Hayatınız çok monoton hale geldiyse, size ilk tavsiyem ailenizle, dostlarınızla, arkadaşlarınızla 5-6 saatlik kısa mesafe bir tren yolculuğu yapmanız…Bu kapsamda Erciyes ve Toros Ekspresleri biçilmiş kaftan.

Bize de hafta sonu böyle bir yolculuk nasip oldu. Kayseri’deki Mersinli hemşehrilerimizden 22 kişilik bir grupla Yenice’ye gittik. Oradan da Tarsus’a geçtik. Bir gece konaklayıp, bu kadim ilçemizin tarihi, turistik yerlerini gördükten sonra ertesi akşam Kayseri’ye döndük. 

Otobandan önce kullandığımız tek şeritli karayolundan geçerken sık sık durup mola verdiğim ve buz gibi kaynak suyundan içtiğim Şekerpınarı’nı bir tünelden çıktıktan hemen sonra farklı bir açıdan görebilmek güzel bir duyguydu.

Gezinin zirve noktası Belemedik Vadisi ve Alman Köprüsü (Varda Köprüsü/Koca Köprü) üzerinden geçişimizdi.

Belemedik Yaylası, Adana’ya giderken Pozantı istasyonundan hemen sonraki durak. Bölgeden hep karayoluyla gittiğim için bu güzelliğin farkına ilk defa bu tren yolculuğumuzda varıyorum. Bol ağaçlı, sulak, yemyeşil nefis bir vadi. Etrafta gezginler, piknik yapanlar, fotoğraf çekenler… Tarsuslu dostlarımızın söylediklerine göre buranın en güzel zamanı sonbaharmış. Fotoğrafçılar için çok zengin, çok renkli kareler veriyormuş. İçinden Çakıt Çayı geçen Belemedik Vadisi, 3 kilometre uzunluğunda imiş.

Filmlere, dizilere konu olan tarihi Alman Köprüsüde hepimizi çok heyecanlandırdı. Ama onun viyadük üzerindeki ihtişamını üstündeyken fark edemedik. Köprünün iki yakasında bize el sallayanları görünce manzaranın asıl tadını onların çıkardığını anladık. Şimdi ilk fırsatta Adana Karaisalı yakınlarındaki bu köprüye gitmeli ve tren geçerken görüntülemeliyiz. Tabii aynı gün Belemedik Vadisi’ni de gezmek şartıyla…

Bölgedeki demiryolu, tünelleri ve bu köprüyü 1900’lü yılların başlarında yani Osmanlının son döneminde Almanlar yapmış. Bağdat Demiryolu kapsamında yapılan yolda 12 kilometrelik bölümde tam 22 tünel varmış.Bunların en uzunu 3 bin 784, en kısası 75 metreymiş.Bu tüneller 15-20 yılda tamamlanabilmiş.

Köprüden Yenice’ye kadar olan bölüm de muhteşemdi. Toros dağları, yemyeşil vadiler, tarlalar, bahçeler ve akarsuların arasından Çukurova’ya vardık.

Erciyes Ekspresi ile yaşadığımız bu rahat, konforlu ve şahane manzaralı yolculuğu hararetle tavsiye ediyorum. Keza Konya-Adana arasında çalışan ve yine 5,5-6 saatte yolculuğunu tamamlayan Toros Ekspresi de, Ulukışla-Adana arasında aynı muhteşem güzergahtan gidiyor.

Hayatınızda bir şeyler eksik gitmeye başladıysa, bunaldıysanız hemen bu iki ekspresten gidiş-dönüş bileti alın ve hiç aceleniz olmadan şiirsel bir yolculuğun tadını çıkartın. Ama tek başınıza değil, bu güzelliği paylaşacağınız birileriyle…