Bugun...



Çocuk Değil Aile de Okula Kayıt Olur

Sorgulayan, fikrini söyleyen, denemekten korkmayan, alternatif fikir üreten, kendini ifade eden, duygularını yansıtmaktan ve ifade etmekten çekinmeyen, öğrenme heyecanını ve motivasyonu güçlü olan çocuklar yetiştiğini gözlemliyoruz.

facebook-paylas
Tarih: 14-09-2016 20:49

Çocuk Değil Aile de Okula Kayıt Olur

 

Eğitimin temel yapısını oluşturan Aile İçi eğitim ve Okul Öncesi eğitim konularında anne baba, çocuk konularında uzman olan Psikolog Eğitimci Selami Korkmaz Anlatıyor:

*Sufle vermeden çocuğu yetiştirmek demek annenizin yağını kullanmadan yemek yapmak gibi bir şeydir.

*Okul öncesi eğitim ihmale gelmeyecek kadar kritik ve önemli bir dönemdir.

*Anaokulu dönemi alınacak olan eğitim artık bir bakım ihtiyacının çok ötesine geçmiştir.

*Çoklu zeka kuramı ve gelişim kuramlarına göre insan doğduğu andan itibaren gerek gözlem gerekse yapma ve bozma yoluyla çocukların hayatı deneyimlediği ve buradan edindiği bilgi yoluyla da hayatındaki tüm yaşamının bir nevi temelini atmış olur.

*Çocuk berrak zihin yapısıyla çok iyi bir kaydedicidir. Çocuk bir bilgisayarın Hard Disk’i gibidir…

*Biz eğitimde çocuğa nasıl davranması gerektiğini söyleyerek değil, göstererek (rol model olarak), seçenekler oluşturarak ve bunları denemesini sağlamayıp geri dönüt vererek eğitmeye çalışıyoruz.

* Sorgulayan, fikrini söyleyen, denemekten korkmayan, alternatif fikir üreten, kendini ifade eden, duygularını yansıtmaktan ve ifade etmekten çekinmeyen, öğrenme heyecanını ve motivasyonu güçlü olan çocuklar yetiştiğini gözlemliyoruz.

Son yıllarda Milli Eğitim Sistemimizde yapılan çok sayıda değişikliklerle kafası karışan anne babalar, dünyanın en değerli varlıkları olan çocuklarının yetiştirilmesi, en iyi koşulların sağlanabilmesi için büyük çabalar harcıyorlar. Eğitimin temel yapısını oluşturan Aile İçi eğitim ve Okul Öncesi eğitim konularında anne baba, çocuk konularında uzman olan Psikolog Eğitimci Selami Korkmaz ile görüştük. “Bilimsel araştırmalar gösterdi ki; insan hayatının temelini aslında 0-6 yaş dönemi yaşantıları ve bu dönemde öğrendikleri oluşturmaktadır. En hayati süreçleri insan, 6 yaşına kadar deneyimler” diyen Korkmaz, çocukların ne zaman eğitilmeye başlayacağı, çocuklara yaklaşım, anne babaların eğitimi, uygulanan programlar ve okul seçimi gibi konularda yönelttiğimiz sorularımızı yanıtladı:

 

*Çocuklar en önem verdiğimiz, sevdiklerimiz… Çocuklar için artık ‘Eğitim’in ne zaman başlayacağı konusu başlı başına en önemli uğraşılarımızdan. Aile içindeki eğitimin yeterliliğinden çok ‘okul öncesi eğitim’in yararları ön plana çıkıyor. Bu konuda siz neler söylersiniz?

