Ermenistan Devleti durup dururken 27 Eylül günü ağır silahlar ile Azerbaycan topraklarına saldırdı ve Ermenistan – Azerbaycan savaşını başlattı. Aslında bu durum “Ermenistan devlet yöneticilerinin akıllarını peynir ekmek ile yediklerinin” açık göstergesi idi.

Ermenistan bu saldırı ile en büyük hatasını yaptı. Azerbaycan’a 26 yıldır beklediği fırsatı verdi. Azerbaycan ile Türkiye iki devlet bir millettir. Azerbaycan Türkü ile Anadolu Türkü’nün hiçbir farkı yoktur. Azerbaycan bizim vatanımızdır, ordusu bizim ordumuzdur.

Bu gün Azerbaycan ordusu Ermenistan’ın haince ve kalleşçe işgal ettiği toprakları birer birer geri almaktadır. Cumhurbaşkanı Aliyev’in ifadesi ile tüm işgal edilen topraklar geri alınana kadar da harekât durmayacaktır. Ermenistan gerek askeri güç, gerekse demografik ve ekonomik güç olarak Azerbaycan ile mukayese edilemeyecek kadar zayıftır. Ermeni askerleri cepheden kaçmasınlar diye araçlara ve silahlara kelepçelenerek tutulurken Azerbaycan ordumuzun askerleri hızla topraklarını geri almaktadırlar.

Azerbaycan ordusu 25 yıl evvelinin ordusu değildir. 25 yıl öncesinde Rus ordu yapısının misyonunda olan Azerbaycan ordumuz yeniden yapılanma çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının verdiği 25 yıllık eğitimin ve organizasyonun sonucunda son derece savaşçı bir güç haline gelmiştir. Arkadaşlarımız Azerbaycan ordumuzu yıllarca eğiterek Türk Silahlı Kuvvetlerinin bire bir aynısı haline getirmişlerdir. Üniformalarında bile ay yıldız vardır. Kahraman Azerbaycan Türk Ordusuna da 2250 yıllık kahraman Türk Ordusunun Altay’lardan gelen ruhunu vermişlerdir. Ermenistan’ın böyle bir güce saldırması duvara kafa atması gibi bir şeydir. Ama Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın aklı biraz kıt olduğu için hem askeri gücünü hem de Ermenistan ekonomisini çukura atmıştır. Paşinyan küçücük aklı ile bazı dolapları çevirmeye kalkınca hamisi Putin Paşinyan’ın burnunun sürtmesini değil kırılmasını istedi. Paşinyan ABD’nin ve AB’nin de sırtını sıvazlaması ile boyundan büyük bir işe kalkıştı. ABD’nin bütün amacı Rusya’yı güneyden de kuşatmaktır. O nedenle Ukrayna ve Gürcistan’ı da NATO’ya dâhil etmek istedi. Bu durum Rusya’nın kırmızıçizgisi idi ve her iki ülkenin de üzerine kâbus gibi çöktü. Ayrıca Emperyal Batı’nın bir amacının da Dağlık Karbağ’ı  yeni bir Bekeea haline getirmek olduğunu unutmamak lazım. Çünkü Çin’in “Kuşak Yol” projesinin temel geçiş noktalarından birisi bu bölgedir. Rusya şimdi Paşinyan’ın da aynı oyuna geldiğini görüyor ve bir anlamda Azerbaycan’ın Ermenistan’ı ezmesine sessiz kalıyor. Büyük olasılıkla Paşinyan bu işin sonunda başbakanlıktan düşecek. Ancak Paşinyan gibi birisinin her türlü çılgınlığı yapması da mümkün. Zira arkasına özellikle Fransa’nın desteğini almış görünüyor. Hem Fransa’da hem de ABD’de Ermeni Diasporasının etkilerinin büyük olduğu bilinen bir gerçek. Makron gibi bir klavuzu olanın da burnunun şeyden kurtulmayacağı muhakkaktır. Ermenistan çok ciddi bir çılgınlık yapıp savaş alanının 40 km. dışında bulunan Gence şehrini vurdu, birçok sivilin şahadetine ve yaralanmasına neden oldu. Hatta öyle ki Gence’de yaşayan Ermeni kişiler bile vuruldu. Tüm dünya bu savaş suçunu gördü. Öte yandan yine tüm dünya Azerbaycan’ın kendi topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak için savaştığını biliyor ve bu durumu meşru karşılıyor. Azerbaycan Türk Ordusu Türk Kurmay zekâsı ile harekâtı götürüyor. Starteji kendi bütünlüğünü korurken muhasım gücün bütünlüğünü bozmak ve kendi istediği noktaya çekerek onun zayıf noktalarını istismar etmektir. Azerbaycan Türk Ordusu bunu sahada gerçekleştirirken Azerbaycan devleti de diplomasi alanında, Ermenistan’ın Gence’yi vurmak gibi yaptığı bir hatayı kullanacaktır. Azerbaycan Türk Ordusu nihai siyasi hedeflere ulaşılması için sahada durmaksızın harekâtı hızla devam ettirmek zorundadır. Zaten Cumhurbaşkanı Aliyev’de bunu ifade etti.

