İnşaat maliyet endeksi Mart ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 70 artış kaydetti. Böylelikle inşaat maliyetlerinde yıllık artış Mart ayında konut fiyat artış hızını geride bıraktı. İnşaat piyasasında 2022'den bu yana bir ilk yaşandı.

İnşaat maliyetleri ekonomiyi hem de çok ilgilendiriyor. Ülke ekonomisinin bel kemiği durumunda inşaat sektörü...

İnşaat maliyetlerinin giderek artması barınma ihtiyacı için bir risk teşkil etmeye başladı. Türkiye’de ki konut maliyetleri Londra, Newyork, Paris'i geçtiğini gözlemliyoruz. Yerli yatırımcı yurtdışına yöneliyor bu köpük fiyatlar normal artış değil …

İnşaat malzemelerindeki fiyat artışlarının başlıca sebebi döviz kurları olsa da, her malzeme için fiyat artışlarının farklı sebepleri de bulunmaktadır. İşçilik endeksinin de ağırlıklı olarak ücret artışı tabi ki..

Buradaki önemli unsurlardan biride arsa üretim yetersizliği, ülke yeni rezerve alanları oluşturmalı

Dolayısıyla arsa üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve en önemli girdi maliyeti olan demir, çimentonun önlenemez yükselişine dur denmesi lazım. Bu girdi maliyetleri ya devlet tarafından kontrol edilmeli yada Narh konulmalı ….

Ayrıca bitmiş konutlara destekleyici olan banka kredileri düşürülebilir, net olarak bildiğim şu ki  en temel ihtiyaç barınma konusuna acil çözümler oluşturulmalı

Türkiye çelik çimento üretiminde

dünya da ilk on da ama…

Çelik üretiminde Türkiye,  Almanya’dan sonra Avrupa’da 2.’inci dünyanın en büyük 8. üreticisi konumuna geldi.

Ama arz ve talepten bağımsız olarak demir çelik orantısız fiyat artışları sektörün en büyük şikayet ettiği maliyetleri artıran önemli unsurlardan olmuştur. Dünya da çimento üretiminde 5. sırada yer aldığımız çimento sektöründe de aynı durum geçerli.

Bir yandan İnşaat girdi maliyetleri diğer yandan arsa üretim maliyetleri Türkiye’yi konutta dünyanın en pahalı ülkesi haline getirdi.

Bu şartlarda dar gelirlinin konut ihtiyacını dolayısıyla barınma ihtiyacını karşılaması hayal bile edilemez noktaya gelmiştir.

Bunun için devletin bu sektöre mutlaka el atması gerekir. Gerek inşaat maliyetleri gerekse, gerekse arsa üretimine yönelik radikal ve yapısal kararlar alınmalı. Kentsel dönüşümde yeni imkanlar ve fırsatlar getirilerek bu alanda da yeni yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Konut faizlerinde de durum farklı değildir.

Görüldüğü üzere Türkiye’de konut sektörünün maliyetlerini artıran, konuta erişim imkanlarını kısıtlayan birçok bileşenler var. Bu noktada devletin yeni roller üstlenmesi ve daha fazla elini taşın altına koyması gerekiyor.