Şarkılarda mümkündü…

Hele de Arabesk müzikte kadının erkeği ya da erkeğin kadını aşkın kederine boğduğu dörtlükler ile büyüdük… Öleyazdık! Çoğu kez… Yaa aşk maşk acısı çekmeden öleyazabilsek nasıl bir duygu hissederdik?? Çoğu ölümle burun buruna gelmiş insanlara sorulduğunda alınan benzer yanıtlar, ölüme yakın deneyimleri daha iyi anlamamıza yardımcı… Biri şey demiş mesela ‘ görüntüler etrafında hızla yanıp sönerken “yavaşça havaya yükselme” hissi. Bir diğeri, daha önce hiç yaşamadığı “en derin sevgi ve huzur duygusu’…

Bir diğeri bilinç, “gerçeklik algısının tamamen kaybolduğu” bir “yabancı varlık” haline gelme hissi.. Bunlar, alışılmadık bir gruba ait olan insanların katıldığı küçük bir ankette paylaşılan birebir deneyimlerden bazıları! Hepsi, hem ölümle burun buruna gelmiş hem de halüsinojenik uyuşturucularım etkisini değerlendirmiş… Benzer etkiler! İşte bu!! Anket katılımcıları, ölümle burun buruna geldikleri deneyimleri ile halüsinojenik deneyimlerini farklı olarak tanımlamışlar, ancak aynı zamanda önemli bir örtüşme olduğunu da aşikar…

Perşembe günü yayımlanan bir makalede, araştırmacılar bu deneyimleri karşılaştırmak için bu anlatımlardan faydalandı ki bu durum aslında ‘sihirli mantar’ların klinik uygulamalarına da kapı aralıyor! Kapıdan ne girerse? :)) Yani ölmeden ölmeyeyazanların hikayelerini bilimsel yönden incelemek fikri son 20 senedir var. Nöroloji ve Biyoloji bilimlerinin kesişim yeri olan ‘bilincin’ tarifine denk olabileceği ve bilince etkileri gündemi meşgul ediyor ve son 5 yıldır epey konuşuluyor…

Son çalışma mesela 31 denek üzerinde yapılmış. Kalifornia Üniversitesi’nde… Katılımcılar çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri ve Britanya'dan gelen, ölümle burun buruna geldikleri deneyimleri genellikle trafik kazaları gibi travmatik olaylardan kaynaklanan erkeklerden oluşmuş. Bazıları zihin değiştiren uyuşturucuları sadece birkaç kez denemişken, diğerleri 100'den fazla kez denemişti. Çoğunlukla LSD veya psilosibin mantarları kullanmışlardı. Çoğu kişi, ölümle burun buruna geldikten bir süre sonra halüsinojenik uyuşturuculara yöneldiğini belirtti. Çalışmanın lideri Dr. Martial, "Ölümle burun buruna gelme deneyiminin insanları uyuşturucu kullanmaya motive etmiş olması mümkün, ancak bunu sormadık, bu yüzden bilmiyoruz," dedi ama aslında belki de bu deneyimin çözümlenmesi için deneklerin bu yollara başvurmuş olabileceği de mümkün. Yani benzer algılamaları yaratan ‘Sihirli Mantar’lar ile aynı durumu yaşamak ve aynı his ile yüzleşmek…Yakın zamanda bu teoriyi kanıtlamak için ek çalışmalar yapacaklar.. Araştırmacılar, bazı halüsinojenik uyuşturucuların ölümle burun buruna gelme deneyimleriyle daha güçlü bir örtüşme gösterip göstermediğini test etmek için ek çalışmalar planlıyorlar. Bu maddeler arasında, bir çöl kurbağasının zehrinden elde edilen güçlü bir halüsinojenik bileşen olan 5-Meo-DMT de var! Benim anladığım kadarıyla kültlerin ortaya çıktığı ‘çiçek çocuk’ dönemleri yani 1960’lar aslında bütün özgür ifade güçlerini hayal dünyalarını serbest bırakmaya borçluydu… :)))

Mantarlar sihirliydi. Çünkü evreni renklendiriyor, zamanı yavaşlatıyordu…Ben içilen çay ya da kahvenin bile motivasyon ve davranışa etkisini hissederek yaşadığımız bu dünyada halüsinojenik mantar dünyasının etkisinin de doğru kullanıldığında kişilere yardımcı olabileceği kanaatindeyim.. Sorun kaynağı orada fakat sorunun etkilerini sihirli mantar ile azaltmak ne derece doğru orası ayrı bir makale konusu, fakat sihirli bir el ile çalınan hayatların hayallere çevrilmesine müsade etmeyelim! Aksi takdirde ölmeyeyazmaktan ziyade ‘tatsız bir son’ bizi bekleyecektir…. Konu mantar… Sonu kantar!