Suriye’de, Ruslar ve Türkler arasında tansiyon yüksek. Son bir kaç gündür negatif bir sinerji üstümüze odaklı.  Astrologlar (postmodern müneccimler), bu durumu  Merkür'ün olumsuz etkisine bağlıyor. İletişim gezegeni kabul edilen Merkür yavaşladığında normal seyrindeki etkilerini yerine getiremez. Özellikle bu zamanlarda, geleneksel olarak bilinç bulanıklığı (konfüzyon), uyanıklık korunduğu halde bir şaşkınlık, zihnin tam açık olamaması, olayları tam olarak kavrayamama, çevreyi tam ve doğru olarak algılayamama halidir, gecikme ve hayal kırıklığı  yaşanabilir. 

TSK, işi şansa bırakmak niyetinde değil. Kıbrıs'ta konuşlu Türk askeri birliklerinden bölgeye çok sayıda komando takviyesi yapıldı. Komandolar, İdlip’e gitmek üzere Hatay'a ulaştı. Kıbrıs'tan ardı ardına kalkan A400M'ler Hatay'a iniyor. Uçaklarda çok sayıda komando var. Bu intikaller bölgenin çok yakın zamanda karışacağının  belirtisi.  Suriye Gözlemevi’ne göre 2 bin 350’den fazla, farklı nitelikteki TSK aracı Suriye topraklarında bulunuyor.  Rusya’nın Suriye’deki, Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Oleg Juravlyov: “ABD ordusu komutanlığı, Fırat’ın doğusunu yoğun bir biçimde silah ve mühimmatla dolduruyor" bilgisini vermişti. Bölgede, Avrupa Birliği'nin kışkırttığı Arap Birliği her an paldır-küldür Türk Ordusu’nun üstüne çullanabilir. “Eli kulağında” desek yanılmayız.  Planları iki aşamalı.  Suriye, Arap Birliği’ne dahil edilecek.  Libya’da Halife Hafter desteklenecek. İkinci aşamada, Türkiye’nin Suriye ve Libya'daki askeri varlığına yönelik saldırılar gerçekleştirilecek.  

Akdeniz’den Libya’ya meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti ile anlaşması çerçevesinde askeri yardımda bulunan Türkiye, “Mavi Vatan” konseptine bağlı kalarak, gemilerini gönderince, Mısır Deniz Kuvvetleri saldıracak. Komando birlikleri, hava yoluyla İsrail’e taşınacak, oradan Sina Yarımadası’na indirilecek!..  Mısır’la Türkiye donanmaları arasında deniz savaşı sürpriz sayılmaz. Belki de sınırlı ve karşılıklı iki ülke hava kuvvetleri arasında çatışma yaşanabilir. Benim anlamak istediğim Kıbrıs’tan Suriye’ye gönderilen komanda birliklerinin, Mısır’a karşı, kara savaşında nasıl değerlendirilebileceği? Çünkü Komando birliklerinin kara yoluyla Mısır sınırına intikali mümkün değil. Arada Suriye, Lübnan ve Ürdün var.  Tek çözüm, Türk Komando birliklerinin hava yoluyla İsrail’e taşınarak oradan, Sina Yarımadası’na intikali. Türk askeri zaten bölgeyi iyi tanıyor. Ayrıca Sina Yarımadası, Mısır ordusunun kontrol etmekte zorlandığı bir bölge. Mısır’ın toplam yüzölçümünün yüzde 6’lık bir kısmına tekabül eden ve idari olarak Kuzey ve Güney Sina olarak iki vilayetten oluşan Sina, Mısır ile İsrail arasında 1956, 1967 ve 1973 savaşlarının yaşandığı yer olduğu gibi, radikal silahlı İslamcı grupların gelişmesine imkan tanıyan sosyal yapıya sahip. 

