Foça Jandarma Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında Asteğmen rütbesiyle vatani görevini yapan yeğenim İsa Çelikdönmez, zaman zaman bazı film önerilerinde bulunur. Daha önce de 2012’de Libya’da ABD elçisinin öldüğü baskını anlatan; “13 Saat: Bingazi’nin Gizli Askerleri" filmini onun tavsiyesiyle izlemiştim.  Bir kaç gün önce Kasım Süleymani'nin öldürülmesine ilişkin  yazımı okuyunca iki ay önce MİT Başkanı Hakan Fidan'ın “John Wick 3” isimli meşhur tetikçinin filmine gittiğini belirtti ve bu filmi mutlaka seyretmem gerektiğini söyledi. 2 ay önce 16 Kasım 2019'da, Milliyet gazetesi yazarı Abdullah Karakuş, "MİT Başkanı hangi filmleri izler?" sorusuyla insanların merak duygusunu kamçılayan bir yazı kaleme almış.  Diyor ki; "MİT yöneticileri hep merak edilir. Hangi filmleri izler, hangi kitapları okur… Geçenlerde sinemaya gittiğimde tesadüfü olarak MİT Başkanı Hakan Fidan’ın gittiği filmlerden birini öğrendim. Fidan, Ankara’daki ödüllü butik sinema olan Cinemaximum Atakule’ye gitmiş.  Hem de Fidan ile birlikte MİT’ten toplu gelenler de olmuş aynı filme. Film, yaz başında oynayan ‘John Wick 3’.  Hareketli bir aksiyon filmi. Gizli suikastçı birliğinden atılan John Wick’in, kellesi karşılığında ödül almak için peşine düşen suikastçılara karşı verdiği mücadeleyi konu ediyor…"

(*) “Mars Entertainment Group” hakkında…

Hakan Fidan’ın, MİT çalışanlarıyla gittiği Cinemaximum Atakule; CGV Mars Entertainment Group'a ait. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'daki sinemaların yer aldığı ICTA European Awards' tarafından, Ankara'nın ilk VIP sineması olma özeliğini taşıyan 'Yılın Yeni Sineması Ödülü'ne layık görülmüştü. Mars Entertainment Group, Menderes Utku ve Muzaffer Yıldırım tarafından 2001 yılında kurulmuş. Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Ali İsmail Sabancı, Muzaffer Yıldırım, Menderes Utku, Mehmet Murat Çavuşoğlu, İsak Antika, Hüseyin Çağatay Özdoğru, Cumhur Kuşçuoğlu, Mehmet Yağız Çekin, Vasfi Hasan Orbay ve Cemal Volkan Manas. 

Seri Katil John Wick 3…

Hakan Fidan ve  bazı MİT çalışanlarının toplu olarak Ankara'da Cinemaximum Atakule salonunda izledikleri “John Wick 3” Amerikan yapımı aksiyon filmi. John Wick'in başrolünde Keanu Reeves var. Keanu Charles Reeves; Beyrut'ta bir gece kulübünde tanışarak evlenen Çin ve Hawaii asıllı Amerikan vatandaşı jeolog, Samuel Nowlin Reeves ile İngiliz vatandaşı, kostüm tasarımcısı ve show kızı Patricia Taylor'ın iki çocuklarından ilki olarak 2 Eylül 1964'de Lübnan’da dünyaya geldi. Keanu Charles Reeves, filmde, gizli bir suikastçı birliğinden atılan John Wick'i canlandırıyor. Ölümü karşılığında ödülü almak için peşine düşen suikastçılara karşı verdiği mücadele filmin ana konusu. 2019 Amerika Birleşik Devletleri yapımı “John Wick 3” filminde, New York’tan sağ çıkabilmek için elindeki imkanları sonuna kadar zorlayan John Wick: Chapter 3; gizli suikastçı birliğinden atılan John Wick'in, kellesi karşılığında ödül almak için peşine düşen suikastçilere karşı verdiği mücadeleyi konu ediyor. Avın kendisi olan Wick, kendisi için ava çıkanları bir güzel avlıyor. John Wick, iki nedenden ötürü firaridir. Kellesi üzerine 14 milyon dolarlık açık sözleşme konulmuştur ve temel bir kuralı ihlal etmiştir; Continental Hotel'de birini öldürmüştür. Kurbanı ise açık kontratı sunan Yüksek Masa üyesidir. İşi bitmiş olması gereken John'a otelin yöneticisi Winston tarafından bir saatlik bir kaçış süresi verilir. Ardından üyeliği iptal edilecek, tüm hizmetlerden men edilecek ve diğer üyelerle iletişimi kesilecektir.  Bütün haklarından yoksun kalan John Wick, New York'tan sağ çıkabilmek için elindeki imkanları sonuna kadar zorlayacaktır. John'un New York City'den kaçma mücadelesinde güvenebileceği tek şey servis endüstrisidir! 

MİT Başkanı, “John Wick 3”ü neden İzledi? 

