ABD başta olmak üzere, batılı dostlarının Türkiye’yi uydu ülke konumunda görmeye alıştığını vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti: “İkili ilişkilerde de öteden beri asimetrik bir seyir takip etmeyi yeğliyorlar. Bu yüzden S-400 sorununu büyütüp diğer krizlerle eklemlemek suretiyle Türkiye üzerinde baskı unsuru haline getirerek bağımsızlık yanlısı meşru bir hükümeti yıkmak, kendilerine muti bir yönetimi iktidara taşımak istiyorlar. Türkiye bütün dünya ülkeleriyle eşit ilişki istiyor. Gerek bölgesel ve gerekse uluslararası alanda bağımsız politikalarla kendi çıkarlarını korumaya, kendi güvenliğini garanti altına almaya çalışıyor. Buna karşılık bizi NATO ve BM gibi uluslararası kuruluşlar üzerinden tedip ve kontrol etmeyi itiyat haline getiren küresel güçlerse Türkiye’ye biçtikleri rolün dışına çıkılmasını istemiyorlar.”

‘S-500 hayata geçmeli’

Karadeniz’de, Ege’de, Akdeniz’de emperyalist ülkelerin savaş gemilerinin cirit attığını, Ege adalarına konuşlanan İsrail füzelerinin hedefinde Türkiyenin olduğunu, güneyimizde koalisyon güçlerinin Türkiye’nin güvenliğini pervasızca tehdit ettiğini belirten Yalçın şöyle devam etti: “Fransa Cumhurbaşkanı büyük bir cüretkarlık ve küstahlıkla ‘Türkiye Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını durdursun’ diyebiliyor. Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye, kendi göbeğini kendisi kesmek ve kendi güvenliğini sağlamak için caydırıcı bir adım olan S-400 alımı konusunda yerden göğe kadar haklı. ABD’nin S-400 ve F35’ler üzerinden çıkardığı kuş kovalamaya benzer kuru gürültü de bunun apaçık göstergesi. Türkiye asla bu yoldan geri dönmemeli ve kararlılığını sürdürmeli. S-400’ler alınmakla kalınmamalı, Rusya ile ortak S-500 üretme projesi bir an önce hayata geçirilmeli.”