Bizim politikacıların “Fetö kopi“ belgelerle kasaba politikası yapmalarının ülkemize zarar, halkımızı da gereceği düşüncesiyle ‘Kasaba politikası yapmanın bu ülkeye bir katkısı yoktur’ başlığıyla yayınlanan yazımda önemli bazı konulara dikkat çekip milleti germe şampiyonlarına ödev vermiştim.

Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur derler ya, önümüzdeki süreçte politikanın rotası belli oldu.  Bazı politikacılar (köylümüze kurban olsunlar köylümüz edep bilir adap bilir) bunlar politika yapmıyorlar, yapmadıkları gibi mafya lideri oldular…Ağızlarından çıkanları kulakları duymuyor, kasaba değil köy kahvesinde dahi böyle siyaset yapılmaz bu üslupla bırakın kamuoyu önünde konuşmayı köy kahvesinde dahi konuşulmaz.

Sayın Kılıçdaroğlu’ nun bu konuda ne Kemal(!) olduğunu öğrendik, öğrendikçe İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun da ne olduğunu gördük! Bu işin partisi olmaz, kabadayılıkta Gandi Kemal’in çizgi filmlerden etkilendiğini biliyoruz, Sayın Soylu’nun ise kovboy filmlerinin etkisine girmesini yadırgadım.

Gaflar kralı Kılıçdaroğlu ağzını açtı mı demokrasiden söz eder, hain malum tutuklu gazetecilerin tahliye edilmesini ister. İster de bir yandan da gazetecilerin boğazına yağlı urganı takacağını söylemeyi de ihmal etmez. İstanbul kabadayısı bir diğer CHP’li de: “Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. 8-9 Haziran'da (2015) ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır'' dedi.

Bunlar böyledir, elde kabahat gördüklerini kendilerinde adet olarak görürler…Ne bileyim, sosyal demokratlık bu olsa gerek!

Şahsen ben hatırlamıyorum. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına Cumhuriyet tarihinden bu güne kadar bırakın halk iradesiyle seçilmesini, silahın gücüyle gelmiş Cumhurbaşkanlarına dahi böyle bir tutum olmamıştır, olamaz. Çünkü maçaları sıkmazdı! Halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına her türlü hakareti yapıp diktatörlükle suçlarlar ama diktatörlerin bile yapmadığını dile getirir, gazetecilerin boynuna yağlı ip takıp idam etmekle tehdit ederler…

Son yıllarda sözde siyaset adına konuştuğunu iddia edip toplumu geren, politikayı sulandıran, ak derken gök diyen bir Kemal var. Bu ülkeye yeterken ikinci bir kemal daha çıktı… İçişleri Bakanı!

Beni partisi ilgilendirmiyor, konuşmasını sonuna kadar dinledim tepkinin ötesinde sözleri ibret verici, köylü Ahmet amcanın bile telaffuz etmeyeceği sokak ağzıyla konuşmasını yadırgadım, şartlar ne olursa olsun bu tarzda konuşmalar genel ahlak ve adaba aykırıdır, dahası emniyet ve asayişi temin edecek kurumun başındaki bir insan söz düellosuna girmez kanunen gerekeni yapar…

Siyasilerin bu hareketine bakınca perşembenin değil ülkemizin geleceği açısından hiçte olumlu bir tablo görünmüyor. Bu davranışın ne halkımıza ne de ülkemize bir getirisi olmayacağı gibi aksine çok şeyler kaybettireceği bir gerçektir…

Önemli olan Türkiye’dir, gerisi teferruattır, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan partilerimiz ve siyasetçiler ikballerini koltuklarını ülkenin istikrarı ve çıkarları önünde tutamazlar, demokrasiden söz edeceklerse devletin en yüce kurumu olan o makama saygılı olacaklar şov yapmayacaklar, kamuoyu önüne çıktıklarında ağızlarından çıkan her söze dikkat edecekler, halkı germeyecekler!

‘Kasaba politikası yapmanın bu ülkeye bir katkısı yoktur’ başlığıyla yayınlanan yazımda Sayın Kılıçdaroğlu ve bazı ekâbir takımının dikkatine sunduğum ve sorduğum konulara bir cevap vermeleri gerekir. Dikkat çektiğim konular elinde salladığı “Fetö”kopi” belgelerinden daha önemlidir. Önemlidir çünkü bir gecede faizler 3 ile beş binlere çıktı o iddia ettiği belgelerin yüz katı bu milletin parası uçtu. Ayrıca 28 Şubat sürecinde 250 milyarar dolar birilerinin cebine kaçtı bankaların içi boşaltıldı. Bunların hepsinin kapı gibi belgeleri var, sallayacaksan onları salla kürsüden.

Hatırlarsanız ‘Kendi gözündeki merteği görmez elin gözündeki çöpü görür’ misalinden hareketle Sayın Kılıçdaroğlu’nun kızı Zeynep Kılıçdaroğlu’nun da, Buz Residence’ta(rezidans) dairesinin olduğunu yazmıştım. Hani şu İlgezdi ailesinin 17 dairesinin olduğu Buz Residence… Hani yine şu Meclis’te sol yumruğunu havaya kaldırarak “ezilenlerin yanındayız” mesajı veren CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi var ya onun da Bağdat Caddesi’nde Four Winds Residence’ta da 5 milyon dolar değerinde 3 lüks dairesi olduğunu yazmıştım.Tam da bu yazımı kaleme alırken İçişleri Bakanlığı işte bu CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin yine CHP’li olan kocası Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin görevden uzaklaştırıldığını açıkladı.

Demek oluyor ki, sen kendi gözündeki merteği görmezden gelirsen birisi gelir sokar parmağını alır o merteği gözünden Sayın Kılıçdaroğlu!