Bundan tam 100 yıl önce 1921’de doğanlardan halen ülkemizde ve dünyada acaba kaçı yaşıyordur, hiç düşündük mü? On mu, elli mi yoksa yüz mü.? Ama bin olmadığı neredeyse kesin..! Sekiz milyarda bin ne anlam ifade eder ki..?

Buna göre bugün 01 Ocak 2021’de bile doğanların hiçbiri belki 2121’de hayatta olamayacaklar..!

Ya bizler..? 

Şu anda dünyayı kasıp kavuran, talan eden, yağmalayan, sahiplenmek için Timur’un filleri gibi her şeyi yıkıp geçen, kıran döken bizler .? Acaba hangimiz 01 Ocak 2121’de bu misafirhane de olacağız? Bırakın olmayı her birimiz belki on yıl, belki elli yıl ve belki de tam yüz yıl (!) önce bu diyarı terk etmiş olacağız..! 

Öyleyse değer mi; bunca anlamsız hoyratlıklara, bağlanmışlıklara, tutkulara, acımasızlıklara ve de zalimliklere..? Gerçekten değer mi hiç..?!

Ve... 2121’de doğacak dördüncü beşinci kuşak torunlarımız bırakın bizleri anmayı ya da hatırlamayı,  isimlerimizi dahi bilemeyecekler.. Ne kadar acı ve ne kadar büyük bir hayal kırıklığı değil mi?

Öyleyse; tüm kötü yanlarımızı, yanlışlarımızı, anlamsız çabalarımızı, değersiz önceliklerimizi, bir kaç günlük konaklama için misafir olduğumuz bu Han’ın gerçek sahipleri gibi kendimizi aldatmalarımızı bırakalım ve kendi öz değerlerimize dönelim.. 

Sadece sevgiyi, saygıyı, hoş görüyü, bir lokmayı bile paylaşmayı, barışı ve kardeşliği doya doya yaşayalım ve arkada hoş bir sadâ bırakabilmek için dalga dalga yayalım..

Ve böylece belki 2121’de doğacaklara da bu evrensel güzellikleri, günümüzde değerini yitiren sevgi, saygı, kardeşlik, yardımseverlik ve hoşgörü öğretilerini miras olarak bırakmış oluruz...

Selam, sevgi ve dua ile..