Başbakan Yıldırım, AKPM’nin Türkiye’yi yeniden siyasi denetime alma kararına ilişkin olarak, “Çok haksız, maksadını açan bir karardır, şiddetle kınıyorum. Bu işten Türkiye belki bir kaybeder ama AB iki kaybeder” dedi
Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Türkiye’yi yeniden siyasi denetime alma kararına ilişkin olarak, “Çok haksız, maksadını açan bir karardır, şiddetle kınıyorum” diye konuştu. Yıldırım, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin “2016 Medya Oscarları” töreninde yaptığı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, törende ve soru cevapta şu mesajları verdi:
- KINIYORUM: AKPM bir karar aldı. Türkiye’yi tekrar denetime tabi ülkeler arasına alma kararı çok haksız, maksadını açan bir karardır, şiddetle kınıyorum. Bu kararın arkasında görüyoruz ki, Türkiye’yi bölmeye çalışan terör örgütün terör listesinden çıkarma gayretinde olan ülkelerin milletvekilleri var. Bizimkiler de onlara katıldı, bizim HDP’liler de, hiç şaşırmadık, onlar da katıldı ve böyle bir karar alındı. Oy kullanmaları hiç şaşırtıcı değil çünkü o kararda oy kullananların tamamı PKK’nın terör örgütü olmaktan çıkarılması için propaganda yapan kimseler. Açıkçası Türkiye olarak biz bu kararı tamamen siyasi bir karar olarak görüyoruz, Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmüyor. Hiç kimse Türkiye gibi 15 Temmuz travmasını yaşamadı. Yaşamadıkları için Türkiye’de neler oldu, Türk halkı hangi badirelerden geçti ve buna karşı Türkiye’nin alması gereken tedbirler nelerdi bunları maalesef zahmet edip derinliğine inceleme fırsatı bulmadılar veya bu ihtiyacı duymadılar.
- MARJİNAL PARTİLERDEN KORKUYORLAR: Avrupa’da son yıllarda İslamofobi yükselişte, ırkçılık yükselişte, Avrupa’nın makul partileri, Avrupa’nın bir anlamda sessiz çoğunluğuna hitap eden vicdanı olan partiler de, gelecek korkusuyla maalesef bu marjinal partilerin söylemlerinde korkuyorlar ve onlarla yarışa giriyorlar. Bu kötü bir gidiştir. Bu gidişin sonu AB için de, ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye-AB ilişkilerine de hiçbir katkı sağlamaz, bu işten Türkiye belki bir kaybeder ama AB iki kaybeder, onun da bilinmesi lazım.
- SANKİ HEMEN GELİYORUZ: Türkiye konusunda kafa karışıklığını gidermeleri ve Avrupa’nın kendi gelecek vizyonunu tekrar gözden geçirmesi lazım. Avrupa bir Hrıstiyan birliği olarak yoluna devam mı edecek, yoksa açılım yapıp Türkiye’yi de arasına alacak mı, almayacak mı? Bu kararı önce kendi bünyelerinde vermeleri lazım net olarak bunu açıklamalarını biz bekliyoruz çünkü bazı ülkeler diyor ‘Türkiye birliğe zinhar üye olamaz’, bazısı ‘Bütün kriterler yerine gelirse bile biz bunu referanduma götürürüz ve kabul etmeyiz’ gibi açıklama yapan ülkeler var. Sanki kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar, sanki Türkiye aman aman hemen biz geliyoruz kapıları açın o zaman da halkımıza, milletimize biz de soracağız, ‘Ey ahali bu şartlar altında girelim mi, girmeyelim mi?’ dolayısıyla bu iş tek taraflı beyanlarla olmaz girecek olanın da kararı önemlidir o milletin de kararı önemlidir girmesini kabul edecek topluluğun da bir çok sesli konuşmayı bırakıp kendi aralarında bu zihin karışıklığını gidermeleri lazım Türkiye konusunda net anlaşılabilir bir gelecek vizyonunu ortaya koymaları lazım Türkiye olarak biz bunu bekliyoruz. Bunların Türkiye konusundaki yaklaşımı tam üyelik konusundaki geldiğimiz konumu net olarak ortaya çıkmadan biz şu anda konunun muhatabı biz değiliz konunun muhatabı AB’dir. AB bu konuda duruşunu net olarak ortaya koyacak ondan sonra biz ne yapacağımıza karar vereceğiz.
- EN OLUMSUZ DÜZEYDE: Alınan karar ne olursa olsun Türkiye demokrasisini güçlendirmeye, ülkesinin ve milletinin refahını, güvenliğini korumaya devam edecek. Türkiye Suriye’de, Irak’ta bulunan yurtlarından edilmiş çaresiz insanların derdine derman olmaya devam edecektir. Türkiye bölgedeki barışın, güvenliğin teminatı olmaya devam edecek ve bir gün gelecek ki onlar da bu aldıkları kararın ne kadar yanlış olduğuna kanaat getirecekler ve tekrar gözden geçirecekler. Bunun tabii doğuracağı sonuçlar var, o sonuçları da hükümet olarak değerlendirmemizi yapacağız, atmamız gereken adımlara da karar vereceğiz. Önümüzdeki günlerde zannediyorum AB’ye bu kararın yansıması da görülecektir. Zaten AB ile ilişkilerimiz olabilecek en olumsuz düzeye erişmiş gözüküyor. Bunun gelmesiyle de çok fazla bir değişiklik olmaz.