Dünyayı sarsan korona denilen mikrop nedeniyle TV programlarına ve köşe yazılarıma ara verip bu süreçte gerek hükümetin uygulamalarını, gerekse de siyasetçi ve siyasi partilerin bu olağan üstü dönemde tutum ve davranışlarını izledim. Ülkemizde altı binin üzerinde insanın korana nedeniyle hayatını kaybetmesi, ocaklarına ateş düşen insanların acı çekmesi beni etkiledi ki, Tahsin Güzel, etliye sütlüye değme otur köşende dedim, yakınlarını kaybedenlere Mevla’m sabırlar versin.

Evet, retliye sütlüye karışma otur dedim de Suriye, Libya, korona, derken arkasından Avrupa’nın şımarık piçi Yunanistan’ın ege ve Akdeniz’de bardağı taşıran hareketleri karşısında bazı siyasetçilerin tavrı yanında millet olarak tek vücut olunmaması,  aynı dilin konuşulmaması beni çileden çıkardı.

Bu önemli günlerde dahi zikzak çizen ve puan almak için çalışan, şer güç ve devletlerle aynı dili konuşan, Ak Parti düşmanlığı nedeniyle milli davalarda dahi ipe sapa gelmeyen hareket içinde olan hainleri görünce, değerli büyüğümüz Dede Korkut’un dediği aklıma geldi “kahpe içeride olunca kilit tutmaz oğul” sözü yerinde ve her daim haini eksik olmayan ülkem için kullanılmış bir söz olduğuna kanaat getirdim.

Hala bu ülkeyi eski Türkiye sanan zihniyetler sözde bazı kanaat önderleri ve siyasiler açık oturumlarda hükümeti eleştirme adına devleti kötülemesi, Suriye, Libya ve Akdeniz konusunda şer devletlerle aynı dili konuşması, Ak Parti düşmanlığı nedeniyle söz konusu devletlerin değirmenine su taşıması dahası iç kargaşa yaratmak adına müşterek değerimiz olan 30 Ağustos Zafer Bayramının dahi çirkin emellere alet edilmesi dıştaki değil içimizdeki kahpelerin boş durmadığının bir ispatıdır.

Atatürk ve arkadaşlarını anmak, kazanılan zaferleri kutlayım derken adeta gardırop ve tabela Atatürkçülüğü yapanlar bu ülke için Atatürk’ün dediklerini yapmayı deneseler daha inandırıcı olurlar. Atatürkçülük,  uçağını silahını üreten ve ülkemizi kalkındıran kişilerdir,  Atatürk belirli bir zümrenin değil top yekûn milletin müşterek değeridir.  

Hem, tüm toplantılarında ne bayrak, ne Atatürk posteri asmayan; İstiklal Marşımızı okumayan, onun yerine bölücü PKK’nın zırvalarını seslendiren PKK’nın siyasi kanadı HDP ile ittifak kurup, birbirinizin adayını destekleyeceksiniz, hem de Atatürk’ün izinde olduğunuzu milletin kafasına çakacaksınız…Sizi gidi Atatürk’ten geçinen, Atatürkçü geçinenler… 

Türkiye son on yıldır gerek içimizdeki sözde vatanperver hainlerle gerekse de Türkiye’nin iki yakasının bir araya gelmesini istemeyen emir eri kukla devlet olarak kalmasın isteyen sözde dost, özde düşman devletlerle hem ekonomik anlamda hem de masada savaşmaktadır,  çağımızın en önemli savaşı ekonomik savaştır, günümüzde ülkemizi her alanda zaafa uğratmak için denemedikleri hiçbir argüman kalmamıştır.

 İHA, SİHA, tank, top üretiliyor, ordumuz teknolojiyle donatılıyor, eskisi gibi sadece İncir, üzüm değil tank, top silah ve mühimmat ihracatı yapılıyor, yerin altına su kuyusu açmak için birilerinden izin alırken bugün kendi imkânlarıyla bunu yapıyor, üstelik kimseden de izin almadan yapıyor,  gaz ve petrol bulunuyor.

Türkiye artık sömürgeci devletlerin mönüsünde değil, sahada ve masadadır. Sahada oldukça kimse bizi masanın dışında tutamaz…

Türkiye en büyük dış müdahaleyi Suriye’den önce Kıbrıs’a yaptı,  Kaddafi olmasa, uçak lastiklerini vermese uçaklar kalkamayacaktı, Almanlar tankını, Amerikalar topunu, İngilizler ve Fransızlar parasıyla aldığımız hurda silah ve mühimmatlarını kullanmamıza izin vermiyordu. Bu ülkede yağ, tuz şeker kuyrukları, benzin sıkıntısı yaşanmaktaydı. Günümüzde yedi düvelle savaşıyoruz ve savaşmak zorundayız. Buna rağmen ekmek var aş var, bu ülkeye yan bakanın kafasını kırmak içinde taş da var.

Diğer ülkeler bırakın dış mihrakların ayak oyununu korana nedeniyle bile tek vücut tek ses oldular, bizim sözde aydın, sözde bilim adamı ve özelliklede sözde bazı siyasetçiler Yunanistan sözcüsü oldular, egemenliğimiz altında bulunan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifinin açılması nedeniyle aynı dili konuşuyorlar, Yunanistan bayrakları yarıya indirdi yas ilan etti içimizdeki hainler buna rağmen utanmıyorlar. Zaten vatansever olsalardı utanır Yunanla bir olmazlardı.

Sel gidecek kumu kalacak, ihanet içinde olanlar da o selde boğulacak…