Kahramanmaraş merkezli ilk deprem sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından sabahın erken saatlerinde Uluslararası yardım da içeren 4. seviye alarm verildi.

Bu yabancı ülkelere ait deprem yardımı, arama kurtarma ekipleri taşıyan diğer ülkelerin sivil veya askeri uçaklarının, Türkiye hava sahasını kullanmaya açık duruma getiren bir uygulamanın kapısını araladı ve “NATO Türkiye’yi işgal eder mi?” tartışmalarını güncelledi.

Bu endişenin yönetim kademesinde ve halk nezdinde belirginleşmesi boşuna değildi.

Neden mi?

Söyleyeyim, 1999 Marmara depremi ile birlikte NATO müttefiki ABD'nin HAARP teknolojisini silaha dönüştürüp kullandığı yaygın bir kanaat. Kimine göre komplo teorisi kimine göre şehir efsanesi. Ama durum daha ciddi.

Çünkü NATO'nun “Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti”ni hiçbir izne ihtiyaç duymadan 48 - 72 saat içinde bölgeye göndermesini kolaylaştıran hatta sağlayan bu anlaşma, 1 Haziran 2016'da Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe sokulmuştu. Bu nedenle, deprem bahanesi ile olası bir NATO kaynaklı dış müdahalenin oldu-bittiye getirilmesi söz konusuydu. Zaten ABD uçak gemisi ve ekli diğer donanma gemileri serseri mayın gibi Akdeniz’de dolanıp duruyorlardı. Allah’tan, korkulan olmadı(mı).

Bazı art niyetliler, muhtemelen İçişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dışında bu çağrıyı yapmış olabileceği gibi akla ziyan komplo teorilerini sıraladılar.

Onlara göre Türk kamuoyu, bu tür önemli açıklamaların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılmasına alıştırılmıştı. Ancak Soylu’nun bu açıklamayı yaparken yanında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın bulunması, Erdoğan’ın haberi olduğunun bir ispatı sayılabilir.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar İncirlik’te kimle görüştü?

Depremin olduğu gün; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever’in deprem bölgesine giderken NATO kuvvetlerinin bulunduğu İncirlik hava üssüne iniş yaptıkları basında yer almıştı.

Burada Amerikalı veya NATO yetkilileriyle bir görüşmenin yapılıp yapılmadığına dair medyada bir malumat yok. Ancak önceki yıllarda Akar’ın ABD’li askeri yetkililerle İncirlik’te görüşmeleri söz konusu. Mesela 17 Şubat 2017’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulûsi Akar; ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, ile İncirlik'te bir araya gelmişti.

İncirlik Üssü’ne iniş gerekçesi Milli Savunma Bakanı Akar'ın açıklamasında mevcut.

Buna göre Akar, Etimesgut'tan gelen Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugayı Doğal Afet Arama ve Kurtarma Taburunun intikaline ilişkin hazırlıkları denetlemelerinin ardından saat 10.45'te beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Avsever ile Ankara'dan deprem bölgesine hareket ettiklerini de söyledi.

Hatay Havalimanı'nın depremden zarar görerek kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle İncirlik'teki 10. Tanker Üs Komutanlığı'na indiklerinde saatin 11.30'u gösterdiğini anlatan Akar, İncirlik'te de bazı inceleme ve koordinasyon çalışmalarının ardından hava şartlarının helikopter uçuşuna izin vermemesi nedeniyle, kara yoluyla Hatay'a gitmek için hareket ettiklerini bildirdi.

2. Ordu Komutanlığınca ilk birlik takviyesinin saat 13.00’te Nurdağı'na yapıldığını ifade eden Akar, saat 13.24'te Elbistan merkezli ikinci büyük depremin yaşandığını, kendilerinin de bu depreme Hatay'a giderken yolda yakalandıklarını kaydetti.

Akar'ın ifade ettiği gibi İncirlik'te de bazı inceleme ve koordinasyon çalışmaları sırasında üste bulunan ABD komutanlığı ile veya buradaki güvenli NATO iletişim hattından Pentagon ile görüşüp görüşmedikleri kamuoyunun bilgisi dışında.

