Dedim ya bu savaş bize çok şey öğretti. Bir millet gibi bir birine keletlenip bir olmayı bütün olmayı başaran Türkiye ve Pakistan'da tarihimizde ve mazide asla unutmayacağımız bir vefa örneği sergilediler. Birlik olduğumuzda gücümüzün önünde hiçbirşeyin duramayacağını bütün dünya Türk Birliğinin nelere kadir olduğunu gördü, görecek.

Biz Türkler her zaman dünya'nın kaymış şirazesini düzeltiyor dünyaya bir ayar veriyoruz. Fakat bunu anlamakta dünya biraz geç kalıyor. Türkler ister bu savaşta, isterse de başka her zaman adil davranıyor ve güçsüzün çaresizin yanında yer alıyor.

Evet değerli okuyucularım konumuza dönersek eğer biz şimdi Karabagda işgal edilen topraklarda büyük bir destan yazıyoruz. Ermenistan korkak gibi kaçıp saklanmayı Fransa İngiltere Rusya gibi devletlerden medet ummaya çalışıyor.

Macaro'nun telaşı da anlaşılmaktadır. Uzun zamandır bizim iznimiz olmadan bizim toprakların nimetlerinden babasının malı gibi kullanan bölünüp pay edilen bir sözleşme olduğu söyleniyor. Bu sözleşme 2022 yılına kadar geçerli. Şimdi biz kendi topraklarımıza sahip çıkıp kendi torpağımızın nimetleriniden faydalanacıgız. Bu 2022'ye dek olan sözleşme de çöpe gidicek. Burda zarar eden Fransız şirketleri doğal olarakta Fransa oluyor. Bu mevzuya geniş bir şekilde değineceğim. Şimdi konumuza dönersek. Evet Azerbaycan Türkü işgal edilmiş kendi topraklarına geri dönüyor ve şunu dünya asla unutmasın ki, Azerbaycan 1990'ların Azerbaycan'ı değil. Şimdi ki Azerbaycan çok güclü kararlı ve bir o kadar da çok sinirli.

Biz şimdi Türk milleti olarak bir birimize keletnemiş kendi Cumburbaşbakanımızın etrafında sıkı birleşmiş ve kardeşlerimiz olan Türkiye ve Pakistanla inşallah Zafere doğru koşuyoruz. Az kaldı çok yakında büyük Zaferi kutlayacağız.
O zaman  bütün millet olarak diyoruz ki VUR KOMUTAN VUR!