Dostlar, siyaset ve politika ülkeye hizmetin adı ve aracı, gazetecilikte hizmetleri denetleyen kamuoyunu bilgilendiren haksızlığı adaletsizliği teşhir eden önemli bir meslek ve kamu görevidir!Ticarette öncelik şahsi kazanç, devlet millet ikinci sıradadır, politika ve gazetecilikte ise öncelik devlet ve millettir ve öylede olmalıdır, devletin sevk ve idaresinde asli unsur olan güçler yasama, yargı, yürütme ve politika olup, bunların yanında basında önemli bir güçtür, gazetecilik kamu görevidir, en azından benim şahsi düşüncem budur.

Bu günkü konum yazarçizer olmama neden olan sözde gazeteci olup da havaya ve rüzgâra göre yön değiştiren, hak, hukuk ve adalet terazilerini  havaya ve ideolojilerine göre belirleyen ve değerlendirenler arasında yer aldığını, son günler yaptığı bazı konuşmalarla tescil eden yakinen tanıdığım, bir gazeteci aynı zamanda bir siyasetçiden söz edeceğim.

Söz konusu beyefendinin beyanatlarında bırakın siyasetçiyi bir gazeteciye yakışmayacak bazı sözleri beni şaşırtıyordu ama son olarak mensubu olduğu partinin kanalı Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın sunduğu bir programda sarf ettiği sözler bardağı taşırmıştır. Bu şahıs İzmir adına adı var ama hizmet adına yok olan Atilla Sertel beyefendidir. Bu bey efendi, yüce dinimizin ibadetlerinin şartlarından olan tespih çekmeyle alay ederek küstahlığını göstermiş fikrini zikriyle de tescillemiştir.

Sertel önce kendine bakacak! Ben kendisini iyi tanırım, oda beni tanır, Gazeteciler Cemiyeti İzmir başkanlığında iken cemiyeti babasının şirketi yaptı, gazeteciler cemiyetinin bünyesinde 9 Eylül Gazetesi’ni çıkarttı. Reklamını ve ikramını yaptı, sonuçta da CHP’ den bir koltuk kaptı milletvekili oldu, yüce dinimizin kurallarıyla, Müslümanların inancıyla alay ederek CHP’ ye genel başkan olacağını sanıyorsa buradan ona ekmek çıkmaz başka kapıya bakacak, haddini de bilecek.

Bu kentte ömür tüketen bir kişiyim, gazetecisini de bilirim siyasetçisini de iyi tanırım, beyaz elbiseler giymek lekeleri örtmez, makamlarda da her istediğini söyleme hakkı vermez, güzel konuşmakta para etmez, laf para etseydi, merhum Orhan Boran ile Halit Kıvanç, değerli insanlardı, biri Sabancı diğeri de Koç olur, holdingleri bulunurdu. Bu ülkede milli ve manevi değerleri ikballerine alet eden ve tek savunucu görünen gafiller önce kendilerine, geçmişlerine ve bugün ülke için yaptıklara baksınlar ve onu anlatsınlar.

Kimin Euro kimin de Dolar meraklısı olduğunu tarih bize gösterdi. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet olan FETÖ terör örgütü liderini mazlumlaştıran, "Mazlumun yanında oluruz" diyen CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’dur! Önce, milyarlarca Dolar ve Euro’ya hükmeden bu terör örgütü liderini ve onu mazlumlaştıran kişiye bakacaksın Serter! ABD Dolarını kimlik yapan, sizin mazlumlaştırdığınız terör elebaşıdır Sayın Serter! İbadettin şartı olan tespihle ilgili  O kullandığın talihsiz cümle  İslam dinine yapılan bir saygısızlıktır.

Rabbim seni ve senin gibileri tesbih çekebilmenin hazına ulaştırmayı nasip etsin diyeceğim, ama bu eylem ve söylemlerinize göre ne ezanda kulağınız, ne de namazda gözünüzün olması mümkün görünmüyor!