Bazılarınca değiştirilemez denilen Anayasa değiştiğine göre, bu hükümet iki milyona yakın esnaf ve sanatkarın kaz gibi yolunmasına fırsat veren 5362 sayılı yasa ile esnafa katkı değil aksine soyan, idarecilerine on bin lira ile yetmiş bin liraya yakın maaşlar sunan, idarecilerin saltanat sürmelerine imkan saglayan,1163 sayılı Kooperatif Kanunu, Anayasa uyum yasaları hazırlarkensil baştan değiştirsin…

Değiştirsin ama bu güne kadargerek 5362 gerekse de 1163 sayılı kanuna aykırı kılıf uydurarak idareciliği iş edinmiş, bu kurumlar üzerinde saltanat sürdüren esnaf baronlarına da hesap sormayı da ihmal etmesin. Bu konulara yirmi beş yıldır dikkat çekiyorum, ülke genelinde farklı olmasa da öncelikle İzmir’den örnekler veriyorum, dikkat çektiğim her konu gerçektir ve belgelidir, geneli tenzih ediyorum elbet istisnalar vardır, vardır ama o istisnalar da sustukları için suçlulardır…

İzmir de 128 esnaf odası ve bu odaların bağlı olduğu bir de esnaf birliği vardır. Bunun yanında otuza yakın esnaf kefalet kredi kooperatifi ve bu kooperatiflerin bağlı bulunduğu bölge birliği ve nihayet en üstte de merkez birliği vardır. Bu silsilede görev yapan ve idareciliği iş edinmişin sayısı %50’nin üstündedir, kanunlara kılıf uydurarak seçilmiş kişilerdir, çünkü bunlar kâğıt üzerinde esnaflardır, ticari faaliyetleri kesinlikle yoktur.

En basit örnek İzmir Esnaf Birlik başkanı… Sözde pazarcı esnafı olan bu şahsı dört milyon İzmir halkına soralım yirmi beş yıla yakındır pazarda yumurta satarken gören var mıdır? Hem vergi rekortmeni ol hem de pazarlarda görünme! Ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet! Ayrıca Birlik yönetiminde ve denetiminde sözde esnaf bakkal, çakkal, şoför ve tamirci ama özde ‘Beyaz Yakalı Esnaf’ türünde idareci var. Bunların alayı ‘kılıfçı’dır. Bunların maliye ve esnaf sicile verdikleri adreslere bir göz atın hele, resmen ev adreslerini ticarethane olarak göstermişlerdir. Lafa gelince de bunlar yanlış yapmaması gereken idarecilerdir. Bunların içerisinde kendisini çok matah gibi gösterip hükümete, belediye başkanlarına kafa tutanları bile mevcuttur.

Sözde başkanların işleri yokmuş, esnaf birliğini ve birliğe bağlı şirketleri batırmış, içlerinden bazıları kooperatiflerden 40–50 bin lira maaş alıyormuş kimsenin umurunda değil!

Nedeni? Çünkü bunlar ‘tencere dibin kara senin ki benden kara’ misalindedirler de ondan!

Birine bakıyorsun adam bakkal! Bakkal dükkanına gidiyorsun dükkanın kapısı penceresi yok, bir diğeri oto tamircisi adam apartmanın altıncı katında iş yapıyor, diğeri de oto döşemecisi. Apartmanın dördüncü katında otomobillere döşeme yapıyor, yersen! Ya diğeri? Esnafa faizle para dağıtan, topladığı faizlerle de kendine maaş veren Esnaf Kefalet Kooperatifi ve oda başkanı. Dostlarım inanın bunların esnaflıkla alakaları yok, daha da enteresan olan bu kişilerin aldıkları maaş gelirleri mevcut kanuna göre esnaflıktan tüccarlığa geçmelerini gerektiriyor.

Yazılarımı takip edenler hatırlarlar,  kooperatiflerden on beş ile yetmiş bin lira arası maaş alanları yazmıştım, dahası esnaf birlik başkanı maaşlara sınır getiren yeni kanun (5362)yürürlüğe girdiği halde, diğer yönetici arkadaşlarına yeni kanuna göre maaş ödeyip üç kafadarın eski düzen maaş almalarını yazmıştım, bunun yanında birlik uhdesinde bulunan esnafın şirketi BESAŞ’ ı hisse alım satımlarıyla içini boşalttıklarını da kamuoyu ile paylaşmıştım…

Bu konuları sil baştan tekrar ele almak istiyorum, çünkü ülkemizde hazır Anayasa’nın bazı maddeleri değişmişken ve buna dair uyum yasaları hazırlanırken hiç değilse kamuoyu bilgilensin, önümüzdeki yılın başından itibaren esnaf teşkilatlarında da genel kurullar yapılacakken ülke genelinde iki milyon esnaf ve sanatkar uyansın, hükümette bu önemli konuya neşter vursun.

