Dört büyük kitap, Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’ı Kerim;Tevrat; Musa (as) Yahudilere, Musevilere; Zebur Davut (as) yine Yahudiler ve Musevilere; İncil; İsa (as) Hıristiyanlara; Kuran’ı Kerim; Hz Muhammet (sav) Müslümanlara indirilmiştir.

İslam’ı  yaşayan ve inanan Müslümanlar ise İslam dini yanında diğer dinler ve üç kitaba inanır ve kabul ederler saygı gösterirler; ayrıca İslam’ın şartıdır ( Dört kitap ve Peygamberlere inanmak ) İslam dininin güzelliği ve insanlığa verdiği değer, diğer dinlerden farkı da budur.

Diğer dinlere mensup Hıristiyan ve Yahudiler, Müslümanların aksine asırlar boyunca İslam dini ve Müslümanlara aynı hassasiyeti göstermemişlerdir.Dahası onlarda onlarca mezhep olduğu halde Müslümanlar gibi mezhep kavgaları yapmamaktadırlar, birbirlerini katletmemektedirler.

İnancı gereği diğer dinlere dahi hassaiyet gösteren yüce dinin mensupları olan Müslümanlar,aksine  birbirlerini katletmekteler Ortadoğu, Asya  ve Afrika ateş çemberinde,her tür oyun bu coğrafyada oynanmakta hedef ise İslamın yıkılmaz kalesi ve bekçisi Türkiye’dir…

Kırk milyon kilometre kareye hükmeden Osmanlıdan, bir yanda aynı soydan gelen Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan  gibi devletler, diğer yanda Ortadoğu ve Afrika’da yüzlerce devlet kırk milyon kilometre kareden, birinci etap yirmi İki milyon kilometre kareye, ikinci etapta yedi yüz yirmi kilometre kare bir Türkiye, üçüncü etapta ise yedi yüz yirmi milyon kilometreyi bölmek, Türkiye’yi, Suriye ve Irak yapmaktır.

Sebep arıyorsak,domuz derisinden post ve haçlı ruhlulardan dost edinmek,  İslam dininin emir ve kurallarını hiçe sayarak mezhep kavgalarını  ön plana çıkarmaktır, sebep. İngiliz’e uşak, Amerika’ya  emir eri olmanın ağır faturasını ödmektedir Ortadoğu şu an. İşgallerinin yanı sıra Ortaduğu ülkelerinin tüm altyapı zenginliklerine çöken emperyalistler, buna mukabil KDV’sini de Türkiye’ den almak istiyorlar.

Demokrasi ve insan hakları şovları yapan bu devletler, Ortadoğu ve Afrika’da binlerce Müslümanın katledilmesine ön ayak olmalarının yanı sıra sessiz kalırlarken bir Avrupalı, Amerikalı yahut bir Yahudi öldürüldüğü zaman nasıl dayanışma gösterdiklerini göz ardı eden Müslüman ülkeler, kafalarını kuma gömmüşler hala bunlara uşaklık yapmaktadırlar.

Örnek bir hayli çok. Karabağ konusunda Azerbaycan yerine Ermenistan’ın yanında yer alan, Kıbrıs konusunda Rumların yanında yer alan Müslüman ülkeler, Mısır, Suriye Irak,İran, Suudi Arabistan  gibi devletlerOsmanlıya ihanet etmenin bedelini ödemektedirler…

İran’ın  en etkili komutanı, Kasım Süleymani’nin  devlet terörüyle katledilmesi her şeye rağmen bir Müslüman olarak üzsede  Kasım Süleymani’nin düne kadar bu hain devletlerle kol kola girmesi Irak ve Suriye’nin yıkılmasında rol alması, Türkiye’ ye karşı olanların değirmenine su taşıması, PYD-PKK’ ya da destek vermesi, Müslüman ülkeler ve yetkililerin hala  akıllarını başlarına almadıklarının bir göstergesidir.

İran'ın ruhani liderine göre Amerika"Büyük Şeytan"dır. Oysa arkasından ağıtlar yaktığı Süleymani,ABD Başkanı Bush’un Afganistan işgaline direnen Taliban'ı çökertmek için Amerika'ya istihbarat sağlamıştı. Yine bu işgal döneminde, ABD ve İran, viran olmuş Irak devletinde nüfuz sahibi olmak için adeta birbirleriyle yarıştı ve Süleymani, Şii direniş gruplarını silahlandırıp yönetti.

Şimdi ise gelinen noktada “Büyük Şeytan” ile İran yine karşı karşıyalar.

Yüce Rabbim En’âm Suresi 129. Ayet-i Kerimede şöyle buyurmaktadır : “İşte biz, kazandıkları suç yüzünden zalimlerin bir kısmını, bir kısmına böyle musallat ederiz.”

Tam da böyle oldu…