İncirlikteki ABD ordusu…

Adana ilinin yaklaşık 10 mil doğusunda yer alan İncirlik’te yaklaşık 2 bin asker ve Savunma Bakanlığı sivil çalışanı bulunuyor.

NATO'nun güney bölgesindeki çatışmaların desteklenmesinde önemli bir role sahip. Aynı zamanda yaklaşık 50 ABD taktik nükleer silahına, yani Soğuk Savaş döneminden kalma B61 nükleer bombalarına ev sahipliği yapıyor.

Üssün son yıllarda, 2016'da üsse gelen yerel elektriğin yaklaşık bir hafta süreyle kesildiği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yerel altyapıya bağımlı kalmamasını sağlamak için çaba sarf ettiği bildiriliyor.

O zamanki askeri yetkililer, yeterli jeneratör kapasitesi nedeniyle operasyonların etkilenmediğini söylediler.

Deprem sonrası İncirlik üssü lojistik merkez…

ABD Hava Kuvvetleri'nin 39. Hava Üssü Kanadına ev sahipliği yapan İncirlik, yardım dağıtımı için çok önemli bir lojistik merkez olmuştur. 

Dünyanın dört bir yanından gelen malzemeler üsse uçaklarla taşındı ve ulaşılması zor köyler de dahil olmak üzere ihtiyaç sahiplerine kamyon ve helikopterle gönderildi. Depremde 39. Hava Üssü personeli kayıp yaşamadı ve üsteki hiçbir ABD tesisi hasar görmedi.

Türkiye'ye yardım ve personel ulaştırmak için yaklaşık 2.000 hava görevi gerçekleştirildi.

39. Hava Üssü Kanadının 52 yataklı askeri sahra hastanesi çadırı gibi yaklaşık 6.000 ton yiyecek, malzeme ve ekipmanı Kanat, Türkiye'nin orta-güneyindeki üs üzerinden deprem bölgesindeki kentlere ulaştırdığı ifade ediliyor.

Ayrıca, ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa/ABD 6. Filosundan yapılan açıklamada, sekizden fazla Ordu ve Donanma helikopterinin halihazırda yardım görevlerinde bulunan diğer dört helikoptere katılmak üzere İncirlik'e ulaştığı belirtildi.

ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa-Afrika (NAVEUR-NAVAF) Komutanlığında oluşturulan kriz merkezini 6. Filo komutanı General Andrew Priddy sevk ve idare ediyor.

General Andrew Priddy, geçtiğimiz hafta Perşembe günü depremin merkez üssünün yaklaşık 120 mil batısındaki bir ABD üssü olan İncirlik Hava Üssü'ne geldi. Almanya'daki ABD Avrupa Komutanlığı karargahından bir ekip ona katıldı.

Priddy tarafından komuta edilen Task Force 61/2'den denizciler ve denizciler, hafta sonu boyunca iki UH-60 Black Hawks, üç HH-60 Pave Hawks ve üç CH-47 Chinooks'un İncirlik'e gelişini denetliyorlardı.

Task Force 61/2 Deniz Amfibi Kuvvetleri Avrupa/24. TF-61, bölgesel Müttefikleri ve Ortakları ve ABD ulusal güvenlik çıkarlarını desteklemek için Donanma ve Deniz Piyadeleri birimlerini ve hâlihazırda harekat alanındaki yeteneklerini senkronize ediyor.

İncirlik'teki 728. Hava Hareketlilik Filosunun, yardım operasyonlarının başladığı 6 Şubat'tan bu yana 210 uçağı indirdiğini söyleniyor. Bu arada, yine İncirlik'te konuşlu 39'uncu Operasyonel Destek Filosu, Türkiye'ye uluslararası yardım ve personel taşıyan 1.877 uçak misyonuna destek verdi.