Filmin senaryosuna bakıldığında koskoca MİT Başkanı’nın vakit geçirmek için neredeyse teşkilatın dörtte biriyle bu filmi izlemesi söz konusu olamaz. Yok teşkilata yeni alınan çaylakların eğitimi ile ilgili olsaydı bu filmi yeni yerleşkenin devasa sinema salonunda izlerlerdi. Eğer sinema salonunda bir başka ülkenin yabancı servis başkanıyla ayarlanan buluşmaya gitmiş olsa, gazete köşelerine servis edilmezdi.Bence, iki ay önce bu filmi, CIA kontrolündeki Amerikan sinema endüstrisinin aracılık ve taşıyıcılık ettiği mesajı merak ettikleri için izlediler. Filmdeki John Wick, Kasım Süleymani’ydi ve konsey, biletini çoktan kesmişti. Ancak filmin kahramanı gibi başarılı olamamıştı.Türkiye, Trump’ın elini güçlendiren hamleler yapıyor!.. 

26 Ekim 2019’da İdlib kırsalında bir bölgede ABD komando birliklerince düzenlenen operasyonda DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi öldürüldü. Erdoğan-Trump pazarlığı, Ebubekir Bağdadi’yi nasıl yakalatmıştı bir hatırlayın. Erdoğan ve Trump, iki sıkı pazarlıkçı lider.  İkisi de tuttuğunu koparıyor. İkisi de reelpolitik ilişkilerden yana. Bu yönüyle anlaşmaları daha kolay. Trump, başkan seçildikten sonra kendi ülkesinde ve dünyada küresel bir başarı gerçekleştirememenin  ezikliğini yaşıyordu.  Kendisinden önceki ABD Başkanı Obama, El Kaide lideri USAme Bin Ladin’i ortadan kaldırmıştı. Trump için, Ebubekir Bağdadi'nin öldürülmesi, başarı hanesine  yazılacak en büyük not. İşte Erdoğan, Trump’a, Ebubekir Bağdadi'nin yakalanmasını teklif ettiğinde, Trump’ın şaşkınlığını bir hayal edin!  Milli Savunma Bakanlığı, IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi'nin öldürüldüğü belirtilen özel operasyona Türkiye’nin katkısını gizlememiş, “Operasyon öncesinde askeri makamlar arasında bilgi alışverişi ve koordinasyonda bulunulduğu…” belirtilmişti.

29 Ekim 2019'da “Size birşey diyeyim mi!..

ABD ile Türkiye saman altından su yürütüyor. Sanki Ortadoğu’yu birlikte dizayn ediyorlar!.. Siz ne dersiniz?” diye yazmıştım. (**) Erdoğan-Trump telefonda görüştü; ertesi gün Süleymani Mevta! 3 Ocak 2020'de Bağdat Havaalanı yakınlarında ABD ordusunun silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile gerçekleştirdiği saldırı ile Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani öldürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile telefonda görüştüğünde, Amerikalılar’ın Kasım Süleymani’nin kalemini kırdıklarını biliyor muydu? Nitekim bilmediğini açıkladı. 

Trump’la telefon görüşmesinde, Libya ve Suriye’deki gelişmeleri ele aldıklarını söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ta, Amerikan güvenlik birimlerini hedef alan eylemleri endişe ve üzüntüyle takip ettiklerini belirterek ABD Büyükelçiliği’ne yönelik eylemlerin sona ermesinden duyduğu memnuniyeti ifade etmişti. Bölgesel meselelerinin çözümünde diplomasinin önemini vurgulayan Erdoğan ve Trump, ikili ilişkilerde ise birlikte kazanmak için iş birliğinin güçlendirilmesi konusunda mutabık kalmışlardı. Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Hogan Gidley, tarafından yapılan Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesine ilişkin açıklama da üç aşağı beş yukarı aynı içerikteydi.

(***) İki liderin telefon görüşmesinden sonra, hemen o günün sabahında Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü haberleri yeri göğü inletiyordu. 5 Kasım 2019'da değinmiştim. "İran’ı Irak’tan vurmak nasıl bir şey? İran da, ne öncesinde ne sonrasında asla Türkiye’nin, Suriye politikasını tasvip etmedi. Çünkü Türkiye’yi, Doğu ve Güney sınırlarından muhasaraya alan bir “Şii terör kuşağı” inşa ediyordu. Türkiye, şimdi İran'ı kendi tuzağına düşürdü. Irak Şiileri’yle hesap soruyor. “Türk Lokantası” ne anlama geliyormuş? Kasım Süleymani’ye sormalı.” (****) Bence Kasım Süleymani, Türk Lokantası'nın ne anlama geldiğini biliyordu ve eğer ölmeseydi bir hafta sonra Ankara’ya bu konuyu konuşmaya gelecekti.  Ömrü vefa etmedi. 

Türkiye; Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı gibi askeri operasyonlarla, küresel emperyalizmin bölgeden doğalgaz ve petrol çalmak için oluşturmak istediği enerji-Kürt-Şii koridorunu tarihe gömdü.  İran Velayeti Fakih rejiminin 'Şii Kuşak' projesinin Akdeniz ayağı artık yok. Türkiye'nin “Beyaz Hayaletler”i sınır tanımıyor.  Şimdi de Beyrut, Bağdat, Tahran hattında mekik dokuyorlar. Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenleri ile Irak’taki Bayat Türkmenleri’ni birleştirilecek coğrafi koridorun etnik bağla güçlendirilmesi, Suriye ve Irak hükumetlerinden bağımsız Federe Türkmen Devleti’nin nefes almasını sağlayacaktır.

(*****) Bu satırlar daha duruyor. İnanmayan açsın okusun.