Sina Yarımadası’nda Ensar Beytil Makdis Cemaati, Mısır cunta ordu yönetimine silahlı saldırılarda bulunuyor.  İlginç olan cihatçı Selefi hareketlerden, İsrail ile güçlü ilişki ağına sahip bedevi aşiretlere kadar birbirinden farklı bölge aktörlerinin, Sina Yarımadası jeopolitiğinin önemli fay hatlarını oluşturması. Bu toplumsal özelliği nedeniyle her an patlamaya hazır bomba gibi görülüyor. İşte Türkiye’den Sina'ya gönderilmesi muhtemel Özel Kuvvetler ve Komando birlikleri, Sina Yarımadası’ndaki bombanın pimini çekerse seyredin gümbürtüyü. 

Arap Birliği (Ligi) Suriye’yi yeniden üyeliğe kabul edecek!..

Arap Birliği eski Genel Sekreteri ve Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa, Arap Birliği’nin bölgedeki önemli rolünün devam ettiğini dile getirdi ve Suriye’nin, Arap Birliği’ne geri dönmesinin an meselesi olduğunu belirterek, “Suriye, bir Arap ülkesi olarak en kısa zamanda Arap Birliği’ndeki yerini alacak” dedi. Arap Birliği, bölgeye ilgi duyan partner arıyor!.. Örgütün, Arap ülkelerinin yaşadığı krizlerin çözümünde anahtar rol oynayabileceğini söyleyen Musa, “Bunu, doğrudan aracı veya bölgedeki krizlerin çözümüne ilgi duyan diğer büyük dış aktörlerin partneri olarak yapabilir” diye ekledi. Türkçesi şu; bu satılık, diyorki; "Biz küresel emperyalizmin  aparatı olmaya hazırız. Ne derlerse yaparız. Yeter ki Arap Birliği’ni adam yerine koysunlar.” (*) Arap Birliği, zil takıp “Yalelli” çeksin, meğer aradığı partner burnunun dibindeymiş… 

Arap Birliği’nin partner arayışına cevap gecikmedi. Arap Birliği’nin ihtiyaç duyduğu taze kan, Avrupa Birliği’nde bulundu. “Arapların kanı bozuk” desek, “İngilizci İslamcılar”ın “Ümmetçilik” damarı kabarır.  AB, Libya'ya silah satışı ambargosunu kontrol etmek için Akdeniz'de yeni bir operasyon başlatıyor.  Avrupa Birliği dışişleri bakanları Birleşmiş Milletler'in (BM) Libya'ya yönelik silah satışı ambargosunu kontrol altına almak için yeni bir deniz operasyonu başlatma kararı aldı.

Brüksel'de toplanan bakanlar, yasa dışı göçle mücadele için başlatılan Sophia Operasyonu'na ise son verdi. Yeni operasyon 'İnsani değil askeri operasyon olacak' ve üç farklı düzeyde, hava, uydu ve deniz düzeyinde işlemesi bekleniyor.  Arap Birliği ile Avrupa Birliği, Libya ve Suriye üzerinden “Mercimeği Fırına” veriyor!  2015 yılında başlatılan Sophia Operasyonu, insan kaçakçılığı ile mücadeleyi ve Libya'ya yönelik silah satışı ambargosunun kontrol altına alınmasını hedefliyordu. Operasyon, 2019 yılından bu yana denizde gerçekleşmiyordu zira İtalya kurtarılan kaçak göçmenleri topraklarına kabul etmeme konusunda ısrar ediyordu. (**) Avrupa Birliği (AB), Akdeniz’in doğusunda yeni bir deniz ve hava misyonu kurma konusunda fikir birliğine vardı. Bu konuda veto koyan tek ülke olan Avusturya da ikna edildi. Amaç Hafter hariç, Libya’da savaşan tarafların eline daha fazla silah geçmesini önlemek. AB’nin, Doğu Akdeniz’deki misyonu insani amaçlı değil, askeri amaçlı kuruluyor. Ancak yine de uluslararası kanunlar, AB gemilerinin açık denizde zor durumdakilere yardım eli uzatması gerekliliğini getiriyor. (***)

Arap Birliği’nin gözünün nuru Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu, Avrupa Birliği'nin desteğini alır almaz işe koyuldu.  Trablus limanında demirli bulunan, silah ve mühimmat taşıyan bir Türk gemisini vurduklarını açıkladı. Olayla ilgili henüz Türk yetkililerden resmi bir açıklama gelmedi. (****)

Arap Birliği’nin başını Mısır, Mısır’ın başını kim çekiyor? 

Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi; doğalgaz kaynaklarının paylaşımında Türkiye'ye karşı ittifak oluşturdu.  Türkiye’nin eli, armut toplamıyor ya!  Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşımı gerilimine koşut, sondaj ve savaş gemilerini bölgeye yollayan, Libya ile deniz sınırı belirleyen Ankara, Kuzey Kıbrıs'a da hem silahlı hem silahsız insansız hava araçları için üs kurulduğunu açıkladı. Türkiye’ye kafayı takan Mısır, hamlede geç kalmamak için üç deniz üssünün kurulduğunu, bunlardan birinin Sudan’a karşı Kızıl Deniz’de, Ras Banas üssü, diğerinin Libya sınırında, üçüncüsünün de Akdeniz’de gaz yatakları ve sınırları koruma amaçlı, Türkiye'nin karşısında olduğunu paylaştı.  Bilmiyorlar ki korkunun ecele faydası yok! 

Akdeniz’de Türk düşmanlığının yeni taşeronu Araplar… 

Çoğumuzun malumu; küresel emperyalizmin yeni taşeronu, ABD/AB kuklası Mısır Firavunu Sisi’nin, İsrail askerlerinin önünden kaçan ordusu!  Şaşırdık mı!..  Mısır’da ordu, 1950’lerden beri ülkenin en önemli politik ve ekonomik aktörü. Ordu, politikadan, ekonomiye ve sivil topluma kadar hayatın her alanında aktif ve etkin  Mısır ordusunun gücü, ancak kendi gariban halkına yetiyor. Tahrir meydanında binlerce insanın katili Sisi, şimdi kalkmış petrol şirketlerinin tetikçiliğine soyunmuş. 

Avrupalılar, Mısır'ı gaza getiriyor… 

Şubat 2019’da Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği liderlerinin Mısır'daki zirvesinde taraflar işbirliği konusunda "Yeni bir dönem" başlatma sözü verdi.  Mısır'daki zirvenin ana gündem maddeleri göç, Arap ülkelerindeki iç karışıklıklar, güvenlik ve ticaret konularıydı.  Gizli ajanda, tabii ki Doğu Akdeniz ve Türkiye… Avrupalılar, Mısır’ı silah obezi yaptılar.  Avrupa ülkeleri, Mısır'a silah satışını hiç aksatmadan sürdürdükleri gibi, birlikte askeri tatbikat da yapıyor. Amaç, Mısır Donanmasını, Akdeniz'de Barbaros Hayrettin Paşa'nın torunlarıyla savaşa hazırlamak.  Fransa, Mısır'a savaş gemisi ve uçak satmakla kalmıyor akıl da satıyor. Bu Araplar, sokma akıllı. Diktatör Sisi yönetiminin Fransız Naval Grubu’yla 2014 yılında imzaladığı 1 milyar avroluk anlaşma çerçevesinde Mısır Donanması için yapılan Gowind korvetleri suya indirildi. Mısır, Fransız Dassault firmasının ürettiği Rafale savaş uçaklarından 12 adet daha almak için Fransa ile anlaşma imzaladı. Fransa, 2015 yılında Mısır’a, 5,2 milyar euro karşılığında 24 adet Rafale savaş uçağı teslim etmeyi kabul etmişti. Mısır, 2017'de 3 Rafale savaş uçağını, Temmuz 2017'de ise 2 Rafale EM avcı uçağını teslim almıştı.   Almanlar da Mısır'a silah satışında Fransızlar’dan geri kalmıyor! 2002, 2004, 2006, 2008 ve 2009 yıllarında Alman silah üreticilerinin, Mısır devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek rejimine en az 32,9 milyon Euro değerinde makineli tüfek, otomatik tüfek, tabanca ve cephanenin satışını gerçekleştirdiği biliniyor.  Almanya, bunlardan başka, Mısır’a 2 adet Class 209 denizaltı satmıştı. Almanya’nın silah ihracatı listesine bakıldığında 2014 yılında Mısır’a yapılan satışlarda ciddi oranda donanma ve deniz kuvvetleri mühimmatının yer aldığı görülebilir.  

