Siyasi partilerin bir ilkesi olmalı, gece başka gündüz başka olmamalı, genel seçimde sosyal demokrat, yerel seçimde muhafazakâr, Cumhurbaşkanlığı seçiminde dindar! Böyle parti Alzheimer hastalığına tutulmuş demektir. Bu tip partiler yeri gelir Alman halkı benim halkım der yeri gelir Fransa benim devletim der, çünkü bu bir unutkanlık hastalığıdır.

Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiği günümüzde ‘Fransa sarılara bürünmüşken Ankara yeşil kalamaz, haydin millet sokağa!’ Diyen parti sağlıklı bir parti değildir ayrıca bu devleti ve milleti düşündüğünü de söyleyemeyiz, aklıselim olan bir insan bir PKKlı soytarının kafasına paçavra bağlayarak Paris’ten çekip gönderdiği videoyu da sosyal medya aracılığıyla paylaşamaz.

CHP her ne kadar Atatürk’ün mirası olan bir parti de olsa eylem ve söylemlerine bakıldığı zaman sözü başka özü başka hülasa kendini unutmuştur.Memleket sevdası da bir şarkıdır. Son yıllar CHP’ yi anlamak mümkün değil, hele hele etkili yetkili bazı partililerin tutum ve davranışlarını anlamak hiç mümkün değildir.Bazılarının PKK ya olan eski aşkları debreşiyor.

Silahın gölgesinde iktidar olma, yaratılan her kaostan puan alma devri geçti, istikametiniz belli olsun taklidi de bırakın özünüze dönün sosyal demokrat kalın iktidar olun.

Saksağan kuşu vardır diğer kuşlar gibi iki ayağı olsa da ayaklarını ayrı ayrı kullanamaz zıplayarak yürür, nedeni de keklik iyi yürüyen bir kuştur onu taklide kalkmış yürüyüşü unutmuştur.

Bir bakıyorsun devletin dini olmaz devlet kurumlarına dini simgelerle girilmez, idareciler dinden imandan söz edemez diyorsunuz, bir bakıyorsun muhafazakar, dindar merkez cami imamı olmuşsunuz, baş örtüsünü çözen ve her gün de Cuma namazı kılan oluvermişsiniz. Haftada bir kez kılınan Cuma namazınıda her güne indirivermişsiniz. Memlekette karışıklık yaratmaya çalıştığınız gibi dini konuları da değiştireceksiniz.

Geçmişte de bugünde değişen koca bir hiç; Dini simgelerle meclis ve okullara girildi diye Türkiye’de kıyamet koparan sizler, milletvekilliği için İmam, Müftü, İlahiyat Profesörü, Cumhurbaşkanlığına da dindar muhafazakâr Ekmeleddin İslamoğlu’nu aday yapıp, sağınıza tesettürlü solunuza türbanlı alıp sokak sokak geziverdiniz, değişen koca bir hiç, gelin özünüze dönün.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde özünüze döndünüz diye sevindik.Sayın İnce’yi cepheye sürdünüz, hazır kıtalara sokaklarainin emri verdiniz %55 ile Sayın İnce’yi Sayın Erdoğan’a yendirdiniz ve şampiyon ilan ettiniz, oylar çalındı sandıklar alındı İnce yenildi dediniz.

Bu günde tezgâh aynı tezgâh seçimi kazanmak için yok imam oğlu, milliyetçi, muhafazakâr adaylardan söz ediyorsunuz bununla da yetinmiyor, puan artırmak için sokaklardan medet umuyorsunuz, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.Siz kimsiniz? Sosyal demokrat mı, muhafazakâr dindarmı? Ve kim için çalışıyorsunuz?

AK Parti adı üstünde muhafazakâr demokrat bir parti söylemi de eylemi de bu tarife uyuyor zikzak çizmiyor, ilkelerinden de taviz vermiyor. 2006 yılına kadar dindar muhafazakâr parti olmanın, CHP ve CHP gibi düşünenlerin gayretleriyle faturasını KDV’ siyle ödemesine rağmen (AKP’liler)  çizgisinden taviz vermedi, dereyi geçmek için de bukalemun gibi renkten renge girmedi, kapatılma girişimine rağmen renk değiştirmedi, iktidar olduğuiçin puan kaybetmesi gerekirken her seçim oyunu artırıyor.

Her seçim öncesi Kapitalist Emperyalist devletlerle görüşeceğinize halka inin, ‘sırma saçlı kıvırcık kel’ misali Allah aşkına siz nasıl bir sosyalist partisiniz?