Terazinin kefelerindekiler... 7 ekim baskını.. bir güne bir buçuk yıl…..

Geçen gün whatsapp grubunda  bir yazı paylaşılmıştı. Yazı da  Hamas'ın  İsrail'e yaptığı 7 ekim baskınından söz ediliyordu. Baskın, ABD’ de gerçekleşen 11 eylül saldırısına benzetilmiş.

Öyle bir metin yazmış ki hani mevlüt okutmadığı kalmış…

Tabii ki baskınlar,  ölümler kaçırılmalar acı bir durum.

Ancak tek taraflı yazı ister istemez dşkkatimi çekti…

Gençliğimden beri yani on yıllardır İsrail  Filistin halkına baskınlar düzenliyor.

Yaşına ve cinsiyetine bakmadan “gözünün üstünde kaş var” diyor ve tutukluyor.  Hapishaneler tıka basa Filistin halkı ile dolu. Yıllarca kötü koşullar altında hapis yatanlar var.

Hatta gece yapılan ev baskınları öylesine sıradan hale gelmişti ki…

Ayrıca Israilli yerleşimcilerin " ben bu evi beğendim burada oturmak istiyorum boşaltın burayı"  dediğine de epeyce tanıklık ettik.

Şimdi sorarım sizlere. Lütfen teraziyi iyi kurun.

Bir tarafta on yıllardır ve neredeyse her gün defalarca kez düzenlenen silahlı baskınlar diğer tarafta bir kez yapılmış bir baskın.

Hangi tarafın suçu daga ağırdır?

Hadi geçtim onu…

Bu 7 ekim baskınına karşılık olarak yapılan bombalı saldırılar gerçek ve makul karşılık mı?

Yani karşılığı bebekleri öldürmek mi olmalıydı?

Hastanelerin, okulların, kampların, çadırların  bombalanması da cabası...

Ayrıca son bir buçuk yıldır süregelen savaşta halkın oradan oraya sürülmesi ve gıda ile ihtiyaç yardımlarının engellenmesine nasıl bakacağız? 

Insanlık nerede kaldı?

Tevrat’ta kısas vardır.

“dişe diş,  göze göz”

Nerede kaldı kısas… bir güne bir buçuk yıl…..

Ateşkesi ihlal etmek savaşı zaten planlamış olmak değil midir sizce de?

Artık koltuk sevdası mı,  can korkusu mu bilemem ama gördüklerimiz Netenyahu’nun haklı olmadığı yönünde..

Kime taraf olduğumuza iyi bakmak lazım,  dünya dönüyor.

Ne demiş atasözümüz:

“Keser döner,  sap döner,  bir gün hesap döner”