Hepimizin kalbi İzmir ile yandı! Yaşanan deprem sebebiyle yitip giden canlara ve yıkılan evlerin altında kalan hayallere, hayatlara, umutlara ekranlardan şahitlik ettik! Başımız sağ olsun Türkiye...

“Türkiye bu saatten sonra; Irak’a, Irak Türkmenlerine, Irak politikalarına ayrı ve önemli bir başlık açmalı! Çünkü biliyorum ki ne Suriye ne de İran Türkmenleri, Irak Türkmenleri gibi kimyada Türkiye’ye benzemiyor! Hatta Azerbaycan Türkleri bile Iraklı Türkmenler kadar dokusunda Türkiye’ye yakın değil. Yolumun başından beri her mecrada zikrettiğim ‘Türkiye’yi Irak üzerinden okumak gerekiyor’ cümlemi bir kez daha hatırlatarak diyorum ki; Türkiye ve Irak halklarının dokusu birbirine çok benziyor bu sebepten tüm entrikalar iki ülkenin yan yana gelmesini engellemek üzerine kuruluyor. Tarihe baktığımızda gördüğümüz tablo şu; tüm oyunlar dejavu misali sergilenmiş! Irak’ta tutan komplolar hemen sonrasında Türkiye’ye doğru üflenmeye çalışılmış çalışılıyor... Tüm bu veriler doğrultusunda şimdi de diyorum ki; Iraklı Türkmenler bu saatten sonra Türkiye’nin Ortadoğu’daki en önemli hamlesi olmalı...” demiştim geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım yazımda...

Ve aynı yazımın devamında Iraklı Türkmenlere yönelik; “Kendi arasında yaşatılmak istenen çekişmeler-ayrışmalar ile  güçsüzleştirilmek istenen Iraklı Türkmenler ‘siyasette birlik ve beraberlik coğrafyada güçlü Türkmen’ başlığıyla acilen yüzleşmeli! Iraklı Türkmenler şunu asla unutmamalı; kendi aralarında yaşayacakları tüm çekişmelerin zararı yine kendilerine olacaktır! Bu sebepten on başa ayrılıp güçsüz olmaktansa ‘sadece Türkmen başlığında’ birleşip güçlü ve etkili olmayı tercih etmeliler...” diye de eklemiştim...

Yazımın hemen ardından Iraklı Türkmenlerin bir zafer haberi geldi. Önümüzdeki yıl gerçekleşecek Irak seçimlerinde ‘Türkmenlerin aleyhine’ çıkması beklenen seçim yasaları Türkmenlerin güç birliği yapmasıyla tam aksi yöne çevrildi. Bu konuda etkisini gösteren Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi başta olmak üzere tüm Türkmenleri tebrik etmek gerekiyor... Kendisiyle görüşüp tebrik ettiğim ITC Başkanı Salihi’nin şu cümlesini bir kenara yazın derim çünkü önümüzdeki seçimde Iraklı Türkmenlerin sloganı olacak; “Oyuna Sahip Çık Oyuna Gelme...”

Evet 2023 sadece bizim değil tüm dünyanın odaklandığı bir tarih! Köklü değişimlere gebe olan milat niteliğindeki bu tarihin bilincinde olmamız gerekiyor.

Bugünkü başlığımız Ortadoğu ise Irak’tan sonra Suriye’ye dair de üç beş kelam etmek gerekiyor. ‘Emperyalist ülkeler yakıp yıkarken Türkiye onarıyor; evleri, okulları, yolları, acıları, yürekleri, hayalleri...’

Suriye, yaşatılan insanlık dışı yılların ardından Türkiye’nin vicdanında yaralarını sarıyor! Bu durum bazı kesimlerde büyük rahatsızlık uyandırsa da Türkiye kararlı tavrından vazgeçmiyor vazgeçmeyecek... Çünkü birincisi bu Anadolu Kültürü’nün bir gereği. İhtiyacı olana yardım eli uzatmak genlerimizde var... İkincisi de Türkiye güney sınırını onarıp güçlendirerek terör oluşumlarının yan yana gelmesini engelleyip kontrol altında tutma hakkına sahip! Evet Türkiye’nin Ortadoğu’da son yıllarda elde ettiği askeri, diplomasi ve siyasi tavrı çok başarılı. Bu tavır sayesinde sancılı süreçlerden ve kösteklerden daha da güçlenerek çıktı. Akdeniz, Kıbrıs, Suriye ve Irak’tan ardı ardına gelen olumlu haberler bir kesim tarafından görmezden gelinse de emperyalist camia çok rahatsız bu durumdan! Hatırlayın bir kaç yıl önce “ABD miadını doldurdu yakında birilerinin Ortadoğu’daki yeni ‘kepçesi ve fedaisi’ Fransa olacak gibi” tezimin doğruluğunu Macron’un Ortadoğu turları ve Türkiye’ye yönelik suçlayıcı tavırlarıyla gördük! Fakat unutulan bir şey var; Macron biçilen bu rollerin hakkını verecek vizyona sahip değil!

Evet Türkiye Ortadoğu’da giderek güçleniyor ve bu güç bir kesimde büyük rahatsızlık yaratıyor. Tıpkı Suriye sınırımızı inşa ederek o toprakları ve ülkemizi güven altına alma çalışmalarımızdan duyulan rahatsızlık gibi! Ki geçtiğimiz hafta İskenderun’da önlenen terör saldırısı bunun bir göstergesiydi. Devamında farklı farklı girişimleri bekliyor muyum? Evet bekliyorum çünkü her noktada sıkışan terör unsurları son kale olarak gördükleri ve belki de terör devleti kurup Akdeniz’e ulaşma hayallerini yıkan Türkiye’ye karşı son kozlarını kullanmayı deneyeceklerdir!

Türkiye başarılı askeri, diplomasi, siyasi tavrıyla büyük bir yükseliş yaşıyor demiştim. Bu cümlemin yanına bir de tavsiye eklemek istiyorum. Tam da bu süreçte uzun zamandır askıya alınan ‘sivil lobiyi’ uluslararası mecrada yavaş yavaş sahaya sürmeliyiz... Çok abartmadan ve dallandırmadan diyalog, çözüm üretme, birleştirme, ikna etme, güven verme tavrını güçlü bir şekilde yansıtan bir iki isimle bu çalışmalar yürütülmeli...