Bir sevda ile yola çıkan AK Parti, ülke adına yaptığı büyük hizmetler yanında yapılan ciddi reformlar nedeniyle yediden yetmişe herkesin gönlünde taht kurmuş, insana tepeden bakan değil insanı ön plana alan uygulamalarıyla da her seçimde oyunu artırmıştır.

Ne oldu da İstanbul başta olmak üzere ülkemizde yapılan bunca hizmete rağmen 31 Mart seçimlerinde gereksiz muhalefetten başka hiç bir projesi olmayan hatta iktidar olduğu il ve ilçeler de bir taş üstüne taş koymayan CHP ile bu kentlerde eşit oy aldı ve bazı kentlerde seçimleri kaybetti?

AK Parti hükümetleri hizmet adına heyecanını filan kaybetmedi, kaybetmenin en önemli nedenlerinden birisi son virajda iktidar nimetlerinden yararlanma adına partiye doluşan (trene binen) teşkilatlardaki siyaset cambazlarıdır ve buna halkın tepkisidir.  Ayrıca  gerçek AK Partililer içinde yarattığı huzursuzluktur. Çünkü bu  tipler yüzünden ülke sevdalısı olan gerçek partililer küstürülmüştür…

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı da sonradan olma partiye dolma miras yedilere kanmıştır, yapılan bu vefasızlık nedeniyle trenden inenler yanında indirilenlerde olmuştur. Dolayısıyla da sevdaları ikballeri olan bu tipler yüzünden de İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir gibi önemli illerde AK Parti seçimi kaybetmiştir.

AK Parti kurmayları bu konuda bir sebep arıyorlarsa trenden inen ve indirilenlerde değil, inenlerin yerlerine trene binenlerde aramalıdır…

Yazılarımı okuyan gerçek AK Partililer hatırlarlar. Çünkü genel ve yerel seçimlerle ilgili yazılarımda değindiğim konulara AK Parti sevdalıları bu değerlendirmelerin altına imzamızı atarız ama bu konuda Ankara duyarsız, Sayın Cumhurbaşkanı 'atandaşın efendisi değil hizmetçiyiz' diyor. Fakat teşkilatlar ve milletvekilleri kral, sevdaları da ne bu ülke ne de bu kentin sorunlarıdır demişlerdi.

Seçim sathına girildiği ve aday adaylarının gündeme geldiği günler gerek İzmir ve gerekse seyahat ettiğim bazı illerdeki gözlemlerimi dile getirdiğimde, sonradan partili olan ve partiye dolan miras yediler bu partiye ‘Lale Devri’ yaşatıyorlar, AK Parti fabrika ayarlarına dönmeli, şahsi sevdaları ve ikballeri olan bu kadrolardan kurtulunmalı, eğer bu kadrolarla yola devam edilirse bazı kentlerde maçı kaybedecek demiştim.

31 Mart seçimleri için İzmir’ i örnek vererek,  AK Parti mevcut belediye başkanları dahil olmak üzere il ve ilçelere de aday adayı gösterilen kişilerle yola devam ederse hem mevcut belediyeleri kaybedecek hem de bir elin parmak sayısı kadar belediye kazanamayacak, bu sadece İzmir için değil benzeri bir çok il ve ilçede temenni etmesem de benzeri bir tablo ile karşılaşacak demiştim. Şimdi o tepki gösteren mirasyedilere sormak lazım:

AK Partili olarak üç yüzün üstün de milletvekiline ve ülke genelinde il ve ilçe teşkilatlarına rağmen partinin genel başkanı partisinden daha fazla oy alıyorsa bunun nedeni nedir acaba?

Nedeni son iki dönemdir gerek teşkilatlara getirilenler ve gerekse milletvekili seçilenlerdir. çÇünkü bu kadrolar temsilcisi olduğu partiye ve halka hizmet için değil, ikballeri için çalışıyorlar ve tribünlere oynuyorlar. Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi bunlar milletin hizmetçisi değil adeta kralları ve burunları Kaf dağındadır. Birçoğunun içi başka dışı başkadır...

İzmir’e bakarsak, bu parti ülke adına hizmette tarih yazdığı dönemler olmak üzere referandum sürecinde dâhil, mevcut muhalefetten daha da muhalefet olan, geçmişte felaket tellallığı yapan, gazetelere hükümet aleyhine ilanlar veren, sokaklara dövizler asan, cebinde taşıdığı bantları sallayarak AK Partinin açtığı yaraları bu bantlarla sarın, kapatın diyen siyaset cambazı kişiler bu partide söz sahibi olmuş ve partiye dolmuştur.

Son dönemler gerek teşkilatlara getirilenler ve gerekse de Belediye başkan aday adayları dahil olmak üzere Belediye meclis üyeliklerine getirilenlerin % 70’ nin AK Partiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Ayrıca parti rozetini dahi takmayan kişilerin olduğu da bir gerçektir. Bu konuyu defalarca da yazmışımdır, soran olursa da tek tek isimlerini verebilirim.

Bir musibet bin nasihatten daha evladır derler ya, AK Parti bu tablo karşısında kendine gelmeli, fabrika ayarlarına dönmeli, kadroları gözden geçirmeli. Sayın R. Tayip Erdoğan’ın mirasını yiyen hazır yiyicilerden kurtulmalı. Şahsi sevdası ve ikballeri olanlar değil sevdası ülke ve partisi olan gönül erleriyle yola devam etmelidir.

AK Parti, koltukları altlarından alındı diye partiden kaçanlar bir yana, ikballeri için partili olan ve koltuk verildi diye partiye dolanlardan kurtulmalıdır, çünkü bu hazır yiyicilerden ne bu ülkeye ne de bu partiye bir fayda gelmeyecektir. Vatandaşın gördüğü bu tabloyu AK Parti kurmayları da görmelidir. Bir neden aranıyorsa esas neden vitrin meraklısı olan ve teşkilatlara dolan şahsi ikbal peşinde olanlardır. Dosta acı söyler ama doğruları söyler…