Filonun Kaynak ve Hazırlık Uçuş Komutanı 1. Teğmen Joseph Flemming, Türk Hava Kuvvetleri personelinin, kargoları etkilenen bölgelere mümkün olan en kısa sürede ulaştırmak için ABD kuvvetleriyle birlikte çalıştığını söyledi.

Deprem bölgesinde sadece ABD askeri personeli görev yapmıyor.

Adana A.B.D. Konsolosluğu, Türkiye’nin canlı ve tarihi güneydoğu bölgesindeki Amerikalıları temsil ediyor. Konsolosluk bölgesi. Türkiye’nin Suriye, Irak ve İran’la olan sınırlarını da içine alan 22 ilden oluşuyor.

Bölgedeki diğer önemli şehirlerden bazıları Mersin, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Van. Amanda Pilz, ABD Adana Konsolosu olarak görev yapıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken depremin yol açtığı hasarı gördü…

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken zor gününde Türkiye'yi yalnız bırakmadı. Almanya’da katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nın ardından Adana’da İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı’na gelen Blinken’ı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pazar günü Türkiye'nin güneyi ve Suriye'nin kuzeyindeki 6 Şubat depreminden en çok etkilenen illerden birini (Hatay) helikopterle gezdi.

Amerika arama-kurtarma ekibiyle de bir araya gelen Blinken, Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki bölgede faaliyet gösteren gönüllü sivil savunma organizasyonu Beyaz Kasklar’la da görüştü.

ABD ve NATO yardımı Türk Hükümetinin tasarrufunda değil!..

ABD’li yetkililer, Amerikan birlikleri tarafından sağlanan herhangi bir yardımın, Türkiye'nin talebi üzerine hükümetin insani yardım kuruluşu USAID aracılığıyla koordine edileceğini söyledi.

Bu insani yardım, Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenen savunmasız durumdaki toplulukları hedefleyecek ve yardım temin eden uluslararası ve hükümet dışı kuruluşları desteklemede kullanılacaktır. Türkçesi çok basit; hükümete beş kuruş dahi koklatmayacaklar.

Yardım organizyonu battaniye, yatak, gıda paketi, soğuktan koruyan giysi, çadır ve barınma malzemeleri gibi temel yardım ve hayat kurtarıcı kalemleri içeriyor.

Bunların tedariği ve dağıtımı için ise tamamen USAID personelinden yararlanılması söz konusu. Belki Türk görevliler geriden geriye dağıtılan yardımlara bakıp iç geçirebilir.

ABD hükümeti tarafından USAID organizasyonuna tahsis edilen bu kaynakla ayrıca ilaç ve sağlık hizmetleri, temiz su ve sanitasyon çalışmaları ile bu elim depremden etkilenen çocukların ve gençlerin eğitiminin dayandığı programlar da desteklenecek.

USAID hakkında daha önce bilgi vermiştim.

'United States Agency for International Development” / ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi’, bu ülkenin istihbarat birimleri ile eşgüdümlü çalışan paydaş bir kuruluş. Türkiye ve Suriye’deki depremin ardından yardım çalışmalarını USAID Başkanı, İrlanda kökenli Samantha Jane Power koordine ediyor.

United States Agency for International Development” / ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi’nin (USAID) Türkiye’de arama-kurtarma çalışmalarına destek amacıyla görevlendirdiği ekipler ilk önce Adıyaman olmak üzere birçok ilde arama kurtarma  üssü kurdular.

USAID, Akkuyu nükleer santrali ve Suriye'deki Rus güçlerle irtibatlı milisleri izliyor, PKK/YPG ile temasta…

Fransızca, İtalyanca ve Rusça bilen, Avrasya'ya odaklanmış bir Dış Saha Görevlisi olan Batı Almanya doğumlu, Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı General Christopher Gerard Cavoli yaptığı açıklamada, ABD kuvvetlerinin halihazırda arama kurtarma çabalarına yardımcı olduğunu ve tıbbi yardım ve diğer yardımları sağladığını söyledi. 

