65 üstünün üstüne biraz fazla mı gidiliyor acaba! Normalleşme sürecinde herkes nasibini aldı ve mutlu oldular. Yaş guruplarına göre, 0-14 ve 15-20 yaş gurubuna getirilen kısıtlamalar önce 0-18 ‘de birleştirildi,  sonra da izin süreleri 2 güne çıkarıldı. Pekiyi 65 üstünün günahı ne ? Onlar, kurallara en çok uyanlar. Gerçi, bazı ülkelerle karşılaştırıldığında; bizde saygı gördü. Daha çok itibar edildi ama, diğer kısıtlamalar gevşetilirken, çalışma izni dışında, 65 yaş üzerinde  değişen bir şey olmadı. Bu gurupta artık psikolojik rahatsızlıklar başladı. Patlamaya az kaldı.

Nereden mi biliyorum? Biliyorum, çünkü ben de aynı gruptayım. Geçtiğimiz hafta Pazar günü izin vermişlerdi, ben izni kullanmadım. Protesto ettim. Ondan önceki hafta Bornova’nın merkezine doğru yürüdüm.Bütün 65’likler telefon tellerine sıralanmış kuşlar gibi banklara sıralanmıştı. Birbirleriyle hiç konuşmuyorlardı. Bir çay içeyim dedim her yer kapalıydı. Otobüsler-dolmuşlar çalışmıyordu.Yani sadece sokaklar, caddeler, meydanlar serbestti.              

Telefonuma bir uyarı mesajı geldi.‘’Bankalarda işiniz varsa sakın gitmeyin.Bankada işlemlerinizi yaptıktan sonra arkanızdan adresinize ceza makbuzu geliyor" diyorlardı. Bir defa başta, ‘’Ceza’’ devletin bir gelir kalemi değildir. Bunun öncesinde ‘’Uyarı’’ vardır. Burada yapılması gereken ceza yazmak veya ceza yazılmasına aracılık etmek değil ‘’Uyarı’’dır. 

BU KESİN BİR BİLGİ DEĞİL

Bu uygulamanın doğru olup olmadığını kesin olarak bilmiyorum. Eğer bu bir söylenti ise (-ki biz bugünlerde, bu tür söylentilere inanmaya yatkınız) ilgililer çıkar bir açıklama yapar. Biz de doğrusunu öğreniriz. Yok, böyle bir uygulama gerçekse, çok ayıp !..

SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN ONURU

Bakınız, bugünlerde dünyanın konuştuğu bir bilim adamımız var; Sabuncuoğlu Şerefeddin.  Dünyaca ünlü Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları alanında isim yapmış bir dergi olan ve ABD’de yayınlanan ‘’Clinical Microbiology and İnfection’’ Sabuncuoğlu  Şerefeddin’i  (1385 – 1468)  kapak yaptı.     

Amasya doğumlu ve Amasya’da Darüşşifa’da (Bimarhane)  görev yapmış olan  cerrah Sabuncuoğlu Şerefeddin; Amasya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Cafer Polat ve Ekibinin çalışmalarıyla  dünyaya tanıtıldı. Eserleri uzun süredir tıp dünyasına ışık tutuyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde akıl hastalarının zincire  vurulduğu dönemde Amasya’da müzikle ve su sesiyle tedavinin denendiğini biliyoruz. Bu çalışmaları yapanlardan biri de  ünlü cerrah Sabuncuoğlu Şerefeddin’den başkası değil.     

Sabuncuoğlu Şerefeddin, deniz feneri gibi dünya tıbbını aydınlatıp yol gösterdiği dönemde hemen hemen bizlerin yaşlarında. Günümüzde yaşasaydı o da 65’likler grubunda olacaktı.

 Evet yapılan herşey, alınan her karar bizim iyiliğimiz için. Bir pandemi önlemi. Hatta bazı ülkelerde 65 yaşın üzerindekiler hastalandığında bir nevi ölüme terkedilirken,  bizde özel bir ilgiyle karşılanıp, hürmet ediliyor ama yeterli değil.

Yaşlılar nefes de almak istiyor… 

Pekiyi 6 asır önce neler önermiş Şerefeddin Hoca ? Söyliyelim: 

Neyse, yine dönelim bizim ünlü hekimimize Şerefeddin bin Ali bin el Hac-İlyas Sabuncuoğlu’nun 620 yıl önce, önerdiği bulaşıcı hastalıklara karşı önlemleri bugünkü 14 önlemle karşılaştırdığımızda benzerlikleriyle insanları hayran bırakıyor. 

 * Kalabalığa girme (Tehlikeli olabilecek yerlerden uzak dur) 

*   Selamı uzaktan ver (Şapur şupur öpüşüp, kucaklaşarak selamlaşma)   

*İyi ye, iyi iç  (Bağışıklık sistemini güçlendir)

*Hastaysan istirahat et (Hastalığını bulaştırma)

 Neticeten, pandemi süreci ülkemizde çok güzel geçiyor. Normalleşme süreci de. Tek isteğimiz yaşı 65 ve üstü olanlara da biraz müsamaha. Kalın sağlıcakla…