Bütün dost ve Türk milletinin Bayramını kutluyor, Allah bu devlete istikrar, millete de huzur sağlık ve mutluluk vermesi için dua ediyorum, uzun süre ayrılıktan sonra tekrar okurlarımla beraber olmak güzel şey…

Ramazandan söz etmişken sohbetimizden sonra bende Müslümanım herhalde diyen bir  ecnebi vatandaşın enteresan sözleri ile başlamak istiyorum söze, Ramazanla ne alaka demeyin sakın. İslam’ın beş şartından birisidir ramazanı şerif. Ayrıca Müslümanlar içinde çok önemlidir.

O zatın sözleri beni baya düşündürdü. İnanç konusunda muallakta olan bu zat Müslümanım diyorsunuz oruç tutmuyorsunuz. Ramazanda dahi içki içiyorsunuz, yalanda söylüyorsunuz, Müslümanım diyorsunuz haksızlık, hırsızlık yolsuzluk yapıyorsunuz hal böyleyken yine de Müslüman olduğunuzu iddia ediyorsunuz, Bu nasıl bir iştir?

Bu meseleyi bir çok Müslümanım diyenlere sorduğumda eh işte oluyor böyle şeyler idare ediyoruz diyorlar! Bu şartlarda bende Müslümanım herhalde! Çünkü kiliseye gitmiyorum, içki içiyorum. Zaman zaman yalanda söylüyorum, bu şartlarda Hristiyan olamadığımı düşünüyorum, Müslümanlıkta bu toleranslar oluyorsa bende Müslüman olabilirim.

Hristiyan dininde yalan söylemek günah Hristiyanların genelinde kurallara uyuyor ama sizde insanlar hem Müslümanım diyor hem de yanlış yapıyorlar!!!

Aslında bu sözler çok önemli, adamcağız kendi dininin gereklerini yerine getiremediğini düşünerek Hristiyan’ım diyemiyor, dine göre değil kendine göre din arıyor anlaşılan, nüfus cüzdanında Müslüman yazan sözde Müslümanlara bakarak da İslam dinini değerlendiriyor…

Geneli tenzih ediyorum ama ortama baktığımda sadece nüfus cüzdanında Müslüman yazan dinin emir ve kurallarına göre değil, kendi yaşamlarına  göre dini değerlendiren bir hayli entel, entelektüel sanaatçı kanatçı var.

Bu zümrelerin kalpleri çok temiz tursille yıkanmış. İslam  dillerinde gönüllerinde değil, her haltı işliyorlar hainliği hinliği de yapıyorlar. Kamuoyu önüne çıktıklarında adeta merkez cami imamı oluveriyor. Özüne bakıldığı zaman dinle imanla alakası yok.

Ramazan süresince etrafımı gözledim. Basın yayını izledim, Ramazanın ruhu filan yok  geçmişte fakir, fukara kollanır bir ay süresince  insanlar kötü alışkanlıklardan arınırdı, bir lokma ekmeğini fakir fukarayla paylaşır ibadeti şov aracı yapmazdı.

Günümüzde bakıyoruz ağalar paşalar birbirlerini ağırlıyor. Ramazan ruhuna uyan hiçbir şey yok iki yüzlülük diz boyu. Devlet büyüklerinin Şehit ailelerini, gazilerimizi ağırlamalarını onere etmelerini ramazan dolayısıyla hatırlamalarını kabul ediyorum. Fakat ipini koparan  kurum, kuruluş ve kamu nitelikli Esnaf teşkilatları ve sivil toplum örgütlerinin işleri tamamen  şov, bakıyorsun  sadece yönetici kadro ve bürokratlara yönelik ziyafet, kimin kesesinden?

Yüzlerce örnek verebilirim de  esnaf olduğum için en basit İzmir Esnaf birliğini örnek veriyorum, garip esnafın kesesinden İzmir’in “ Yirmi sekiz “ İlçesinde sözde esnaf  için verdikleri yemek, kimler davet ediliyor? Kendilerine yakın milletvekilleri, siyasi parti idarecileri, Kaymakam emniyet müdürü üst düzey bürokrat.

Bu teşkilatların garip esnaftan zorunlu aidat adı altında topladıkları milyonlarca lira bütçelerinin bırakın esnafa bir kuruş katkısını, izzeti ikram ve reklam giderlerine harcanan paralara bakılsa ne demek istediğim daha  anlaşılır.

İzmir Esnaf birlik başkanının sözde iftar davetlilerinden bir örnek, esnafın onuru olan şirketleri BESAŞ’ ı kendisi bu şirket üzerinden hisse alım satımlarıyla zengin olurken iflas ettirerek onursuz hale getiren esnaf eski birlik başkanı ve günümüzde Onursal başkanı aynı zamanda  eski CHP milletvekili M. Susam yanında CHP'li vekiller ve bazı teşkilat mensupları, İzmir büyük şehir belediye başkanı, vali kaymakam, emniyet müdürü ve kentin üst düzey bürokratları ile bu şahısların en büyük destekçisi olan Ak Partinin  il başkanı!!! fakir ve fukarayı görüyor musunuz???

Ağalar paşalar bir birlerini ağırlar… Çıkın çarşı ve pazara sorun bir tane garip esnaf bu kurumlar tarafından davet edilmişimdir!!!

Bu Ülkeyi idare edenler bu konulara eğilmeli müşterek değerler üzerinden hovardalık yapan kurum ve kuruluşlara bir çeki düzen vermeli, örnek verdiğim bu kişiler İzmir esnafı adına bırakın taş üstüne taş koymayı esnafın geleceğini de yok etmiştir, Nasıl yok ettiklerini defalarca yazdım ve yazmaya da devam edeceğim.