Slogan şu; “21 Mart 2021’de 21 Diyarbakır’da baharı karşılamaya var mısın Türkiye?”

Hendek terörü ile bölgeyi karıştırmak isteyenler Türkiye'ye ve Dünya'ya sesini ilk kez “Diyarbakır Sur” üzerinden duyurmuştu! Sonrasında diğer illerdeki noktalardan da birer birer duyulmaya başladı “Hendek Terörünün” sesleri!

Mahalle aralarında başlayan terörist eylemleri aylarca süren sıkıntılı günleri de beraberinde getirmişti... Evini terk etmek zorunda kalan insanlar, ölümler, korkular, acılar eşliğinde geçen o süre bir ömür hafızalardan silinmeyecek türdendi ki silinmesin de! Kabus dolu günler elbette unutulmayacak! Unutulmamakla birlikte elimizdeki mevcut huzur ve güvenlik ortamına sımsıkı tutunmamızı sağlayacak ibretlik bir acı olarak da tarihe kazınmalı...

Öyle ya yarınlara huzurla bakmak gibisi yok... Hele ki gözümüzün önünde Suriye örneği varken daha bir sıkı sarılmalı vatana! Ve kumpaslara körü körüne benzin taşımak yerine sorgulamalı, inanmamalı, hep birlikte bozmalı oyunları...

Evet Sur’dan dünyaya duyurulan Hendek Terörü bölge insanının yıllardır suistimal edilerek vitrine sürülen etnik kimlik bahanelerini sorgulamasına sebep oldu!

“Mücadelemiz Kürtler için” diyenler Kürtlerin ocağına incir ağacı dikmekten başka bir şey yapmamıştı onlarca yıl... Sonunda da şehirlere sızıp evlerini Kürtlerin başına yıkmıştı!

Burada hemen bir parantez açmak istiyorum. Kürtler geçmişin oyunları üzerinden anlatılanlara ve yaşatılanlara körü körüne biad etmeyi bırakıp sorgulayıcı moda geçmeli artık! Çünkü Türkiye’nin ve coğrafyanın “Sorgulayıcı Kürtlere” ihtiyacı var... Sorgulama mekanizması çalıştığı sürece zihinde beliren nedenler, nasıllar, kim içinler, ya sonralar sorguları kişinin önüne koyulan oyunlara kanmayıp doğruyu bulmasını sağlayacaktır...

Coğrafyada gözünü açan bebeklerin beşiğini “lori lori loramıni” eşliğinde sallarken geçmişin acı dolu ağıtları değil geleceğe dair umut dolu masallar dillendirilmeli artık! Umut dolu hayaller dillendirilsin ki bebeklerin kulağına; umutvar olsunlar kendileri ve Türkiye adına...

Şimdi de yenilenme, tazelenme, güçlenme söylemleri eşliğinde buradan bir davetim var... Bu yıl Baharın Müjdecisi Nevruz Bayramı adeta “ben Diyarbakır’ım” diye bağırıyor... Nasıl mı? ”21 Mart 2021” uyumuna eklenecek “21 Diyarbakır” ile baharın bereket ruhu Diyarbakır’dan tüm coğrafyaya yayılmalı...

Ağaçları kıskandıracak güzellikte ve renklerde tomurcuklar açmalı yüreklerde... O tomurcuklar çiçeğe, çiçekler binbir lezzette meyveye durmalı...

Sonra da o meyveler ile tatlanmalı evler, şehirler, kültürler... Analar mis kokulu evlatlarına güvenle sımsıkı sarılmalı...

Ve evet bu yıl Nevruz; terörün yıllarını çaldığı tüm şehirleri temsilen yenilenme, güçlenme, kenetlenme ve yeşerme duyguları içinde  “21 Diyarbakır temasıyla” ülkeye yayılmalı....