Azerbaycan Türk Ordusunun Ermenistan Ordusuna göre nispi kuvvet üstünlüğü vardır. Hem sayısal açıdan hem de ciddi bir kuvvet çarpanı olarak İHA, SİHA, kamikaze İHA, Topçu ve Zırhlı Birlik gibi üstünlükleri mevcuttur. Ermenistan Ordusu dağılmış durumdadır. Sahadan aldığımız teyit edilmemiş bilgilere göre cepheden kaçan Ermeni askerleri ağır silahlara ve araçlara kelepçelenmişler. Aynı hadiseyi 1967 Mısır – İsrail harbinde Mısır Ordusunun da yaşadığını hatırlıyoruz. Bu durum Ermenistan Ordusunun moral motivasyonun çok düştüğünü göstermektedir. Azerbaycan Türk Ordusu işgal edilmiş bölgedeki Terter yöresine bağlı Sugovushan ve Taliş yerleşimlerinin, Fizuli yöresine bağlı Aşağı Abdurrahmanly köyü ve Mehdili, Çakırlı, Aşağı Maralyan, Şeybey, ve Cebrayil bölgesinin Guyjag köylerinin işgalden kurtardı. Azerbaycan Türk Ordusu hilal taktiği ile işgal edilen bölgede kuzeyden güneye dört istikametten asli taarruz gücünü kullanarak hareket etmekte ve sonuçta Ermenistan ordusunu kurt kapanına almayı planlamaktadır. Harekât da bu yönde başarı ile ilerlemektedir. Zaten harekâtın başlangıcında Azerbaycan Türk Ordusu ağır silahlarla hedefleri yumuşatmış, önemli zayiatlar verdirmiştir.

Harp prensiplerinden biri olan başarıdan faydalanma ve başarıyı genişletme prensibine uygun biçimde hızla ve durmaksızın ilerleme kaydederek mümkün olan tüm işgal edilmiş bölgeleri almak zorundadır. Yine savaşın temel hedefinin muhasım silahlı gücün savaşma azim ve kararlılığını kırmak ve bu suretle onu diz çöktürmektir. Bu koşulda muhasım kuvvet ya teslim olmaya zorlanır (ki Ermenistan askerlerinden teslim olanlar vardır.) ya da topyekün imhaya gidilir.

Ermenistan’ın bu süreçte yapacağı en büyük çılgınlık Nahcivan’a saldırmasıdır. Bu durumda Türkiye’yi karşında bulur ki, bunun sonu Erivan’da Türk tanklarını paletlerinin ve Türk komandolarının postal seslerinin duyulmasına kadar gider. Ha; bir de Asala’nın tekrar sahneye çıkacağı söylemleri var ki; 40 yıl evvel Asala’yı gömmüştük. Şimdi bir daha yerin yedi kat dibine gömeriz. Tabi yalnız Asala’yı mı, onu da bilemeyiz. Türkiye 83 milyon Türk Milletinin her ferdi ile Can Azerbaycan’ın yanındadır. Çünkü orası bizim vatanımızdır. Gazan mübarek olsun kahraman Azerbaycan Türk Ordusu.