Öncelikle kreş ve anaokulları daha yakın zamanlara kadar, anne babaların çalışma zorunluluklarından dolayı; çocukların fiziksel ihtiyaçlarıyla ilgilenilmesi ve bakılması ihtiyacına cevap verecek kurumlar ortaya çıktı. Ailelerinde beklentileri de çocuğun temizliği, beslenmesi ve oynatılarak zaman geçirilmesinden oluşmaktaydı. Bilimsel araştırmalar gösterdi ki; insan hayatının temelini aslında 0-6 yaş dönemi yaşantıları ve bu dönemde öğrendikleri oluşturmaktadır. En hayati süreçleri insan, 6 yaşına kadar deneyimler. Şimdi, sorunuza gelirsek, aslında bazı araştırmalar insanlar anne karnından itibaren öğrenmeye başladığını ifade etmektedir. Bu öğrenme süreci öncelikle duyu yollarıyla gerçekleşmektedir.  Çoklu zeka kuramı ve gelişim kuramlarına göre insan doğduğu andan itibaren gerek gözlem gerekse yapma ve bozma yoluyla çocukların hayatı deneyimlediği ve buradan edindiği bilgi yoluyla da hayatındaki tüm yaşamının bir nevi temelini atmış olur. Anaokulu dönemi alınacak olan eğitim artık bir bakım ihtiyacının çok ötesine geçmiştir. Aslında bu hep böyleydi, fakat bilim bunu çok daha iyi görmemize ve anlamamıza yardımcı oluyor. Gelişim kriterlerine uygun, bir eğitim programıyla insan hayatının temelinin atıldığı bu dönemi daha etkin bir sürece çevirmek durumundayız. Çünkü bu dönem ihmale gelmeyecek kadar kritik ve önemli bir dönemdir. Aile içindeki eğitim kuşkusuz çok önemlidir. Gelişim psikolojisi çerçevesinde durumu değerlendirdiğimizde, çocuk aslında 2 yaşından itibaren akran iletişimine girmelidir. Benmerkezci dönemde, çevresi yalnızca çocuğu hayatının merkezinde tutan yetişkinlerle geçiriyor olması onun benmerkezcilikten çıkmasına engel olduğu özellikle güven duygusunun gelişmemesine sebep olduğunu gözlemlemekteyiz. Onun için 2 yaşından itibaren çocukların bağımsız hareket etmesine müsaade etmeli ve akranlarıyla zaman geçirmesi gerekmektedir. Sonrasında tabii ki 3 yaşından itibaren çocuğun okul öncesi eğitim kurumlarındaki uzmanlarla işbirliği içerisinde güvenli bir zeminde eğitim alması sağlanmalıdır.

Çocuk bir bilgisayarın Hard Disk’i gibidir…

*Tanınmış psikologlarımızdan Prof. Dr. Üstün Dökmen ve Süleyman Hecebil’in de sık sık vurguladığı “Çocuk bir bilgisayarın Hard Disk’i gibidir… Okula gelinceye kadar tüm yaşadıklarını kaydeder… Okulda bu kaydettiklerini sorgular, birbirleriyle bağlantısını kurar ve yaşamını yönlendirecek kararları alırlar” öngörüsü var. Çocuklardan çok bunu öncelikle anne babalara mı anlatmalıyız?

Evet, çocuk berrak zihin yapısıyla çok iyi bir kaydedicidir. Eğitim; kaydedilen bu bilgilerin iyi yorumlanması ve bundan en uygun davranışı ortaya çıkarma sürecidir. Biz çocuklara bu bilgileri en uygun şekilde kullanma becerileri kazandırırken, ailelerin bilinçli desteklerine çok ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü çocuklar yetişkinlerden gelen ortak dil ile kendini daha güvende hisseder. Ailelerimize zaman zaman eğitimler ve bilgilendirmeler ile çocuğun ortak bir dil yapısıyla yetişmesini sağlamaktayız. Üstün hocamın deyimiyle ‘yalnızca çocuk okula kaydolmaz aile de okula kaydolur’ çocuk eğitiminde en önemli yolunun ebeveynlerin eğitiminden geçtiğinin farkındayız. Her yıl uzmanlar tarafından ailelere yönelik hazırlanan eğitim programlarının yanında, eğitim içerisinde dinamik olarak gerek müdürlerimiz gerek psikologlarımız ve gerek öğretmenlerimiz tarafından her an çocuklarımızın gelişimleriyle ilgili velilerimiz ile paylaşımlar yaparken bir taraftan da aile içi tutum, dil ve davranışlarla ile ilgili farkındalıklar oluşturmalarını sağlıyoruz. Bunun sonuçlarını da çocukların olumlu davranış geliştirme sürecinde fark ediyoruz. Aile eğitimi çok ama çok önemli, kritik karaların alındığı çocukluk döneminin sağlıklı geçmesi anlamında aileler süreci bilinçli bir şekilde yönetmeleri son derece elzemdir.

 

“KÜÇÜK İNSANLAR” 

*Sizin de içinde bulunduğunuz Prof. Dr. Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi Küçük Şeyler Anaokullarında “suflörsüz eğitim” uygulaması var. “Burada her şey küçüğün” sloganı sizinle özdeşleşmiş durumda. Bunu biraz açar mısınız?

 Prof. Dr. Üstün Dökmen’in, yaşamımızda sürekli suflörler var, biz büyürken ya da eğitilirken hep arkadan bir ses bize sufle verir. Örneğin bir annenin “teyzeye merhaba de”  demesi bir sufle vermektir. Böylece ne yapıyor anne ona kendi tercihini yaşama şansı tanımadığı gibi, ileride birisiyle tanışmak istediğinde ve veya merhabalaşması gerektiğinde arkasında annesi olmadığında bunu gerçekleştirme gücünü de elinden almaktadır. Biz eğitimde çocuğa nasıl davranması gerektiğini söyleyerek değil, göstererek (rol model olarak), seçenekler oluşturarak ve bunları denemesini sağlamayıp geri dönüt vererek eğitmeye çalışıyoruz. Şimdi örneğimizdeki anne ve teyze eğer çocuğa bir birey gibi davranabilir ve her seferinde çocuğun aynı davranışı görmesini sağlarlarsa çocuk zamanla yetişkinlerle merhabalaşmanın samimiyetine ve sevecenliğine inanır ve onu taklit eder. Rol modeller samimi ve içten olurlarsa, “KÜÇÜK İNSANLAR”  zaten bunu yaşamlarının içine dahil ediyorlar. Önemli olan ne söylemesi gerektiğini söylemek değil, nasıl yaşanıldığını ona göstermek ve tercihi ona bırakmaktır. Bu onu kendine daha güvenen ve ilişkilerinde daha sağlıklı bir birey olma fırsatını sağlar. Eğitimde amacımız çocukları yetişkin dünyasına dahil etmek değil, her daim ihtiyacımız olan çocuksu değerleri yok etmeden hayata hazırlanmasını sağlamaktır. Kültür bir değerler sistematiğidir, bu toplumun fertleri olan “KÜÇÜK İNSANLAR” ı bu değerlerin farkında olan bireyler olarak topluma kazandırmak istiyoruz. Bunun içinde okul öncesi eğitimde tüm ülkede bir bütünlük içinde güvenilir, saygın ve bilimsel temelli bir programı yaygınlaştırmış bulunuyoruz. Bakım evi mantığından çıkıp gelişen ve değişen dünyanın oluşturduğu ihtiyaçlara cevap veren bir okul öncesi eğitimi artık bilimsel bir temelde çocuklarımızın ve toplumumuzun hizmetine sunmuş bulunmaktayız.

 

Annenizin yağını kullanmadan yemek yapmak

*Sözünü ettiğiniz konularda anne babaların tutumu ne oluyor? Ve anne babaların bu yöndeki ‘eğitimi’ nasıl sağlanıyor? Çocuklara yansıması nasıl oluyor?..

Tüm yaşamı boyunca sufle almış bir toplumun çocuklarının bu dil yapısına hemen adapte olmaları gerçekten çok zor. 2008 yılından bu yana Bornova Küçük Şeyler Anaokulu olarak her zaman çok aydın bir veliyle karşılaştığımızı belirtmem ve onların da hakkını teslim etmek istiyorum. Bizim eğitim anlayışımıza ve sistemimize inanmışlıkları ve bunun için gösterdikleri çabayı takdirle anmak istiyorum. İnanmaları ve çaba göstermeleri işlerini kolaylaştırıyor. Biz de gerek eğitim gerekse farklı projelerle velilerimize destek verip onlara yardımcı oluyoruz. Çünkü sufle vermeden çocuğu yetiştirmek demek annenizin yağını kullanmadan yemek yapmak gibi bir şeydir. Alışkanlıkların değişmesi zaman almasına rağmen, 8 yıl içerisinde çok yol aldık. Sanıyorum ki toplumunda dönüşmesine de velilerimiz ve çocuklarımız sayesinde öncülük ediyoruz.

 

*Çocuklara vermek istedikleriniz, “suflörsüz bir eğitim” ile amacına ulaşıyor mu?

Abartılı bir dil kullanmak istemiyorum. 8 yıllık süreçte şunu büyük bir keyifle belirtmem gerekiyor ki; çocuklarımızın gerek kendini değerli hissetmesi gerekse de özgüvenli bir birey olma yönünde çok ciddi kazanımlar elde ettirdiğimizi gözlemliyor ve velilerimizin olumlu geri dönütlerini anlıyoruz. Çünkü sorgulayan, fikrini söyleyen, denemekten korkmayan, alternatif fikir üreten, kendini ifade eden, duygularını yansıtmaktan ve ifade etmekten çekinmeyen, öğrenme heyecanını ve motivasyonu güçlü olan çocuklar yetiştiğini gözlemliyoruz. Bunun yolu da ‘suflörsüz eğitim’den geçtiğini biliyoruz.

 

*Görebildiğim kadarıyla siz anne baba eğitiminin yanı sıra yeni ya da eski fark etmiyor çocuklara uyum sağlamaları için beli bir süre de çeşitli uygulamalar yapıyorsunuz. Çocuk ve anne baba açısından bunun yararını biran açabilir misiniz?

Oryantasyon programından bahsediyorsunuz, yeni başlayan her çocuğumuz için ve devam eden öğrencilerimiz için her eğitim öğretim başında oryantasyon programı uyguluyoruz. Diğer bir tabirle güvenli bir bağlanma süreci yaşatıyoruz. Çocuklarımıza terk edilme ve yalnız bırakılma duygularını yaşamamak için aşamalı bir geçiş, ailenin de okulda olduğu az bir zamandan yavaş yavaş zamanı arttırarak aileden bağımsızlaştırdığımız bir programdır. Bu süreçte çocuklarımızın öğretmenleri ve okulu tanımalarına arkadaşlarıyla kaynaşmalarına sağlayıp eğitim öğretim yılının sağlıklı bir şekilde başlamasını ve çocuğumuzun okula yönelik güvenli bir bağlanma yaşamasını sağlıyoruz.

 

Tek yönlü değil çok yönlü gelişim

*Klasik bir soru ama; Okul Öncesi Eğitime başlayacak çocukların anne-babaları anaokulu seçiminde nelere dikkat etmeli sizce?

Hem klasik hem de cevabının kişiden kişiye değiştiği bir soru. Ülkemiz bu noktada maalesef standardizasyon geliştirebilmiş bir ülke değil. Dolayısıyla veli okulları gezerken daha çok hisleriyle karar vermek durumundadırlar. Mesleki olarak birkaç öneri de bulunmak istiyorum, öncelikle okul öncesi eğitim kurumları bir bakım evi olmamalıdır, bakımında içinde bulunduğu ve tüm gelişim alanlarını geliştirmeyi hedeflemeleri ve bunlar için doğru öğretmenlerin ve öğretmen eğitimlerinin sürekli yapıldığı, özgün bir programa sahip, güvenlik ve sağlığa önem veren, popülist değil çocuk ihtiyacına ve yararına hizmet eden, yıl sonu gösterisi yapmayan - çocuğun anksiyete (yoğun kaygı durumu) yaşamasını istemeyen-  tek yönlü değil çok yönlü gelişimi hedefleyen, sistemli ve süreğen bir programı olan, fiziksel gelişimi kadar psikolojik ve sosyal gelişiminin de önemseyen, en önemlisi de; anne babaların tüm sorularına açık ve net cevap aldığı, tam anlamıyla güven duyulan kurumların seçilmesi gerekmektedir. Çünkü çocuk ve eğitimi deyince olmazsa olmaz kriter; GÜVEN’dir.

 

 

SELAMİ KORKMAZ KİMDİR?

1979 Erzurum doğumludur. İlk ve Orta Öğrenimini İzmir ve Erzurum'da bulunan farklı okullarda tamamlamıştır. 1996 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünde lisans eğitimine başlamıştır. 2000 yılında bölümünden mezun olarak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Rehber Öğretmen olarak göreve başlamıştır. 1O yıllık süreçte Türkiye'nin farklı illerinde görev yapmıştır. 2006 yılında Mersin Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde "Depresyon " üzerinde yüksek lisansını tamamlamıştır.

 

2008 yılında Küçük Şeyler ailesine katılarak İzmir Bornova Küçük Şeyler Anaokulunu Ziya Delikaya ile birlikte kurmuştur. İzmir Yönder Okulları Kurucu Müdürlüğü ve 2010 / 2011 Eğitim - Öğretim Döneminde Bornova Küçük Şeyler Anaokulu'nda Okul Müdürlüğü görevini üstlenmiştir.

 







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EĞİTİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 35 18 13 4 61 48 58 +13
4 Başakşehir FK 35 16 12 7 50 40 55 +10
5 Beşiktaş 35 16 13 6 48 42 54 +6
6 Alanyaspor 35 12 10 13 50 47 49 +3
7 Kasımpaşa 35 14 14 7 57 63 49 -6
8 Çaykur Rizespor 35 14 14 7 47 54 49 -7
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 34 11 11 12 39 42 45 -3
11 Adana Demirspor 35 10 11 14 50 47 44 +3
12 Samsunspor 35 11 15 9 40 45 42 -5
13 Kayserispor 35 11 13 11 41 50 41 -9
14 MKE Ankaragücü 35 8 12 15 43 46 39 -3
15 Fatih Karagümrük 35 9 16 10 43 45 37 -2
16 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
17 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 35 4 24 7 26 68 16 -42
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 33 23 7 3 73 31 72 +42
2 Göztepe 33 21 6 6 59 19 69 +40
3 Sakaryaspor 33 16 8 9 48 35 57 +13
4 Bodrumspor 33 15 7 11 42 21 56 +21
5 Çorum FK 33 16 9 8 54 34 56 +20
6 Kocaelispor 33 16 10 7 48 39 55 +9
7 Bandırmaspor 33 13 9 11 49 31 50 +18
8 Gençlerbirliği 33 13 9 11 38 32 50 +6
9 Boluspor 33 14 11 8 31 34 50 -3
10 Erzurumspor FK 33 12 10 11 30 30 44 0
11 Manisa FK 33 9 11 13 40 38 40 +2
12 Ümraniyespor 33 11 15 7 38 46 40 -8
13 Keçiörengücü 33 10 14 9 33 42 39 -9
14 Tuzlaspor 33 9 14 10 34 46 37 -12
15 Adanaspor 33 10 17 6 27 45 36 -18
16 Şanlıurfaspor 33 8 14 11 30 37 35 -7
17 Altay 33 5 25 3 15 75 9 -60
18 Giresunspor 33 2 27 4 15 69 7 -54
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
18 Bursaspor 35 5 22 8 25 64 20 -39
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
 06/05/2024 Konyaspor vs Fenerbahçe
 12/05/2024 Adana Demirspor vs Gaziantep FK
 12/05/2024 Alanyaspor vs Beşiktaş
 12/05/2024 Fatih Karagümrük vs Galatasaray
 12/05/2024 Fenerbahçe vs Kayserispor
 12/05/2024 Hatayspor vs MKE Ankaragücü
 12/05/2024 Kasımpaşa vs Antalyaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 12/05/2024 Adanaspor vs Bandırmaspor
 12/05/2024 Boluspor vs Çorum FK
 12/05/2024 Erzurumspor FK vs Eyüpspor
 12/05/2024 Giresunspor vs Ümraniyespor
 12/05/2024 Göztepe vs Bodrum FK
 12/05/2024 Keçiörengücü vs Altay
 12/05/2024 Kocaelispor vs Sakaryaspor
 12/05/2024 Şanlıurfaspor vs Manisa FK
 12/05/2024 Tuzlaspor vs Gençlerbirliği
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Altınordu 3 - 3 Ankaraspor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 3 - 1 Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Serik Belediyespor 0 - 6 Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor 3 - 1 Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Adıyaman FK 4 - 1 Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor 5 - 2 Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Kırklarelispor 1 - 3 Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK 4 - 5 1461 Trabzon FK
 30/04/2024 Diyarbekir Spor 2 - 1 Bursaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI YUKARI