Medya, günümüzde toplumların bilgi edinme, eğlenme ve iletişim kurma ihtiyacını karşılayan en önemli araçlardan biridir. Medya, aynı zamanda siyasetin de vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Siyasetçiler, medya aracılığıyla halka ulaşmakta, politikalarını anlatmakta, rakiplerini eleştirmekte ve kamuoyu desteği sağlamaya çalışmaktadırlar. Medya da siyasetten beslenmekte, siyasal gündemi belirlemekte, siyasal aktörleri sorgulamakta ve siyasal katılımı teşvik etmeye çalışmaktadır.

Medya ve siyaset ilişkisi, demokratik bir toplum için hem faydalı hem de zararlı olabilecek bir ilişkidir. Faydalı olması, medyanın siyaseti denetleyebilmesi, halkın bilgilenmesini sağlayabilmesi, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi ortamı yaratabilmesi açısından önemlidir. Zararlı olması ise, medyanın siyasete müdahale edebilmesi, halkı yanlış yönlendirebilmesi, tekelleşme ve yozlaşma riskleri taşıması açısından tehlikelidir.

Medya ve siyaset ilişkisinin demokrasiye katkı veya tehdit olması, medyanın bağımsızlığına, tarafsızlığına, çeşitliliğine ve sorumluluğuna bağlıdır. Medya, siyasal iktidarın veya ekonomik güçlerin baskısı altında kalmadan, halkın çıkarlarını gözeten, farklı görüşleri yansıtan ve etik kurallara uyan bir şekilde çalışmalıdır. Aksi takdirde, medya ve siyaset ilişkisi demokrasinin işleyişini bozacak ve toplumsal güveni zedeleyecektir.

Medya ve siyaset ilişkisinin tarihsel gelişimine baktığımızda, bu ilişkinin her zaman sorunlu olduğunu görmekteyiz.Özellikle baskıcı rejimlerde medya üzerinde sansür uygulanmakta, muhalif sesler susturulmakta veya bastırılmaktadır. Demokratik ülkelerde ise medya üzerinde daha ince ve dolaylı yöntemler kullanılmakta, medyanın mülkiyet yapısı, reklam gelirleri, vergi avantajları gibi faktörlerle medyanın bağımsızlığı zayıflatılmaktadır.

Medya ve siyaset ilişkisinin günümüzdeki durumuna baktığımızda ise, teknolojik gelişmelerin bu ilişkiyi hem kolaylaştırdığını hem de karmaşıklaştırdığını söyleyebiliriz. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte medyanın erişimi artmış, alternatif medya kanalları ortaya çıkmış, halkın sesini duyurma imkanları çoğalmıştır. Ancak aynı zamanda medyanın kalitesi düşmüş, yalan haberler yaygınlaşmış, kutuplaşma artmıştır.

Medya ve siyaset ilişkisi demokrasinin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Bu ilişkinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için hem medyanın hem de siyasetin kendini yenilemesi, geliştirmesi ve sorumlu davranması gerekmektedir.