Eğri oturup doğru konuşalım. Yönetim ile ilgili eleştirilerimiz ekonomik, siyasi ve kültürel yaşamamızın gelişimi için hiç şüphesiz gereklidir.

Eskiden Türkiye diğer ülkeler tarafından  ikinci sınıf ülke muamelesi görüyordu. Üniversite öğrencisiyken ABD Başkanı Türkiye'ye gelmişti. Aman Allahım Ankara'nın neredeyse tüm ana yolları kapatılmıştı. Biz bir yerden başka bir yere gitmek için ne çileler çekmiştik. Tabii diğer insanlarda aynı çileyi çektiler.  Otobüsler,  dolmuşlar taksiler güzergah değiştirmek zorunda kalmışlardı.Sadece  ara yollardan ulaşım sağlanmaya çalışılmıştı.

Şimdi durum çok farklı. Artık kim gelirse gelsin bizim halk olarak hayatımız normal akışında devam ediyor. Sadece kısa süreliğine trafik kontrollü veriliyor,  belki koruma vs.  O kadar.

Hatırlıyorum 2001 de ekonomik kriz yaşadığımız dönemde IMF bize topu topu "Bir buçuk  milyar dolar borç" vermek için ne ağır şartlar öne sürmüştü. "Bu borcu veririm ancak benim dediğim gibi harcayacaksınız" demişti. El mahkum mu bilemem, dönemin hükümeti bu ağır şartları kabul etmiş, Hazine bakanlığında  bir katın tamamını İMF için ofis yapmıştı. Anlayacağınız  bakmadıkları evrak kalmamıştı. İçimizi dışımızı öğrenmişlerdi. Çok içim yanmıştı o zaman…

Şimdi durum çok farklı. Yani hem siyasi,  hem ekonomik  hem de teknik olarak artık daha üst düzeyde ve daha iyi koşullara sahibiz. Çok şükür.

Özellikle Ukrayna ve Rusya arasında çıkan savaş sebebiyle Türkiye ABD,  Avrupa,  Ortadoğu ve Asya ülkeleri tarafından iletişim kurulmak istenen ülke konumuna geldi. Elbet bu durumun tek sebebi Türkiye'nin savaşan iki ülke arasında arabuluculuk yapmak istemesi değil. Değişen ekonomik ve ticari şartlar,  Türkiye'nin gerek coğrafi konumu gerekse teknolojik ve bankacılık sektörü bakımından sahip olduğu imkanlarını da gözler önüne serdi.

Artık neredeyse  her ülke bu durumlardan kendi çıkarlarını gözetmek suretiyle yararlanmak için Türkiye ile üst düzey temaslarda bulunuyorlar.

Ticari malların ve paranın transferi konusu gayet tabiidir ki her ülke için büyük önem taşımakta.

Artık güçlü bir internet ve haberleşme altyapımız var. Türkiye dijitalleşmiş bankacılık hizmetleri ile  para transferi konusunda iyi bir imkana sahiptir. Yine bu durumu destekleyen ticari düzenlemeler ve anlaşmalar mevcuttur. İstanbul Borsası ve Vadeli Opsiyonel Bankacılık tam anlamıyla dünyadaki eşlenikleriyle yarışacak imkanlara sahip olacak bir altyapıyla donatılmıştır.

Yetişmiş insangücü her bir durum için yeterince mevcuttur.

İstanbul hava limanından dünyanın her ülkesine gitme imkanına sahibiz.

Lojistiğin en olmazsa olmazı yoldur. Türkiye sahip olduğu Asya'dan Avrupa'ya kadar uzanan  gerek yüksek hızlı tren ve gerekse bölünmüş yolları ile kara, taşımacılığında büyük bir görev üstlenmeye müsait konumdadır.

Yüzlerce yıldır ticaret yolu olarak kullanılan ipek yolu günümüz şartlarına göre güncellenmiş işlevsel hale getirilmiştir.Moğolistan, Çin,  Afganistan, Pakistan, İran…

Artık Türkiye' nin önü daha açıktır. İmkanlar en yüksek verimi elde edebilmek için yeni ticari anlaşmalar yapmaya müsaittir. 

Çin'den alınacak olan bir ürün tren yolu ile Avrupa'nın göbeğine kadar götürülebilecek kapasite mevcuttur.

Yada Avrupa Ülkelerinden alacağınız  bir ürünü Asya'nın doğusuna kadar götürmeniz mümkün. 

Artık pek çok uluslararsı fuar online platformlarda yapılıyor. Kaldı ki İzmir de yapılan fuar olfukça kapsamlı. Yeterki siz iletişim kuracağınız firmaları seçin,  bir şekilde ulaşırsınız. Bu eskiye göre daha kolay artık.

Yeter ki ticaret yapmak isteyin. Bütün imkanlar mevcut. Devlet ihracatı da, destekliyor ve bankalar artık daha rahat kredi veriyor.

Ayrıca karadenizi güneye, Akdenize bağlayan yollar ve tüneller sayesinde lojistik hizmetleri  kolaylaşmıştır. Karadenizden yola çıkan bir ürün Orta, Doğu'ya hatta Afrika'ya bile gemileri de kullanarak ulaştırılabilir.

Evet şimdi iş özel sektöre düşüyor. Şimdiye kadar knowhow denilen bilgi transferi ile yeterince donanmış olduğuna inandığım özel sektör elini taşın altına koysun ve yeni iş bağlantıları geliştirerek bu koşulları sonuna kadar kullansın isterim…

Demem o ki bu savaş ve kriz ortamında bizi bir kaç ülkeye mahküm etmeyin…

Yeni umutlara… yeni barış dolu günlere  İnşallah…