Bir acı sınav daha geçirdi milletimiz. Elâzığ, Malatya ve çevresinde 6.8 büyüklüğünde deprem felaketi yaşadık. Sarsıntı ile birlikte hepimizin yüreği sızladı. 

Bazen bir konuda  üzülürsünüz  ama çözümü başaramaz, uzuldugunuzle kalırsınız. Bundan önce  birçok deprem yaşadık. Hepsi de  yüreğimizi kanattı. Hayiflanarak, dogunerek  geçirdik  günlerimizi .
 

Ancak, artık felakete hazırlıksız yakalamıyoruz. Anında tepki gosteriyoruz. 81 il tek yürek oldu.Yardim Ekipleri derhal yola çıktı.Turkiye'nin her yerinden "Arama-kurtarma Ekipleri" deprem bölgesine ulaştı. Daha önce, günlerce süren kurtarma çalışmaları 3 günde tamamlandı. Devletin eli depremzedelerin üzerindeydi. Derhal planlar, projeler hazırlandı.TOKI  devreye girdi. Depremzedeleri sağlam konutlara kavuşturmak için girişimlerde bulunuldu. Para yardımları yapıldı. 
       

Tabii duygusal ortamlar, mucizeler de gerçekleşti. Örneğin, 27 saat sonra 2.5 yaşında bir bebek kurtarıldı. Enkaz altından çıkarılan 4 kişinin yeraltındaki durumları bir babanın fedakarlığını da gösteriyordu. Baba 2 çocuğu ve eşinin üzerine kapanarak, adeta onlara kalkan olmuştu. 
 

Sanatcilar, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalar ve organizasyonlarla depremzedelere destek oldular. Minicik bir çocuk dahi kumbarasini depremzedelere bağışlayarak, o saf yüreğini ortaya koydu. Iş dünyası seferber oldu. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi, yeni bir kurtarma tekniğini devreye soktu. Kuyu ve Galeri Metotlarıyla çok süratli bir şekilde  depremzedelere ulaşıp, onların hayatta kalmalarını sağladı. 
 

Malatya'da sarsıntılardan önce bir bebek geldi dünyaya. 2-3 dakika sonra, bebek artık doktorunun kollarındaydı. Deprem başlamıştı ama bebeğin yüzündeki tebessüm, insanları rahatlatan bi mesaj veriyordu. "Korkmayın " diyordu mini bebek.
"Korkmayın ben geldim.Size Tanrı'nin merhametini getirdim !"
 

Bir-çok bina yıkılırken, bebeğin doğduğu hastanede önemli  bir hasar görünmüyordu. 
       HOŞGELDİN BEBEK !..