Avrupa Türk Çocuklarına Göz Dikti. Almanya 5 Bin Türk Çocuğa Zorla El Koydu. 3.5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da basit gerekçeler üretilerek 5 bin çocuğun zorla ailelerinden koparıldığı belirtiliyor.

Bu durumun Almanya'da sistematik bir çalışma olduğu iddia ediliyor. Avrupa’da çocukların dünyasında delikler açıldığını kurumsal ırkçılık yapıldığını açıklandı.

Almanya ve Avrupa Müslüman koruyucu aile sistemini ise bütün çabalara rağmen bilinçli olarak kabul etmiyor. Koruyucu aile adı altında özellikle Müslüman olmayan lezbiyen gibi ailelere verildiği kaydediliyor. Uzmanlar,  Almanya’da kurumlar arasında güçlü bir kurumsal ırkçılık işbirliği olduğu kaydediyor. Aileden koparılan Türk kökenli aileler şikayetçi olmalarına rağmen bir sonuca ulaşmıyorlar.

Göstermelik bahanelerle ailelerinden kopartılan Müslüman çocuklara özellikle asimilasyon programları uygulandığı belirtiliyor.

Uzmanlar Müslüman ailelerin koruyucu aile olmak için teşvik edilmesi ve bu konuda kurumsal çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

Bu konuda aileleri koruyucu aile olma konusunda daha hassas olmaya çağıran uzmanlar, yasalar, engeller bu konuda ne kadar zorlayıcı olursa olsun Müslüman ailelerin koruyucu aile olmak için daha çok çaba sarfetmesi gerekiyor" uyarısında bulunuyor. 

Uzmanlar Almanların çoğunlukla haksız yere ailelerin elinden zorla çocukları aldığını ve bu durumum sistemetik bir yapı olduğunu vurgulayarak, maalesef Avrupa'da da bunun giderek yaygınlaştığını açıkladı. Uzmanlar Avrupa'nın özellikle Türk ve müslüman ailelerin çocuklarını hedef aldığını, çocukları ailelerinden kopartarak bilinçli ve sistemetik bir asimilasyona tabi tuttuklarını açıklıyorlar.

Türkler, Alman Gençlik Dairelerinin, ailelerinden alıp koruma altında tuttuğu "Türk çocukların haklarının korunması" çeşitli gösteriler düzenliyor.

 Gösteriye ellerinde Türk bayraklarıyla katılanlar, bu çocukların ana dilinden, kültüründen ve dini değerlerinden uzak büyümemesi için yabancılar yerine, öncelikli olarak akrabalarına ya da başka bir Türk aileye verilmesini istedi.

Almanya'da 1995 yılından 2018 yılına kadar 700 bin civarında çocuk koruma altına alındı.  Bu çocuklar, yurt köşelerinde ya da Alman koruyucu ailelerde öz değerlerini kaybettiler, kaybediyorlar.

Türk yetkililer, koruma altına alınan Türk çocukların, mutlaka Türk konsolosluklarına bildirilmesini, ana dilini, kültürünü ve dini değerlerini öğretecek Türk ailelere verilmesini istediklerini dile getirdi.

Avrupa ve Almanya'da her yıl bu konuda çok sayıda trajik olaylar yaşanıyor. Binlerce aile mağdur ediliyor. Bunlardan birisi de Almanya'da yaşayan Altınkaya ailesinin yaşadığı trajedi.

‘Masadan düşüp kırık olmaz’ dediler 
iki çocuğunu da ellerinden aldılar
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ne bağlı Dormagen kentinde yaşayan Altınkaya ailesi, 1.5 ve 4 yaşındaki iki çocuğunun darp şüphesiyle gençlik dairesi tarafından ellerinden alındığını ileri sürdü. Kararın haksız olduğunu iddia eden aile, çocuklarının geri verilmesini istiyor. Belediye Başkanı Erik Lierenfeld ise “Sizi temin ederim ki burada pervasız bir karar alınmadı” dedi.

SÜRECİN iki hafta önce masadan düşen 1.5 yaşındaki bebeği Yakup Cemal’i hastaneye götürmeleriyle başladığını belirten Sertan Altınkaya, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çocuklar oynarken bir anda eşim bir ses duymuş. Sonra Yakup Cemal’i oturma odasında yerde yatarken görmüş. Olayı görmediği için 4 yaşındaki diğer oğlum Kuzey Davut’a sormuş, o da masadan düştüğünü söylemiş. Herhangi bir şişlik veya morluk görmedik. Olayı görmediğimiz için eşimle hastaneyi aradık. Çocuk uyuyordu. Onlar da ‘Eğer uyanır, ağrıdan ağlarsa, getirin. Eğer çocuk rahat bir şekilde uyuyorsa, çocuk doktoruna götürürsünüz’ dediler. Ancak çocuk doktorunun çıkık olabileceğini söylemesi üzerine eşim, Yakup’u hastaneye götürdü. Röntgen çeken kişiler, çocuk durmadığı için bir solundan çekmiş bir sağından, tabi çocuk ağlıyor. Doktor eşimle odada özel görüştüğünde durum tekrar anlatmasını istiyor. Eşim de Kuzey Davut’un söylediği gibi masadan düştüğünü söylüyor. Ancak doktor eşime inanmamış ve durumun ‘şüpheli’ olduğunu belirtmiş. Çocuğun vücudundaki kırığın nasıl olabileceğini araştırdılar. Kırığın masadan düşme ile olamayacağını söylediler ama nasıl olabileceğine dair bir yazı da yazmadılar. Hastanede diğer anne ve babalar sırayla çocuklarını görürken, benim içeriye girmeme izin vermediler.”

KIRIKTAN BİZİ SUÇLUYORLAR
“Hastaneden çıktıktan sonra gençlik dairesi ile görüştük. Bize karşı şüphe duyduklarını ve çocuklara karşı şiddet uyguladığımızı söylediler. Bu şüphe yüzünden, ‘Çocukları korumak için elinizden alabiliriz. Bizle birlikte çalışırsanız hiçbir şekilde bir problem olmaz’ dediler. Bizim hakkımızda diğer kurumlardan bilgi almışlar. Hep bizim lehimize bilgiler aktarılmış. Çocuğa karşı şiddetle suçlandık ancak polis ifade bile almadı. Bizi davranışlarımızın kontrol edilmesi için bir kliniğe gönderdiler. ‘Salı günü güle oynaya çıkıp eve gideceğiz’ diyordum. ‘Çok iyi bir ailesiniz’ dediler. Fakat ellerinde bir belge var. Bir kırık var ve ondan dolayı bizi suçluyorlar. Çocuklarla dışarı çıktık. 10 dakika sonra polis geldi. Çocukları kucağıma aldım. Duygu bağı o kadar yoğundu ki, anlatamam. Çocukları polis zoruyla aldılar. ‘Baba gitme. Beni bırakma’ dedi. Ufaklık fazla bir şey anlamadı. Hukuki mücadele verip çocuklarımı almak istiyorum. Allah’ın doğru yolda beni zafere ulaştıracağına eminim.” 

AVRUPA'DA 100 BİN MÜLTECİ ÇOCUK KAYIP

2010-2017 arasında Almanya'da 11 bin mülteci çocuk kayıp. Fransa, Hollanda, Danimarka, İtalya gibi Avrupa ülkelerinde toplam 100 bin nülteci çocuğun kayıp olduğı belirtiliyor. Dünya ya demokrasi dersi veren Avrupanın bu utanca karşı duyarsızlığı insanlık vicdanını kanatmaya devam ediyor.