General ve kurmayları, Avrupa Komutanlığı USAID ve ABD'nin “İslam Devlet”'ne karşı yürüttüğü kampanyada kuzey Suriye'de ortaklık kurduğu, Türkiye'nin terörist grup ilan ettiği PKK/YPG'nin katılımcısı olduğu Suriye Demokratik Güçleri ile temas halinde.

Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de üstüne basa basa ve mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'nun gözünün içine baka baka; "İnsani yardımın Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenen bölgelerdeki kırılgan halka yönelik olacağını bu yardımın ayrıca destek sağlayan uluslararası ve devlete bağlı olmayan organizasyonlara da açık olacağını” kaydetmişti.

Suriye’de binlerce kişinin ölümüne yol açan büyük depremin enkazından kurbanlarını çıkarmak, korkunç açlık ve soğuktan kurtulmak hiçte kolay olmadı. Kısmen Türkiye'nin ve Rusya'nın merkezî Şam yönetimi ile koordineli yardımları yeterli değil.

Bölge halkı mutsuzca mücadele ediyor. Bir de buna, zor koşullar altında, askeri işgal ve yardım malzemelerinin akışını engelleyen felç edici ABD yaptırım rejimi, insanlığa karşı işlenmiş bir suç işliyor.

Yaklaşık 900 Amerikan askeri Suriye’de konuşlanmış durumda ve bunların büyük çoğunluğu ülkenin doğusundaki Deyrizor vilayetinde, ülkenin en büyük petrol sahası olan El Ömer’in ortasındaki bir üste bulunuyor.

Bu askerler, ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) bölgesinde görev yapan 30.000 ABD askeri personeli arasından rutin olarak ülke içinde ve dışında rotasyona tabi tutulan özel kuvvetler ve diğer birimler tarafından destekleniyor.

Amerikan birliklerinin misyonu, Suriyeli Kürt YPG milislerinden oluşan ABD vekil güçleriyle işbirliği içinde, Suriye’nin ana petrol ve gaz sahalarını işgal ve kontrol etmek, kaynaklarını Suriye halkından esirgemektir.

Suriye’nin enerji kaynaklarını gasp etmenin yanı sıra, ABD işgal güçleri bu ve diğer stratejik sınır geçişlerini kontrol etmek üzere konuşlandırıldı; buna Suriye’nin güneydoğusundaki El Tanf’taki ABD karakolu da dahildir.

Amaç İran’dan Irak’a ve oradan da Suriye’ye uzanan karayolunu abluka altına almaktır. Bu aynı zamanda her iki ülkeden de kurtarma ekiplerinin ve yardım malzemelerinin sevkiyatını engellemeye hizmet etmektedir.

ABD Merkez Komutanlığı, Suriye’de depremden zarar gören bölgelere ulaşabilmek için Pentagon, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Ankara’nın terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri (SDF) ile koordinasyon içerisinde olduklarını belirtti.

Açıklamada Türkiye’ye ek yardımlar gönderebilmek için ABD Avrupa Komutanlığı ile görüşmelerinin sürdüğü aktarılırken taziyede bulunuldu.

Cumhur ittifakı deprem sahasında…

-Cumhur ittifakı'nın Deprem Hatırası-

Türkiye'nin asrın felaketinden sonra belini doğrultup doğrultamayacağını hep birlikte müşahede ediyoruz.

Yardım kuruluşları kisvesi altında bölgeye doluşan binlerce yabancı yardım gönüllüsü ve ABD askeri unsurlarının, YPG ile TSK arasında tampon oluşturduğu görülüyor.

Tarihe tanıklık eden bizler, Cihanşumül Kadim Türk Devleti'nin refleksinin ne olacağını elbette merak ediyoruz.

Şu kadarını söyleyeyim, kısmi refleks olmasaydı şimdi eşcinsel coniler, Adana barlarında “The Star-Spangled Banner/Yıldız Bezeli Sancak” marşını söylüyor olurdu.

Unutmayın erler demine destur alanlar, Tanrı tektir ordusu Türk'tür.