Bu parti kurulduğunda ülkede irtica modası ve sanal düşman üretme kadroları vardı. AK Parti irticacı aynı zamanda kapalı bir kutuydu. Hizmet adına halkın tereddütleri vardı; İzmir’in milletvekili sayısı 24 olmakla birlikte halk, AK Partiye 8 milletvekili, 7 belediye başkanı kazandırdı.

Ak Parti hükümetleri hizmet adına tarih yazdı. İzmir ve çevresine onlarca baraj, kentin giriş ve çıkışlarına tüneller ve duble yollar yaptı. İlçelere ulaşım kolaylaştı, İstanbul, Ankara ulaşımda adeta bir semt haline geldi, parti rüştünü ispat etti. Kentin milletvekili sayısı 28’e çıktı. Hal böyleyken partinin milletvekili sayısı yine 8, belediye sayısı ise 3’e-5’e indi.   Neden??  Teşkilatlar!  Ve güven telkin etmeyen kadrolar ve seçim için dayatılan adaylar…

Son dönemlerde İzmir’de AK Partiyi özel şirket konumuna getiren söz konusu zümrelerin ahbap-çavuş ilişkileriyle oluşturdukları kadrolara dikkat çekmek amacı ile yaptıkları yanlışları dile getirmek adına, “Dağ fare doğurdu” başlıklı yayınlanan yazıma gerçek AK Parti sevdalıları memnun olurken,  sonradan olma, partiye dolma, ikballeri için Ak Partili olanların tepkileri olmuş.

Söz konusu bu tipleri, Sayın Cumhurbaşkanı AK Partili sanıyorsa yanılıyor. Bu zümrelerin AK Partili olmadıkları bir gerçektir; çünkü  söz konusu bu  kişiler AK Partili olamazlar. Dahası bunlar hizmet için değil, ikballeri için AK Partili olmuşlardır.  Maalesef son üç dönemdir İzmir’de AK Parti  bu zümrelerin  özel şirketleri konumuna gelmiş ve  teşkilatlarda bunların kadrolarıyla  dolmuştur. Söz konusu bu mirasyediler eleştirilerime alınsa da darılsa da İzmir de partinin mevcut kadroları ve belediye meclis üyeleri bu zihniyetlerden oluşmuştur. Bunların kim olduğunu merak eden yetkililer olursa listelerini takdim etmek isterim.

Bunların sevdaları ne AK Partidir ne de İzmir halkıdır. Bunlar her devrin adamı ve iktidar olduğu sürece partilidir. Belediye meclis üyeleri de aynı yolun yolcusudur. Ayrıca beceriksiz CHP belediye başkanlarının da destekçisi ve alkışlayıcısıdırlar. Sayın cumhurbaşkanı İzmir de teşkilatları kapatsın, eski ruhuna dönsün, inanın bu kentte halk AK Partiye daha fazla oy verecek ve seçimleri kazanacaktır. Ayrıca Belediyeleri de CHP’den alacaktır…

Çünkü bu kentte taş üstüne taş koymayan, hizmet adına bir tane eseri bulunmayan, ot-çöp, çiçek- böcek, enginar festivalleri ve modası geçmiş sözde solcu sanatçı, kanaatçi konserleriyle ömür tüketen  bu belediyelerden İzmir halkı  emin olun memnun  değil..

Ayrıca söz konusu beceriksiz belediyeler, cazibe merkezi olan İzmir’i koca bir megaköy haline getirmişlerdir. Küçük esnafın üretim yaptığı organize sanayi sitelerini pislik götürmekte, yolları hendek… Sanayicisi başka illere kaçmakta, şehrin dört tarafı  alışveriş merkezleriyle işgal edilmiş, trafik keşmekeş olmuş, halk canından bezmiştir. Hal böyleyken İzmir’de CHP’nin belediye seçimlerini kazanmasının nedeni, halkın AK Partiye olan tepkisi değil, ikballeri için çalışan AK Partili gibi görünen teşkilatlar ve bu teşkilatların gösterdikleri meclis üyeleridir.

İzmir AK Partinin seçimlerde birinci olduğu ve CHP’nin esamesinin dahi okunmadığı illerden en büyük göç alan ve nüfus yoğunluğu olan bir Anadolu kenti olmuştur. Bu kentlerin nüfus yoğunluğuna da sahiptir. Geçmişine bakarsak da merhum Osman Kibar, Burhan Özfatura CHP’li değillerdi ve bu kentte uzun süre belediye başkanlığı yapmışlardır. Ne zaman mensubu oldukları partilere frekansı uymayan, menfaatleri bol bulunan, kan uyuşmazlığı olan kişiler dolmuş, günümüzde AK Partide de olduğu gibi özel şirketleri konumuna getirilmiş, sonuçta da hem İzmir’i hem de ülke genelini kaybetmişlerdir.

2000’li yıllar öncesinde bu ülke, tefecinin eline düşmüş tüccar konumundaydı. Geçmiş hükümetlerin  “Bir milyon” ABD doları bulduk, borçlandık diye üzülmeleri gerekirken kokteyller vererek kutlama yaptıklarını yeni nesil bilmese de belirli bir yaşın üstünde olanlar gayet iyi bilirler. AK Parti hükümetlerinin bu ülke adına yaptıklarını ve bu ülkenin nereden nereye gelindiğini de bilmekte ve görmektedirler. Bunun en bariz göstergesi de; bu halk, teşkilatları yüzünden partiye ceza kesse de, Sayın Cumhurbaşkanına partisinin üstünde oy vermesidir.

Günümüzde bu devlet yaşlısına, hastasına, duluna, yetimine topyekun ihtiyaç sahibine, milyonlarca lira maaş vermekte ve yardımda bulunmaktadır. Dahası küçük ölçekli kuruluşlar olan kobi’lere, tüccar ve sanayicisine de ciddi destekler verilmektedir.

Avrupa ve Amerika, Türkiye bugün batacak, yarın karışacak diye beklerken ülke dimdik ayakta ayrıca geçmişte olduğu gibi el açıp dilenmiyor. Memurunun maaşını ödüyor, sanayicisi, tüccarı üretiyor ve dünya ile yarışıyor. Yan gelip yatan, halka tepeden bakan, burnu kaf dağında olan mirasyediler, önce AK Partili ruhuyla hemhal olacak, havayı bırakacak, yan gelip yatmayacak. Halkla kucaklaşacak dahası şahsi izzet ve ikballeri için değil, yaşadığı kent ve halkın sorunlarıyla meşgul olacaklar. İktidar nimetlerinden yararlanmak adına partili olan ve bu partiyi özel şirketi konumuna getirip gerçek parti sevdalılarını bu partiden uzaklaştıranlar, amcaoğlu, dayıoğlu, dünür, görümce, eş-dostlarını partiye doldurup partiyi şirketleri gibi idare edenlerse eleştiririm ve eleştirilirler…  

Tekrar iddia ediyorum ki; AK Parti İzmir'de teşkilatlarını kapatsa, fabrika ayarlarına geri dönse bu kadroların referansı ile kentin sorunlarını çözsün diye atadığı içi başka, dışı başka bazı bürokratları da görevden alsa, teşkilatların değil devletin ve milletin emrinde olan bürokratları bu kente atasa, İzmir halkı takdir edecek, AK Partiye vefasızlık yapmayacak  % 55’ in üstünde oy verecektir. İzmir'in potansiyeli buna müsaittir.