Turizm sezonunun başladığı şu aylarda, başta Hindistan olmak üzere; bazı ülkeler hariç, dünya ‘Kapalı’ levhasını kaldırıp, ‘Açık’ levhasını koymuş gibi! Avrupa’dan sonra, ABD de açılışa hız verdi. Bir yılı aşkın bir süre Koronavirüs salgını tehdidinden bunalan ve eve kapanan Avrupalı insanlar kendilerini sokağa attı. Şimdilik, gece saat 21.00 –sabah 05.00 kısıtlamasına rağmen Türkiye de de herkes sokaklara attı kendisini…  

Vatandaş, ‘Oh be dünya varmış’ diyor ama Devleti yönetenler sıkıntı içerisinde Covid-19 tekrar hortlar mı? Evlerde aylarca kalmak kolay mı? İnsanların temennisi, bir an önce salgının son bulması. Herkes mutlaka aşı olmalı ki rahatlığı bulalım… 

Hakikaten Covid-19 insanlığa ‘illallah’ dedirtti. Türkiye’nin, Covid-19 ile mücadelede başarılı olduğunu hep yazdım. Bu noktada sağlık çalışanlarının hizmeti büyüktür. Devlet ve Sağlık Bakanlığının aşılama çalışması takdirle karşılandı. Ülkemiz, pandemi sürecini en az hasarla atlatabilen ülkelerden birisidir…    

Bilinçli veya bilinçsiz tedirginlikler doğal olarak açılımda yavaşlamaya neden oldu. Yunanistan gibi birçok ülke açılırken, turizme yönelik hazırlıklarını tamamlar ve sahillerini, tesislerini turistlere açarken, pandemi nedeniyle Türkiye, bu konularda geç adım attığını söylemekte bir sakınca görmüyorum. Yunanlı turizmciler, açıklıyor; Türk turistleri bekliyoruz. Harcamada, on Türk turist, diğer ülkelerin 50 turistine bedel diyorlar… 

Turizm Bakanı tarafından turizm sektörüne ilişkin çalışmaları ardı ardına devam ediyor. Turizmin ülke ekonomisine olan katkısının farkındayız. Vatandaşların vurdumduymazlığı nedeniyle “Pandemi ile ilgili kararlar sürekli değişti. Biz, sağlık yönünü başardık… 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; Türkiye de sağlık ve inanç turizminin, gelecek turistler için çok önemli olduğunu ve hiçbir olayla karşılaşmadıkları güven ve huzur içerisinde tatillerini yapacaklarını açıkladı… 

Türkiye de Doğu'dan batıya, Güneyden kuzeye, güven içerisinde bir tatil ülkesi olduğunu çok iyi biliyoruz. Kuşadası Meryem Ana Kilisesi, Mardin de bulunan Mor Gabriel Kiliseleri ve buna benzer daha birçok illerimizde bulunan İnanç turizmi ve ayrıca önem taşıyan sağlık turizmi Türkiye için çok önem taşımaktadır… 

Türkiye de daha bunun gibi nice örnekler verilebilir. Önemli olan bu ülkenin her alandaki zenginliğini tanıtmak ve pazarlayabilmektir. Pandemi sürecindeki başarıyı sağlık turizmi ile bütünleştirmektir önemli olan. Bunu yapabildik mi? Evet daha fazlasını bile ülke olarak başardık… 

Dahası ülkemiz çiçek ve kuş türleri bakımından da dünyanın önde gelen yerlerinden biridir. Denize girmek için değil, fakat sırf burada dağda bayırda olan çiçek türlerinin fotoğraflarını çekmek için gelenler var. Yana yakıla kuş türlerinin fotoğraflarını çekmek için, onların üşüştüğü mevsimi bilerek gelen meraklılar, kafileler var. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Onların kaynağına inerek, daha geniş kitleleri ülkeye çekmek maharettir. Örnek verecek olursak “Antalya Çiçek EXPO’su” buraya milyonlarca ziyaretçi geldi… 

Bunları becerebilirsek bu ülkeye çok çeşitlilik kazandırabiliriz. Hiçbir tarihi eseri bile olmayan bazı ülkeler, uydurdukları hikâye ile basit bir taşı gösterebilmek için yabancı turistleri seferber ederken, Türkiye’nin her yerinde tarih fışkıran eserlerimizi ve doğal güzellikleri pazarlamamız turistin gelmesini celp edecektir. Başlıkta vurguladığım gibi, “Türkiye de tarih, inanç, sağlık turizmi, dışında bu ülkede kuş-çiçek turizmi bile olabilir.” Yeter ki elimizi çabuk tutalım ve turizm mevsimini pandemiye yenik düşürmeyelim…