Mısır, tatbikatları artırdı, ordusu savaşa hazırlanıyor!..

Aralık 2018’de Mısır Deniz Kuvvetleri, farklı ülkelerle üç ayrı tatbikat düzenledi. Mısır Deniz Kuvvetleri önce İtalya ve İngiltere'nin katılımıyla Akdeniz’de ortak deniz tatbikatı gerçekleştirdi. Tatbikat; Mısır Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı planları ve kardeş devletlerin askeri işbirliğinin desteğiyle yapıldı.  Eğitim amaçlı tatbikata Mısır donanmasından gemiler ve İtalya’nın ITS Marceglia fırkateyni ve İngiltere’nin RFA fırkateyni katıldı.  Tatbikat kapsamında Mısır askeri personeline navigasyon düzenlemeleri, sinyal ulaşım faaliyetleri ve sualtı sesli iletişimde eğitimlerin uygulanmasına ek olarak, helikopterlerin kalkışı ve inişi, gemilere yakıt tedariki ve tehlikeli bölgelerden geçerken deniz birimlerini nasıl koruyacakları konusunda eğitimleri verildi. 

Ayrıca tatbikatlarda katılımcı güçlerin ortak kolektif eylem yürütme kapasitesini ve yüksek verimliliğe sahip olma derecesinin yanı sıra planlanan tüm eğitim görevlerinin uygulanmasındaki koordinasyon ve uyumun göz önünde bulunduruldu. İngiliz, İtalyan ve Mısır donanmasının ortaklaşa düzenlediği tatbikat, Mısırlı yetkililere göre; dost ülkelerle yapılan askeri işbirliği ilişkilerinin derinliğini göstermekle kalmıyor ayrıca bu tatbikat; Akdeniz'deki çeşitli tehditler ve potansiyel düşmanlıklar karşısında (mesela Türkler) kuvvetlerin hazır olduğunu ortaya koyuyor.  Mısır, ikinci tatbikatını Afrika ülkelerinin katılımıyla  düzenledi. Mısır, Muhammed Necib Askeri Üssü’nde, Sahel ve Çöl ülkelerinin katılımı ile terörle mücadele için yapılan tatbikata ev sahipliği yaptı. Muhammed Necib Askeri Üssü'nde yapılan tatbikat, terör tehditlerine karşı mücadele, rehine kurtarma operasyonları gibi çeşitli konularda yeterliliği artırma amaçlıydı.  

Mısır, sadece kendi ordusunu değil, çevresindeki uydu Arap ülkelerini de savaşa hazırlıyor!.. 

Sahel/Sahil ve Çöl devletlerini bir araya getiren tatbikat, Mısır, Sudan, Nijerya ve Burkina Faso’dan özel kuvvetler personelinin katılımıyla Mısır’da ilk kez düzenlendi. Velhasıl eli kanlı petrol tüccarları ve kiralık  tetikçilerin hesabı Doğu Akdeniz'de uzun süreli çatışma değil. Zaten Türk ve Mısır ordusu kara savaşı yapabilecekleri bir coğrafi düzlemde yer almıyor. Küresel emperyalist odakların hesabı başka. Süfli niyetleri, sömürgeci çıkarları için Mısır ve Türkiye'yi  Akdeniz'de çatıştırarak bölgeye uluslararası müdahalede bulunacakları zemini hazırlamak.  

Yunanistan, Kavala'ya gidenler bilir.  Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın doğduğu evi müzeye, yaptırdığı camiyi kiliseye çevirmişler ama ev ile caminin arasına devasa bir heykelini dikmişler. Sebeb? Türk düşmanlığı. Yunanlılar’ın gözünde Mehmet Ali Paşa neyse, Mısır Firavunu Sisi odur. (*****)