Bugun...


İBRAHİM ÖZKALEMKAŞ

facebook-paylas
Ramazanda İftar Sofralarının Vazgeçilmezi Tarhana Çorbası
Tarih: 18-04-2021 15:27:00 Güncelleme: 18-04-2021 15:27:00


Onbir ayın sultanı ramazan ayındayız. Bu mübarek ayın iftar saatlerinde en zor sorulardan birini  birbirimize sorarız; iftarda ne yiyelim? İftar saatinde tabiki sıcacık bir kase çorbaya kimse hayır diyemez.Bu mübarek  ayın  iftar saatlerinde  vazgeçilmezlerimizden bir tanesi tarhana çorbasıdır.Tarhana çorbası ülkemizdeki çorbaların arasında en çok tercih edilenlerin başında yer alıyor.

Türk mutfağında ayrı bir yeri bulunan tarhana çorbasının yapılışı ve pişirme tekniği çok fazla araştırılıyor.Onlarca farklı yapım metodu ve pişirme tekniği bulunan tarhananın, ülkemizde en yaygın olarak bilinen 12 farklı türü bulunuyormuş. Kastamonu Yaş Tarhana, Tokat Tatlı Tarhanası, Seferihisar Sakız Tarhanası, Antalya’nın Koca Tarhanası, Denizli’nin Çerez Tarhanası, Antalya Ekşi Tarhana, Samsun Bafra Tarhanası, Aydın Toz Tarhanası, Uşak Tarhanası, Bolu Kızılcık Tarhanası gibi kendine has çeşitleri var.

Oldukça besleyici özelliğiyle bilinen tarhana çorbası Osmanlı ordusunun da çok tükettiği besinler arasında yer alıyor.

Tarihte de önemli bir yeri bulunan tarhana çorbası, aslında geçmişten günümüze gelen bir lezzet.

Tarhana çorbamızın kökeni  nereye dayanır? İki rivayetten söz edilir.

Birinci rivayet, Tarhana çorbası Orta Asya'dan Saray mutfaklarına taşınmış, yüzyıllar boyu sabah kahvaltılarında ve yemeklerden önce içilmiştir. kökeni Farsça terhane şeklinde söylenmesinden gelir.

Orta Asya hem tabiatı hem de iklim şartları sebebiyle hayvancılık kadar, tarıma elverişli değildi. Buna rağmen tarım, hayvancılık yapan Türk için en az sürü beslemek kadar önemli bir faaliyetti. İnsanların karınlarını doyurmaları için iklim şartlarına elverişli gıdalar bulup beslenmesi şarttı. Nitekim saklanabilir gıdalar insanlar için kolay bir şeydi. İnsanlar ise hem anlık olarak ihtiyaçlarını hem de mevsimsel olarak gerek kış gerek yaz besinlerini saklamak durumundaydı. Özellikle kış ayları ve kıtlık zamanlarında et ürünleri kurutularak saklanır; ardından tüketilirdi. Et ürünleri kurutulurdu; fakat onca büyük ve küçükbaş hayvanlardan gelen süt nasıl saklanacaktı? Sütte yoğurt yapılarak kurutulur ve biber domates soğan nane ile birlikte karıştırılarak çorba haline getirirlerdi. Her şey usulüne uygun ve o günün şartlarına göre yapılırdı.

 İkinci bir rivayet ise bir Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han’ın veziri ile birlikte Tebdil-i kıyafet yani kılık değiştirip soğuk bir Ramazan ayında halkın arasına karışıp halkın sorunlarını sıkıntılarını kendi gözüyle görmek istemesidir.

Bir akşam Yavuz Sultan Selim ve veziri Edirne’de Ramazan ayında kılık değiştirip sokaklarda gezmek isterler. O dönemde Edirne’de Ramazan ayında misafirperverlik çok fazla. Bir esnaf dükkanı kapatıp evine giderken bir çok eve iftara çağrılıyormuş. ‘Gel bizde iftar yap’ diye. Sultan Yavuz bunu bildiği için böyle bir şey yapıyor. Dar gelirli bir mahallede akşam saatlerinde dolaşırken top patlıyor. Eski bir evin önünde yaşlı bir kadın seslenir ‘Gelin evlatlarım top patladı. Karnınız açtır. Allah ne verdiyse yiyelim.’ Sultan Yavuz ve vezir içeri girer ve selam verirler. Yer sofrası ve bir yaşlı amca görürler içeride. Sofraya otururlar ve sofraya sadece çorba gelir. Çorbalar içilir. Sofraya başka bir yemek gelmez. Sultan Yavuz ve vezir başka bir şeyleri olmadığını anlar yaşlı ailenin. Vezir o sırada ‘Padişahım gördünüz mü ne kadar lezzetli bir çorbaydı’ der. Yaşlı karı koca padişah olduğunu anlayınca çok üzülürler. ‘Aaa siz padişah ve vezir misiniz?’ derler. ‘Kusura bakmayın biz yoksul ve dar gelirli insanlarız. Bu dar hanemizde ancak bu çorbamız var. Dar hane çorbası ikram edebildik size. Başka bir şey ikram edemedik’ derler. Sultan Yavuz evden ayrılır ve çok etkilenir durumdan. Mahalle halkına ciddi bir yiyecek yardımında bulunur. Dar hane çorbası, zamanla tarhana çorbasına dönüşür.
Bu mübarek ayda sizlere Tarhana çorbamızdan bahsettim.Dileğim Covid’in son bularak; yine tarihimizden gelen gelenekle; hep birlikte iftarların yapılarak sofralarımızın şenlenmesi.Ayrıca ülkemdeki insanlarımın kazançlarının bereketli  rızıklarının bol olması dileğiyle hayırlı ramazanlar diliyorum...





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI