HDP-PKK’ya karşı uyanışın dalgaları geliyor!

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Şırnak’ta geçen haftadan sonra dün yine HDP önüne yürüyüşe geçerek, PKK’yı ve terörü lanetleyen ailelerin yanında olduğunu açıkladı. CKD Genel Merkez’inden yapılan açıklamada, “Şırnaklı annelerimizi ve o yürüyüşe katılan tüm aileleri kucaklıyoruz. Onlar, Kürt kardeşlerimizin PKK terörüne karşı milli uyanışının ilk çoban ateşlerini Diyarbakır Annelerimizden alıp, Şırnak’a taşıdılar. Şimdi görülüyor ki milletimizin iliğini sömüren PKK’nın ipi, evlatlarıyla can evlerinden vurulmuş annelerimizin cesaretle gidip yakasına yapıştığı HDP kuyusundan çekilerek, ayaklar altında ezilecektir” denildi.

CKD Genel Merkezi’nden bugün (18 Eylül 2020) yapılan yazılı açıklamada, ilk kez geçen hafta 10 Eylül’de PKK terörünü lanetleyerek Şırnak HDP binası önüne yürüyen terör mağduru ailelerin, dün de eylemlerini tekrar etme kararlılığı gösterdiği ve bundan sonra da her hafta eylemin sürdürüleceği haberinin kendilerine ulaştığı bilgisi verildi. CKD’nin Şırnak’lı yürekli ailelerin daima yanlarında olacağı ifade edilen açıklamada, Doğu ve Güneydoğu illerinde PKK ve HDP’ye duyulan öfkenin giderek dalga dalga büyüdüğü ve bu sürecin sonunun, “HDP’nin kapanması” olacağı ifade edildi. 

Daha 2014’lerde Diyarbakır Belediyesi önünde ilk evlat nöbetleriyle baş gösteren, bölge halkının PKK’ya ve onun siyasi ayağına karşı nefret ve öfkesinin o zaman BDP’li olan Gülten Kışanak (bugün HDP  milletvekili)’ın emrindeki çalışanlarca, ne ölçüde sert müdahalelerle dağıtılmaya çalışıldığı anımsatılarak, şöyle devam edildi:

“CKD olarak bizler, daha o zaman, o ilk isyanı gösteren ailelerin yanındaydık; geçtiğimiz yıl büyük bir cesaret ve dirayetle evladını tek başına HDP’ten isteyen Hacire Ana’nın da yanındaydık. Sonrasında 380 gün geride bırakmalarına rağmen HDP önünden ayrılmayan 153 ailenin evlat nöbetinde de daima yanlarında olduk ve işte şimdi de Güneydoğu’da bu çoban ateşini onlardan alıp Şırnak’ta yakan o ailelerin yanındayız. Onlar kendi deyimleri ile ‘ciğerlerini ağızlarından parça parça getiren’ zalimin kapısının önünü iyi biliyor. 16 ailenin evladına bu sayede kavuşması da görmek isteyen gözler için bunun en somut kanıtıdır. Şimdi Şırnak’lı aileler de evlatlarına böylelikle kavuşacak; ‘PKK’nın asker ocağı’ dedikleri HDP’yi ise şehirlerinden böylelikle kovacaklardır.”

Açıklamada, Doğu ve Güneydoğu şehirlerinden, HDP-PKK’nın her geçen gün daha fazla kovulacağının işaretlerinin, bu eylemler dışında da şimdiye kadar pek çok Doğu ilinde gerçekleştirilen terör karşıtı mitinglerden okunabileceği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Şırnak’ta bu tepki ilk değil. Geçen yıl eş zamanda Şırnak, Hakkâri, Van, Şanlıurfa, Ağrı, Elazığ, Tunceli, Siirt, Bingöl ve Muş'ta, Diyarbakır Annelerine destek için yürüyüşler yapıldığını görüyoruz. Bu eylemlerin hepsinin genel çerçevesi ise ‘teröre lanet, kardeşliğe davet’ idi. Aynı yürüyüşlerde Kulp ilçesinde 7 sivilin hayatını kaybettiği saldırıya da tepkiler gösterildi. Bugüne kadar PKK’nın katlettiği yüzlerce sivilin, köy korucusu, öğretmen, doktor ve askerlerin, o şehirlerde de aileleriyle birlikte binlerce, onbinlerce vatandaşımızla son yolculuklarına uğurlandıklarını da hatırlıyoruz.

PKK'ya bir kez bile ‘silah bırakma çağrısı’  yapmayan; aksine ‘sırtını YPG’ye PYD’ye dayadığını’ belirtmekten kaçınmayan;  karşıtlarını  ‘PKK’nın tükürüğü ile boğmaktan’ söz eden HDP’nin, artık sonu gelmektedir. Bunu yerel ve genel seçimlerde alınan sonuçları akıl ve mantık süzgecinsen geçiren herkes görmektedir.” 

İlerleyen süreçte, HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dâhil, dokuz milletvekilinin terör soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından yapılan “sokağa inme” çağrılarına, bölge halkının itibar etmediğinin de görüntülerinin basın arşivlerinde yer aldığı ifade edilen açıklamaya, şöyle devam edildi:

“Sonrasında benzer şekilde geçtiğimiz Haziran ayında HDP, iki milletvekilinin daha  ‘haklarındaki yargı kararı’ nedeniyle milletvekilliklerinin düşürülmesinin hemen ardından, ‘Hakkâri’den Edirne’ye barış zinciri’ adı altında bir eylem planı daha ortaya koydu.  Ancak birçok il valiliğinin koronavirüs salgını dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamasına, halktan bekledikleri ‘isyan’ı  göremediler. Eylem programının sonunda 20 Haziran'da, eş başkanların Ankara TBMM önünde yaptığı açıklamanın da  ‘sembolik’ düzeyde kaldığı, medya organlarının kendi ifadesidir. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde, 8 il çerçevesinde başlattıkları eylem de yine benzer şekilde sonuçlandı.             

Şimdi ise toplumun gözü önüne gelebilen gerçek Güneydoğu gündemi,  terör yüzünden yürekleri yanan Şırnaklı kadınlar ve ailelerinin taşıdıkları pankartlardır. Onların, ‘Edi bese’ (yeter artık), 'Teröre geçit yok', 'Şırnaklı kadınlar hesap soruyor ‘Kan ve gözyaşı yeter artık, "Kahrolsun PKK, Kahrolsun HDP” sesleri, Güneydoğu ve Doğu illerimizde gün geçtikçe daha çok yankılanacaktır. Milletimizin kanını-iliğini sömüren PKK’nın ipi, evlatlarıyla can evlerinden vurulmuş annelerimizin cesaretle gidip yakasına yapıştığı HDP kuyusundan çekilerek, ayaklar altında ezilecektir. ”