Sosyal medya paylaşımlarınızdan metaverse’e uzanan dijital dünyada, kimliğinizin kontrolü gerçekten sizde mi?

Diyelim ki bir iş görüşmesine gittiniz. Masanın diğer tarafındaki kişi konuşmaya başlamadan önce size bir ekran gösteriyor. Ekranda, yıllar önce sosyal medyada paylaştığınız bir gönderi var. Ve size şu soruyu soruyor:

“Bu gerçekten sizin paylaşımınız mı?”

Saniyeler içinde kalbiniz hızlanıyor, zihninizde binlerce düşünce dolaşıyor. Masadaki diğer kişilerin yüzlerinde beliren belirsiz ifadeler, bu sorunun etkisini daha da derinleştiriyor.
Belki basit bir espri olarak yazmıştınız. Belki o an için hiçbir anlam taşımıyordu. Ama şimdi? Bu paylaşım, sizin hakkınızda bir hikaye anlatıyor. Üstelik sizin kontrolünüz dışında. O an, yıllar önceki bir paylaşımın bugün karşınıza bir engel olarak çıkabileceğini anlıyorsunuz.

Bu sahne hayal değil. CareerBuilder tarafından yapılan bir araştırmaya göre, işverenlerin %70’i adayların sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor. Hatta %54’ü, bir adayın geçmişteki sosyal medya paylaşımlarından dolayı işe alım sürecini sonlandırabiliyor. Dijital izleriniz, ya size kapılar açar ya da hayatınızın en büyük engeline dönüşür.

Bireylerde olduğu gibi, markaların da dijital dünyada bıraktığı izler uzun vadeli etkiler yaratır ve dikkatle yönetilmelidir. Bunun çarpıcı bir örneği, Patiswiss markasının CEO’sunun sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda yaşandı. CEO, markası adına kısa bir açıklama yaptı, ancak paylaşım büyük bir tepkiyle karşılandı. İçerik silinse de, ekran görüntüleri hızla yayıldı ve tartışmalar devam etti. 

Bir marka olarak atılan her adım, tüketicilerin zihninde bir algı oluşturur. Bu durum, bir markanın yıllar boyunca inşa ettiği itibarı, tek bir yanlış adımla nasıl kaybedebileceğini açıkça gösteriyor. Crisis Management Report 2023 verilerine göre, sosyal medyada yanlış yönetilen bir kriz, bir markanın itibarını %40’a varan oranda olumsuz etkileyebilir.

Dijital dünyada hem bireyler hem de markalar için unutulmaması gereken temel bir gerçek var: Hiçbir paylaşım tamamen kaybolmaz.

Dijital izleriniz sizi yansıtıyor mu?
Bir düşünün, biri sizinle ilgili bilgi almak istese, ne yapar? Büyük olasılıkla adınızı Google’da aratır. Çıkan sonuçlar sizin çevrim içi vitrininizdir. Peki bu vitrin sizi doğru temsil ediyor mu? Ve en önemli soru: Bu algıyı kim yönetiyor?
Sessiz kalmak sizi korumaz. Dijital dünyada pasif bir izleyici olmak yerine, sizi yansıtan içeriklerle hikayenizi siz yazmalısınız.

İtibarınızın Gizli Mimarı: Yapay Zeka

Dijital dünyada güçlü kalmak için sadece insan gözlemlerine güvenmek yeterli değil. Yapay zeka artık çevrim içi itibar yönetiminin merkezinde. Mention ve Brandwatch gibi araçlar, hakkınızda sosyal medyada, bloglarda ya da haber sitelerinde konuşulanları tarar, analiz eder ve size bir durum raporu sunar.

Yapay zeka, sadece verileri izlemekle kalmaz; krizleri öngörür, size çözüm yolları sunar ve gelecekteki trendleri anlamanıza yardımcı olur. Örneğin, sosyal medyada yayılan bir negatif yorumu hızlıca fark edip, etkisini azaltacak bir strateji önerir. Bu da dijital itibarınızı kontrol altında tutmanın en etkili yollarından biridir.
Geçmiş izlerinizi yapay zeka ile yönetmek kadar, geleceğinizi şekillendiren yeni teknolojileri, özellikle metaverse gibi yenilikleri anlamak da önemli.

Yeni Sınır: Metaverse ve Dijital İtibar
Dijital dünyada görünür olmak artık sadece sosyal medya hesaplarınızla sınırlı değil. Metaverse, yeni bir oyun alanı olarak dijital itibarınızı etkiliyor. Burada oluşturduğunuz avatarlar, katıldığınız sanal etkinlikler ve topluluk içindeki davranışlarınız, sizinle ilgili yepyeni bir algı yaratıyor.

Örneğin, Nike, metaverse’de NIKELAND adında sanal bir mağaza açarak kullanıcılarına etkileşimli deneyimler sundu. Bu girişim, markanın inovatif imajını güçlendirdi ve tüketicilerle bağını artırdı. Gucci ve Adidas gibi diğer markalar da benzer adımlar atarak dijital dünyada itibarlarını güçlendirdi.

Kendi markanızı dijital bir dünyada inşa etmek, hem işinizin hem de itibarınızın yeni fırsatlarla tanışmasını sağlayabilir. Metaverse artık yalnızca bir trend değil; dijital itibarınızı geleceğe taşıyan güçlü bir araç.

İtibarınızı Sahiplenin

Dijital dünyada her paylaşım bir hikaye anlatır. Bu hikaye sizin hikayeniz olmalı. Bıraktığınız izlerin sizi temsil ettiğinden emin olun ve geçmişteki izlerinizi gözden geçirerek yeni bir sayfa açın.
Kontrol sizde olduğunda, yalnızca geçmişi değil, geleceği de yeniden inşa edebilirsiniz. 
Bill Gates’in 1996’da söylediği “Content is King” (İçerik Kraldır) sözü bugün, dijital dünyada eskisinden çok daha büyük bir anlam taşıyor. Dijital dünyada, içerik üretme, yayma ve dağıtma gücü kimdeyse, kontrol de ondadır. Bu güç, sadece dijital izlerinizi değil, aynı zamanda algınızı, itibarınızı ve gelecekteki hikayenizi de şekillendirir.

Bu nedenle, içerik kraldır, ama kral sizsiniz. Ürettiğiniz içeriklerle dijital dünyada hikayenizi yazın ve itibarınızı sahiplenin. Çünkü güçlü olanlar, yalnızca hikayelerini yazmakla kalmaz, o hikayeyi dünyaya nasıl anlatacaklarını da bilirler.