Geneli beni aşıyor ama İzmir'de 128 oda ve otuzun üstünde esnaf kredi kefalet kooperatiflerinde yaşanan rezilliklere sırasıyla değinmek istiyorum.

Öncelikle İzmir Oto Tamircileri Odasının üniversite mezunu başkanı Necdet Heppekcan’a değineceğim. Bu zat aynı zamanda İzmir’de bir esnaf kefalet kooperatifinde yönetici ve bir Federasyonda da başkan vekili!

Hani eşlerimiz hep "lütfen eve iş getirme" diye bize serzenişte bulunurlar ya, yahu kardeşim bu adam oto döşeme işini evinde yapıyor be... Hanımı buna hiç mi kızmıyor, "Lütfen sende her esnaf gibi işini git doğru dürüst bir dükkânda yap" diye? Benim anlayamadığım döşeme için gelen arabaları apartmanın 4’üncü katına nasıl çıkartıyorsun?

Görüyorsunuz değil mi dostlar, yasal kılıfa uydurmak için göstermelik esnaf tipindeki bu kişiler yöneticiliği iş, esnaflığı ise araç edinmiş şahsiyetlerdir. Öyle ya, odasında kendisine 5.500 liraya yakın aylığı hak, yönetime ve denetime 100 lira aylığı reva gören birisi için başka ne denilebilir ki?

Bir de kalkmış odanın parasıyla “gezmek, görmek, bilgi alışverişinde bulunmak” şeklindeki 'gerekçeli hizmet' (yersen) safsatasıyla; Kıbrıs, Ukrayna, Yunanistan, Sivastopol ve Almanya’ya gittiklerini 2014 genel kurulunda faaliyet raporuna yazmış, ama bu ziyaretlere dair odanın ne resmi Web sayfasında ne de Facebook sayfasında bir tane dahi fotoğraf yok, lakin faaliyet olarak gördüğü esnaf ziyaretleri, esnaf kahvaltı fotoğrafları var… Sizce de garip değil mi? Ayrıca bu yurtdışı ziyaretleri için sen ve diğer yönetim kurulu üyelerin ne kadar harcırah aldınız? Allah aşkına o yurtdışı gezilerinde hangi muadil kuruluşlara, kime gittiniz? Hangi “eksik bilgi ve görgünüzü” artırmaya gittiniz?

Oto sanatkârının alın teri paralarını sözde ‘bilgi, görgü, ziyaret’ özde ise ‘zevk-i sefada’ harcarken hiç mi sıkılmadınız? Dahası o gittiğin yerlerde hiç araştırdın mı oto döşeme işi binaların dördüncü katındaki evlerde mi yapılıyormuş? Bu kadar yurtdışı ziyareti yaptın da çok merak ediyorum acaba sen ve heyetin canım ülkemin en şirin ili İzmir’imizde bulunan ve dünyanın yedi harikasından birisi olan Artemis Tapınağını hiç gezdiniz mi? "......" (Kusura bakmayın dostlar yazmaya biraz ara verdim, zira dışarıdan bir at kişneme sesi geldi de ona bakmaya gittim).

Ha birde, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına esas odanın kasasından tam 60 bin lira para verdiğin Ozan Heppekcan neyin oluyor ve bu şahsın odada ki görevi nedir? Ayrıca personelin Emre Demir’i hangi gerekçeyle işten çıkartıp tazminatını ödedikten sonra hangi gerekçeyle tekrar işe aldın? Gariban oto tamircisinin aidatlarıyla ağalık yapma serbestliğini nereden alıyorsun? Ayrıca söyle bakalım: 1.Sanayi Sitesi 2830 Sokak No: 1 adresindeki pasajda dükkânın var mı? Var ise kiraya verdin mi ve kime verdin? Yok, kiraya vermediysen neden oto döşeme işini orada yapmıyorsun? Yoksa kira çok mu tatlı? Söyle de bilelim. Kafanı kuma gömmüşsün, herkesi kendin gibi görmez mi sanıyorsun? Biraz sabret, senin için sürprizlerim devam edecek!

Ben bunları yazıp yüksek sesle de söyleyince çevrem 'frene bas biraz Tahsin' diyor. İyi de dostlar bu gibilerin esnafa ne faydası var? Aslında sorduklarım cevaplarını az çok bildiğim sorular, amacım kendilerinden de duyup sizlerle paylaşmak ve bunların nasıl bir esnaf yöneticisi olduklarını göstermektir. Sanki çok matah yöneticilermiş gibi bir de üst kuruluşlarda görev alıp Türkiye genelindeki esnaflara hizmeti(!) bir borç biliyorlar. Kanunun arkasından dolaşmak suretiyle yöneticilik yapan bu çeşit şahsiyetler için bakanlık neden bir çalışma yapmaz, anlamış değilim.