(BİRİNCİ BÖLÜM) 

Yazıma başlarken öncelikle, bu mesleğin duayenlerinden; Medya Platformu Başkanı, Televizyon program yapımcısı ve Gazeteci Ahmet Kaplan ve Vahap Dabakan, Dostlarıma teşekkür etmek lüzumunu hissettim. Köşe Yazısı yazmaya beni teşvik eden bu Dostlarla daha çok yol yürüyeceğiz. Sizlere faydalı bilgiler aktarmaya devam edeceğim… 

İlk Köşe Yazımda sizlerle hayat kaynağımızı oluşturan “SU” ’yun nasıl oluştuğunu yazdım. Gözlemliyorum, aranızda dolaşıyorum. Bazen dağ, taş, ovalarda, bağlarda, yazlık evlerin arasında dolaşıp insanlarla sohbet ediyorum. Birde gördüklerim bazen içimi acıtıyor. Bu nedenle de bu yazımda da size sudan bahsedeceğim. Yanlış anlamayın devamlı suyu yazmayacağım… 

Su, canlıların hayat kaynağıdır. Su, yaşam demektir. Yaşamımızı suyla devam ettirmek zorundayız. Suyun, Faydalarını, hayatımızdaki yerini ve önemini, moleküler yapısının mucizesini hala anlamaya çalıştığımız hem fiziksel hem biyolojik hem de ruhsal açıdan temel kaynağımız. Yaşamımızın devamlılığı için suyun öneminin farkında olmamız ve onu korumayı önemsememiz olmazsa olmazımız. Buraya bir virgül koyup dikkat çekmek istediğim asıl konu, Üzerinde yatıp yuvarlandığımız, dinlendiğimiz, güneşlendiğimiz “ÇİM”… 

Bizim kuşağın gençliğe adım attığı yıllarda sadece milli maçlarda, olimpiyatlarda gördüğümüz, imrenerek baktığımız, bazı futbol takımlarının dahi toprak sahada antrenman yaptığı dönemlerde herhalde ÇİM beni sadece yeşil rengi yumuşak dokusu, çok güzel görünümü; dışında geri kalan ile pek ilgilenmiyordum. Fakat insanlık ve geleceğimiz için yaşamsal önemdeki, konumuz “SU” olunca durum biraz değişti. Neden derseniz dikkatinizi ÇİM ve Su tüketimine ve yapılan israfa dikkat çekmek istiyorum… 

İşte gereksiz yere suların çok kullanıldığı alanlardan biri de ÇİM ekili alanlardır. Ayrıca; Kapitalizmin Çim üreten çok uluslu şirketleri, değişik özellikleri olan ÇİM tohumlarını üreterek tüm dünyaya yaydılar. Amaçları elbette çok para kazanmak. Bu çim alanlar ile sadece görsellik ve “yeşil alan kavramı” için tesis ediliyor. Şehirlerin makyajında en önemli malzeme ÇİM tohumu ithalatımız Tarım ve Orman Bakanlığımızın verilerine göre, 2019 yılı 7,089 ton 9.000 Milyon us$ 2020 yılı 4,779 ton 9.511 Milyon us$ (Çim ve çayır bitkileri) ithalatımız; Genellikle Parklarda, yol kenarlarında, Kamu Kurum Kuruluşlarda, Resmi binalarımızın toprak alanlarında.Sitelerde, malikânelerin bahçelerinde, villalarda, müstakil evlerin ve apartmanların bahçelerinde kullanılmak üzere ithal ediyoruz. Bu çimlerin koyu yeşil olması, güzel görünmesi için önce toprağı hazırlıyoruz, gübreliyoruz, Çim harici bahçe/alanları doğal olarak çıkan otları engellemek için zehirli ilaçlar kullanarak canlılara zarar veriyoruz. “Hazır Çim de kullansak bu işlemler yapılmak zorunda” Gelelim sulamaya, genel olarak yazın en az bir kez, çok güneş alan; kuru alan ve toprağın çeşidine göre ise en az iki kez sulanmak zorunda devasa “Tatlı SU” kullanımına küçük bir örnek 100m2 alan için 15 dk. da yaklaşık 1.5 ton su kullanılmakta 1.5x30 gün=45ton tatlı su kullanmak zorundayız… 

Bir fıskiyenin bir saat çalışması, dört kişilik bir ailenin bir günlük su tüketimi kadar suyu tüketebilir. 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama su tüketimi 22 bin 200 litre. TÜİK'in resmi su tüketim rakamlarına göre ise Türkiye'de günlük kişi başı ortalama su tüketimimiz 224 litre. Yani Türkiye'deki 4 kişilik aile su tüketimi kabaca 27 bin litre. Şehir içinde çim alanları olarak düzenlenmiş yeşil bölgelerin; yağmur yağmayan yaz aylarında yağmur yağmaması ve kuyu sularının da çekilmesi/tuzlanması içme kullanma suları ile sulanmasını gerekmektedir… 

YAZININ DEVAMI SONRAKİ HAFTADA DEVAM EDECEK…