Tekrar merhaba, bu yazımın konusu, çocuklarımızın- gençlerimizin bu sıralar üstesinden gelmeye çalıştıkları yeni nesil matematik soruları..

İşlerim nedeniyle sizlerle uzun bir süre birlikte olamadım. Mesleğim matematik öğretmenliği. Hemen hemen her sınıftan öğrenciye matematik öğrettiğim için, her kaynaktan matematik kitaplarından haberdarım, soruları görüyorum..Benim yöntemim çocuklarla ve gençlerle matematik konusunda iletişim kurarken, öncelikle onların kendilerine olan güvenlerini ön plana çıkarmak. Bunu yaparken de soruları kendilerinin de yapabileceğini görmelerini sağlamak. Bu birinci aşama..

Tüm sınıflarda okutulan (tüm dünyada olduğu gibi ) yeni nesil sorulara gelince; bu sorular cebirsel işlemli kısa sorular yerine, günlük hayatta karşılaşabilecekleri hesaplamaları baz alan, anlatımı uzun ama işlemi oldukça kısa formülden ziyade, kendi beyninin içindeki sistemi kullanarak çözülen sorular. Yani klasik matematik yerine bol şekilli bol resimli, (bazılarında sorunun anlatımı uzun) sorularla yeni bir matematik ders işleme tarzı. Fakat bu sorular sadece problemleri içeriyor. Her iki son sınıfta da diğer bütün konular yine eskisi ile aynı şekilde devam ediyor.

Son yıllarda TYT sınavlarında da çıkan bu yeni nesil sorular oldukça uzun anlatımlı.Soru başına düşen ‘’bir soru çözme dakikasının kısalığı’’ göz önüne alınırsa bu soruları çok hızlıca okuyup anlayıp çözmek için önce hızlı okuma tekniğine sahip olmaları gerekiyor. Eğer hızlı okuma tekniğine sahip değillerse asla ve asla (8. sınıflarda 20 / 12. sınıflarda 40 soru için verilen sürede) bu yeni nesil soruları okuyup anlayıp çözebilme şansına sahip olamazlar.Tabii liselerde bu durum, ortaokullara göre daha geniş bir alana sahip. Artı eskilerin tabiriyle kıvrak bir işlem becerisine de sahip olmanız gerekiyor. Çünkü bütün denklem kurma problemlerini içine alan bu yeni nesil sorular; yaş, hız, işçi, alışveriş kasaları işlemleri, kesir, yüzde, kâr- zarar, karışım..gibi aklınıza gelebilecek tüm sorular işin içinde..Belirttiğim tüm bu soru tarzlarının mantıklarını önceden bilmelisiniz ki uzun uzun verilen soruları bir çırpıda okuyup anlayıp hemen işlem yapabilesiniz. 8.sınıflarda da durum aynı. Hatta 8.sınıf öğrencilerinin soru tarzlarını çok daha fazla irdeleyip kavramaları ve oturtmaları gerekiyor. Öyle 8. sınıf yeni nesil sorular var ki, ben birçok 12. sınıf öğrencisinin bu soruları çözebileceğini sanmıyorum..Soru tarzları 8.sınıfa ayarlı ama denklem kurma problemleri mantığı her iki son sınıfta da aynı.Tabi burada çok iyi lise son öğrencilerini kastetmiyorum. Bu öğrenciler zaten 8. sınıftan bu işi bilerek geliyorlar .

LGS de 8. sınıflarda 10’a yakın bu yeni nesil sorular + 10 ayrı konunun soruları + geometri bilgisi ,

12. sınıflarda ise TYT de ilk sınavda 10 yeni nesil soru + 20 adet 24 konuya ait soru + 11 geometri sorusu var..AYT de ise 72 ayrı konunun sorusu çıkıyor.

Bu sistem daha mı iyi derseniz, bana göre tabii ki evet. Cebirsel soruları ezberleyerek çözmektense, dünyadaki birçok ‘sorunun’ problemlerini çözebilmeyi öğrenmek, farkında olmak elbette ki çok çok daha iyi bir bakış açısı...

Kendimizi  8. sınıf çocuklarımızın yerine koyalım.Tüm dünyada karşınıza çıkabilecek her tür matematik sorusu ile karşı karşıyasınız ve çok kısa sürede çözmeniz isteniyor..Aslında her insanın, mantığında yapabileceği sorular, fakat bir düşünelim anne baba olarak sizlerinde günlük hayatta kullandığınız ve yapabileceğiniz bu soruları, çocuklarınız tüm sene öğrendikleri halde acaba yapmakta niye zorlanıyorlar?

Bu sorular anne babalar arasında da bir sınav yapılarak sorulsaydı acaba sizler ne kadar yapardınız. Sizlerde aynı dünyada bu sorularla karşı karşıyasınız ve  ne kadar mantık yürütebiliyorsunuz? En azından bildiğiniz konuları, kâr zarar, ne kadar hızla ne kadar süre gidilebildiği gibi soruları onlara öğretemez misiniz?..Çocuğunuzla birlikte 8. sınıf bir matematik deneme kitapçığını alıp sorulara şöyle bir göz atın. Emin olun bu çocuğunuzun durumunu daha iyi anlamanızı ve onların bu sorulara ne kadar çok zaman harcadığını görmenizi sağlar. Onlardan da bazı şeyleri öğrenebilirsiniz 1,5 milyon 8. sınıf öğrencisi içinden seçilmekte ayrı bir konu. Lütfen çocuklara karşı başımızı kuma gömmeyelim. Aynı ortamda ayrı kutuplarda yaşamayalım.

Geçen sene 100 binin altında kalan birçok lise son öğrencisinin mezuna kaldığını, yani yeniden sınava girmek için hazırlandığını düşünürsek, aslında çocukların ve gençlerin şu anki durumlarının ne kadar zor olduğunun farkında olmamız gerekiyor.

Anne babalar olarak oldukça şefkatli yaklaşmanız desteklemeniz, ev içindeki sorunları ona hissettirmemeniz, bilhassa 8 sınıf çocuğunuza, çok az sayıdaki belirli liseleri kazanamamalarının dünyanın sonu olmayacağını belirtmeniz gerekiyor. Çünkü çocuğunuz lise 1. ve lise 2. sınıflarında da bu eksiklerini kapatabilir. Önemli olan hangi liseye gittiği değil, çocuğunuza eğitim öğretim bilincini aşılayıp aşılayamadığınız, derslerini bilinçli bir şekilde çalışmasını öğretip öğretemediğinizdir.

Dünyanın bugünkü durumundan bahsetmek bile istemiyorum. Şu an bildiğim tek şey daha iyi bir Türkiye bırakabilmek için, ya da ülkede daha korunaklı bir biçimde yaşayabilmeleri için çocuklarımızı ve gençlerimizi çok daha bilimle donatmak zorunda olduğumuzdur. Lütfen artık çocuklarımızı ve gençlerimizi hayata daha ilgili hazırlayalım, onlarla daha samimi daha gerçekçi ve daha içten bir bağ kuralım.

Şu an 4 milyon çocuğumuzu, gencimizi ilgilendiren yeni nesil sorular bundan sonra da hep hayatında olacak. Geleceğini belirleyecek. Sevgilerimle..