Yeni Şafak yazarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Yasin Aktay, dört gün önce Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kaybolan Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'yla ilgili yazısında gazetecinin başına gelenlerin “Türkiye’ye karşı bir operasyon” olarak görülmesi gerektiğini savundu.

Kaşıkçı’nın nişanlısı, gazetecinin konsolosluğa gitmeden önce kendisinden haber alınamazsa Erdoğan’ın danışmanı Yasin Aktay’a haber verilmesini istediğini söylemişti.

Yasin Aktay “Cemal Kaşıkçı nerede?” başlıklı yazısında, kayıp gazeteciyi “gerçek bir entelektüel“ olarak tanımladı ve “Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’deyken başına gelenler, hiç eğip bükmeden söyleyelim, sadece ona karşı değil, Türkiye’ye karşı bir operasyondur. Türkiye’nin de olayı böyle görmesi bir zarurettir ve şu anda da bu zaruretin mucibince hareket ediliyor” ifadelerini kullandı.

'TRUMP'I ELEŞTİRDİĞİ İÇİN SUUDİ

YÖNETİMİYLE ARASI AÇILDI'

Son zamanlarda ABD’de yaşayan gazetecinin Suudi makamları tarafından Türkiye’den talep edilen bir suçlu olmadığını belirten Aktay, “Evet, muhalif olduğu sır değildi, ama muhalefeti onu ülkesine karşı suçlu kılan türden değildi ve hakkında açılmış ve Türkiye’ye bildirilmiş bir dava yoktu” dedi.

Yakın zamanda kadar Suudi yönetiminin Yemen operasyonu başta olmak üzere dış politikasına verdiği destekle bilinen Kaşıkçı’nın Suudi yönetimiyle yollarını ayırmasının Trump’ı eleştirmesi üzerine gerçekleştiğini belirten Aktay, gazetecinin Interpol’e bildirilmiş bir arama kaydının olmadığını söyledi. Aktay “Kaşıkçı’nın Türkiye’deki varlığı FETÖ’cü yazar bozuntularının ABD’deki veya Almanya’daki varlığı gibi bir şey değildi” ifadelerini kullandı.

Yasin Aktay, Kaşıkçı’nın nişanlısı kendisini arayınca “telaş içinde", "titreyen parmaklarla” telefonunda uygun isimleri aradığını kısa süre içinde de olayı “bilmesi gereken herkesin bildiğini” yazdı. 

'İÇİ GÖRÜNMEYEN ARABAYLA ÇIKARILMIŞ OLABİLİR'

Kaşıkçı’nın konsolosluktan normal yollarla çıktığına dair hiçbir görüntü olmadığını belirten Aktay şöyle devam etti: 

“Anormal bir yol, içi görünmeyen arabalarla çıkarılmış olabileceğidir ki, bu durum kesinlikle konsolosluğun sorumluluğunda olan bir durumdur ve tabii ki izaha muhtaçtır. Veya elimizde kalan tek ihtimal, Kaşıkçı’nın hâlâ konsoloslukta tutulduğudur.

S. Arabistan makamları ise tam tersini söylüyor ama durumu izah edemiyorlar. Üstelik Kaşıkçı’nın kaybolduğu ilk iki gün bütün yetkililerin sırra kadem basmış olması, ulaşılmaz olması da aynı olayla bağlantılı olarak izah edilmesi zor başka bir konu haline gelmiş oldu. Bakalım bu mızrak bu çuvala nasıl sığdırılacak?”