Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışmaları sürerken, CHP Parti İçi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, “Ekrem İmamoğlu formülü”nü gündeme getirdi.

Atıcı, yaptığı açıklamada Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nın da yeni seçildiğini belirterek “Öncelikle o görevi net bir şekilde yapmalılar ve orada kök salmalılar. Bir dönem daha orayı kazanmalılar. Ve Meclis çoğunluğunu elde etmeliler. Yavaş’ın ve İmamoğlu’nun oradan ayrılması durumunda bizim İstanbul’u ve Ankara’yı yeniden alma ihtimalimiz düşer” dedi.

Atıcı, “Millet İttifakı içinden çıkacak Cumhurbaşkanı adayı İYİ Parti seçmeninin de HDP seçmeninin de ‘hayır’ demeyeceği bir insan olmalıdır. Buradan yola çıkmak lazım. Bu insanlara hem İYİ Parti hem HDP oy verir mi? Örneğin Mansur Yavaş’a İYİ Parti blok oy verir, CHP blok oy verirken, HDP oy verir mi bilmiyorum. Bunu düşünmek lazım. İmamoğlu’na herkes oy verir mi, bilmiyorum, buna bakmak lazım, oy veriyor olsa bile İstanbul gibi bir metropolü elimizden kısa süreliğine de olsa kaçırmamamız gerekir. O denkleme koyduğunuz zaman iki tarafın da oy vermesi gereken birisi olmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Sembolik bir Cumhurbaşkanı seçmeyeceğimize göre gerçekten iş yapabilecek, kendini değişik alanlarda ispat etmiş, gerçekten demokrasiye inanan bir isim, hiç tanınmaması olmaz ama çok duyulmamış olması daha önemlidir” diyen Atıcı, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Az duyulmuştu’

“İmamoğlu, İstanbul aday adayları arasında biliniyordu, ama az duyulmuştu. Yani Türkiye tanımıyordu, şimdi ise tanıyor. O yüzden çok tanınmamış birisi aynı formülle Türkiye’de Millet İttifakı’nın adayı olabilir. Demokrasiye inanmış, gerçekten kendi çıkarlarını bir kenara koyabilmiş bir insan üzerinde konuşulabilir. Nasıl İmamoğlu bunlara uydu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduysa pekala bu şekilde bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşılabilir.”

‘İlk turda farklı adaylar olmalı’

Atıcı, şunları kaydetti: “Benim kanaatime göre de her parti birinci tura kendi adayıyla katılmalıdır. Fakat CHP’nin ve İYİ Parti’nin adayları bahsettiğim şekildeki adaylar olmalıdır. Yani İYİ Parti içerisinde ülkü ocaklarından yetişmiş keskin birisi değil ya da CHP içerisinde keskin bir sosyalist değil, bir sosyal demokrat profil olmalıdır. Burada da CHP’nin adayının ikinci tura kalma ihtimali çok daha yüksek olduğu için CHP bu adayla gitmelidir, yani baştan partiler kendi aralarında da uzlaşarak bunu çıkarmalı. HDP’nin destekleyeceği bir adayı çıkarmalıdır, CHP. Böylece önce ilkeler sonra da herkesin elini tutabileceği bilinen ama çok bilinmeyen, siyasette tecrübesi olan, Türkiye’yi tanıyan ancak böyle herkesin ıcığını, cıcığını bilmediği bir adayla elbette ki yol yürünebilir.”