“TÜRKİYE YEŞİL HİDROJEN İLE ENERJİ İHRACATÇISI OLABİLİR”

TEKSİS İLERİ TEKNOLOJİLER GENEL MÜDÜRÜ HÜSEYİN DEVRİM:

“DÜNYADA DUYURUSU YAPILAN YEŞİL HİDROJEN PROJELERİNİN BÜYÜKLÜĞÜ 500 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE. BU YATIRIMLARIN EN ÖNEMLİ ADRESİ OLABİLİRİZ.”

“TÜRKİYE ÖNÜNDE DURAN BU FIRSATI DEĞERLENDİRECEK MEKANİZMALARI HIZLA HAREKETE GEÇİRMELİ.”

“11 EKİM’DE TÜRK VE ALMAN ENERJİ BAKANLARININ YEŞİL HİDROJEN ÜRETİMİ İŞBİRLİĞİ ANTLAŞMASINA ATTIKLARI İMZA, TARİHİ ÖNEMDE.”  

Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları arasında çok büyük potansiyeli olduğu Yeşil Hidrojen, yakın gelecekte başta ulaşım sektörleri olmak üzere imalat sanayisinde geniş bir kullanım alanı bulacak.

Türkiye’de Yeşil Hidrojen üzerine uzmanlaşan şirketlerin başında gelen TEKSİS İleri Teknojiler’in Genel Müdürü Hüseyin Devrim, bu enerji türünde yol haritasının oluşması için başta Enerji Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kamu otoriteleri ile görüşmeler yaptıklarını belirtti.

Son birkaç yıl içinde dünyada duyurulmuş ve devam eden büyük ölçekli Yeşil Hidrojen yatırımlarının büyüklüğünün 500 milyar dolar üzerinde olduğunu vurgulayan Devrim, yakın gelecekte gerçekleşecek yatırım projelerinde en şanslı ülkeler arasında Türkiye’nin olduğuna dikkat çekti.

“ALMANYA İLE YEŞİL

HİDROJEN İMZASI TARİHİ ÖNEMDE”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in 11 Ekim’de gerçekleşen Almanya ziyaretinde, Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ile imzaladığı Yeşil Hidrojen işbirliği zaptının, Türkiye için tarihi önemde olduğunu belirten Devrim, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Almanya, Ulusal Hidrojen Stratejisi uyarınca temiz kaynaklardan üretilen hidrojeni önümüzdeki yıllarda hangi sektörlerde ve ne kadar miktarda kullanacağını belirledi. Bu ihtiyacını karşılamak için kendi üretim kaynakları yeterli değil. Bu yüzden Yeşil Hidrojeni ülke dışından getirmeyi planlıyor. Türkiye, potansiyel tedarikçiler arasında en başta yer alıyor. Biz de ülke olarak yenilenebilir kaynaklardan Yeşil Hidrojen üretiminde taşıdığımız büyük potansiyelin farkında olalım. Bu fırsatı değerlendirecek mekanizmaları ve ekosistemi hızla harekete geçirmeliyiz. Yarın Almanya, ‘İmzaları atmıştık, Yeşil Hidrojen’e ihtiyacımız çok büyük. Ürettiğinizi satın almaya hazırız’ dediği zaman bizim de hazır olmamız gerekiyor. Enerji kaynaklarında dışa bağımlı olan Türkiye’nin kısa zamanda enerji ihracatçısı olması mümkün olabilir.”

“TÜRKİYE EN ŞANSLI ÜLKELER ARASINDA”

Avrupa Birliği’nin Yeşil Hidrojen’i “Karbonsuzlaşma ve İklim Nötr” hedeflerine ulaşmak için önemli bir araç olarak gördüğünü hatırlatan Hüseyin Devrim, yenilenebilir enerjide tüm dünyanın dikkatini çeken başarı öyküsü yazan Türkiye’nin bu üretimi yapabilecek ender ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.

Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşın, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi noktasında tüm ülkeleri yeniden düşünmeye ittiğini kaydeden Devrim, şöyle devam etti:

“Elektriğinin yaklaşık üçte birini doğalgazdan üreten, aynı doğalgazda yüzde 97 ithalat bağımlısı olan Türkiye’nin bu enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan üretmesi ve hidrojen ekosistemini kurması gerekiyor. Bugün başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde yatırımcılar, Yeşil Hidrojen’e yatırım imkânlarına odaklanıyor. Biz bu ekosistemi kurduğumuzda, yatırımların adresi olacağız.”

ÜRETİLEN HİDROJENİN

SADECE YÜZDE 4’Ü YEŞİL

Tüm dünyada yıllık 70 milyon ton hidrojen üretilirken, bu üretimin sadece yüzde 4’ü Yeşil Hidrojen sınıfına giriyor ve yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor. Üretimin kalan yüzde 48’i doğalgaz, yüzde 30’u petrol, yüzde 18’i ise kömür kaynak kullanılarak gerçekleşiyor.

Kömür kaynaklı hidrojen üretimi “Kahverengi Hidrojen” olarak adlandırılırken, doğalgaz kaynaklı üretilen hidrojen “Gri Hidrojen” olarak tanımlanıyor. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik kaynaklı hidrojen üretimi ise literatürde “Yeşil Hidrojen” olarak adlandırılıyor.